Bülent Gürlük

Av Mevsimi'nde sevgi ve şiddet

Başlıca rollerini Şener Şen, Cem Yılmaz, Melisa Sözen, Çetin Tekindor ve Okan Yalabık'ın üstlendiği Av Mevsimi'nde, umduğum dağlara kar yağdığını söylemeliyim. Av Mevsimi, ne yönetmen Yavuz Turgul'un, ne de Şen ve Yılmaz'ın sinema kariyerlerini bir çıta bile üste taşımayacak kadar vasat bir yapım. Kötü bir film mi? Asla değil, izlenmesini tavsiye ederim. Ama hikayenin kurgusu, çekimleri ve karakterlerin renkliliği açısından çok daha etkileyici bir film bekliyordum açıkçası. Cinayet masası şefini canlandıran Şener Şen'i, belki de şimdiye kadar ki filmleri arasında en kuru, rolünün heyecanını alamadığımız donuk bir karakter olarak izledim. Cem Yılmaz performansı, Çetin Tekindor da bakışlarındaki derinliği ve acıyı yansıtma ustalığıyla en beğendiğim isimlerdi.
***
Cinayet olayını araştıran ekipte, mesleğinin son demlerini yaşayan Avcı lakaplı usta polis Ferman'ı Şener Şen, diğer iki adamından tecrübeli ve yırtık İdris'i Cem Yılmaz, çömez Hasan'ı ise Okan Yalabık oynuyor. İdris rolündeki Cem Yılmaz, her an bir delilik edebilecek kadar kabına sığmayan, Karadenizli, ayrıldığı kadını hala aklından atamadığı için duygusal patlamalar yaşayan, şiddete eğilimli bir genç. Hayatını tehlikeye atmaktan çekinmeyecek kadar gözü kara ama kendisini terk eden karısına duyduğu öfkesi ile onu yeniden kazanma arzusunun çelişkiye dönüştüğü bir portre çiziyor. Ekibe yeni katılan Hasan ise, antropoloji eğitimi almış, kana ve ceset kokusuna dayanamayan, sevdiği kızla hayal ettiği hayatı 'cinayet masası'nda kuramayacağını görmesine rağmen mesleğini sürdürmeye çalışmanın iç çatışmasına düşmüş bir polistir.
***
Filmin ilk yarısında olayların fazlaca ağır gelişmesi, süreye gereksiz bir 'zaman' eklentisinde bulunmuş. Üstelik cinayette parmağı olduğu anlaşılan işadamının hasta kızına yapılan erken vurgu, dramatik çözümleme zekasına sahip izleyicinin kafasında cinayeti aydınlatacak ışığı yakıveriyor. İzleyici, doğru tahminle finale cinayet masası ekibinden önce ulaşıyor ve aynı anda seyir zevki de suya düşüveriyor. Bana göre 'Av Mevsimi'nde seyirci koltuklarındaki avın kaçtığı nokta burası... Ne yazık ki filmin sonunun nasıl geleceği de neredeyse ağızdan söyletilerek, finaldeki vurucu etki hafifletilmiş.
***
Benim için filmde olayların kader anını belirleyen ve polis İdris'i işadamının evini basmaya sürükleyen 'dramatik vurgu' ise etkileyiciydi. Eşini, kendisine dönmediği için öldürmeye giden İdris, bu sırada ışıkların sönmesi ve mumların yakılmasını da fırsat bilen kadın tarafından baştan çıkarılır. O geceyi birlikte geçirmeleri, İdris'te eşini yeniden kazandığı duygusunu yaratsa da, karısı adına bu sadece 'seven' erkeğin zaafiyetinden faydalanma çakallığından başka bir şey değildir. Bunu fark eden İdris ise artık yaşamanın bir anlamı olmadığı düşüncesiyle, öleceğini bile bile göz hapsinde tuttukları işadamına baskına gider. Ve ölümü cinayeti ortaya çıkarmak gibi görünse bile, sevdiği kadın uğruna gelir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.