'Muhteşem Yüzyıl' dizisi tarihçilere gün doğurdu!
Önce düzeysiz bir harem tartışmasıyla ortalık alevlendi. Efendim, koskoca Osmanlı padişahı nasıl kadın ve içki düşkünü gösterilirmiş, imparatorluğun en önemli hünkarı gözünü uçkurundan ayıramayan bir zavallı mıymış...
"Muhteşem Yüzyıl" dizisiyle ilgili koparılan kıyametten söz ediyorum...
Osmanlı padişahlarının kişilik portrelerini ve hayat öykülerini bu köşenin içine sığdırmak imkansız. Ama yönetimin 'babadan oğula' devşirildiği bir düzende, her tahta oturan adamdan aklı başında davranması beklenemez. İçlerinden sapığı da çıkabilir, eşcinseli de... Hatta delisi ya da korkağı bile...
Ayrıca Osmanlı'dan bahsederken Türklük damarınızın kabarması da anlamsız. Çünkü çoğu padişahın ya anası yabancıydı, ya karısı...
***
Ünlü ressam Picasso'nun sergisini gezen bir uyanık, uzun uzun incelediği tablonun önünde, "Bu ne biçim balık" diye söylenmiş. Onu işiten Picasso ise, "Baktığınız balık değil, resim" karşılığını vermiş.
Yani sanat, tıpa tıp gerçeği yansıtmak gibi bir arayış içinde değildir.
Elbette bir dönem dizisi çekiyorsanız, o günün koşullarına uygunluğu göz ardı edemezsiniz. Duyarlılık göstereceğiniz bir konu da, olayları çarpıtmamak olmalıdır. Hepsi bu...
Haydi ciddiyetsiz çıkışları geçtim. Ancak, "Muhteşem Yüzyıl" dizisiyle ilgili koca koca profesörler de 'tarihçilik' kusmaya başlayınca dayanamadım. Sanki eleştirdikleri televizyon dizisi değil, okullarda eğitim amaçlı çekilen bir tarih belgeseli. Biraz insaf. Dönemsellik taşıyor diye, her karesi yazdığınız kitapların satırlarıyla örtüşecek değil ya.
***
Yapılan iş sonuçta kurgudan ibarettir. Tarihsel bir kimliği ele alırken, onun kimi yönlerini sivriltmekte art niyet aranmamalıdır. Olaylar da tarihin akışıyla zıtlaşmadıkça değişik yönleriyle kameraya alınabilir. Ve hatta dizide geçen isimlerin manevi huzurda hak ettikleri saygıyı sarsmayacak eleştiriler de ön plana çıkarılabilir. Bunların hepsi gayet normaldir.
Salt tarihçi bir yaklaşım göstererek o devrin prosedürlerine uygunlukta aşırıya kaçmak iki büyük engel içerir. Birincisi, anlatımı ayrıntıya boğma riskidir... Çünkü Osmanlı'nın saray yaşantısında her adımın, her hitabın, her giriş çıkışın akılda tutulmayacak kadar karmaşık adap ve kuralları var. Günümüzde bir önem taşımayan ve dizide yaşananların aktarımına hizmette bulunmayan ayrıntılar pek ala atlanabilir.
***
Aşırı dönemselciliğin ikinci handikabı ise, güncelliği çöpe atma riskidir. Çünkü bir televizyon dizisinde, izleyicinin kendisinden ve hayatından bir şeyler bulabileceği yanların güçlendirilmiş olması gerekir.
Bugün ile Kanuni Sultan Süleyman'ın yaşadığı dönemin arasına aşılamayacak bir mesafe koyarsanız, insanları sıkarsınız. Dönemin kültürü, toplum yapısı, giyim kuşamı, konuşma şekli, ahlak sistemi ve gelenekleri dikkate alınmasın demiyorum. Ama günümüzle arasındaki tüm köprüleri yıkarcasına ekrana taşıyıp, tarih kitaplarından farksız hale getirdiğiniz anda izletecek kimseyi de bulamazsınız.
Bu nedenle 'objektifliği' en önemli ilke sayan tarihçilerimize, pek anlamadıkları 'dramatik kurgu'nun alanına fazla müdahale etmemelerini öneririm.
"Muhteşem Yüzyıl" dizisiyle ilgili koparılan kıyametten söz ediyorum...
Osmanlı padişahlarının kişilik portrelerini ve hayat öykülerini bu köşenin içine sığdırmak imkansız. Ama yönetimin 'babadan oğula' devşirildiği bir düzende, her tahta oturan adamdan aklı başında davranması beklenemez. İçlerinden sapığı da çıkabilir, eşcinseli de... Hatta delisi ya da korkağı bile...
Ayrıca Osmanlı'dan bahsederken Türklük damarınızın kabarması da anlamsız. Çünkü çoğu padişahın ya anası yabancıydı, ya karısı...
***
Ünlü ressam Picasso'nun sergisini gezen bir uyanık, uzun uzun incelediği tablonun önünde, "Bu ne biçim balık" diye söylenmiş. Onu işiten Picasso ise, "Baktığınız balık değil, resim" karşılığını vermiş.
Yani sanat, tıpa tıp gerçeği yansıtmak gibi bir arayış içinde değildir.
Elbette bir dönem dizisi çekiyorsanız, o günün koşullarına uygunluğu göz ardı edemezsiniz. Duyarlılık göstereceğiniz bir konu da, olayları çarpıtmamak olmalıdır. Hepsi bu...
Haydi ciddiyetsiz çıkışları geçtim. Ancak, "Muhteşem Yüzyıl" dizisiyle ilgili koca koca profesörler de 'tarihçilik' kusmaya başlayınca dayanamadım. Sanki eleştirdikleri televizyon dizisi değil, okullarda eğitim amaçlı çekilen bir tarih belgeseli. Biraz insaf. Dönemsellik taşıyor diye, her karesi yazdığınız kitapların satırlarıyla örtüşecek değil ya.
***
Yapılan iş sonuçta kurgudan ibarettir. Tarihsel bir kimliği ele alırken, onun kimi yönlerini sivriltmekte art niyet aranmamalıdır. Olaylar da tarihin akışıyla zıtlaşmadıkça değişik yönleriyle kameraya alınabilir. Ve hatta dizide geçen isimlerin manevi huzurda hak ettikleri saygıyı sarsmayacak eleştiriler de ön plana çıkarılabilir. Bunların hepsi gayet normaldir.
Salt tarihçi bir yaklaşım göstererek o devrin prosedürlerine uygunlukta aşırıya kaçmak iki büyük engel içerir. Birincisi, anlatımı ayrıntıya boğma riskidir... Çünkü Osmanlı'nın saray yaşantısında her adımın, her hitabın, her giriş çıkışın akılda tutulmayacak kadar karmaşık adap ve kuralları var. Günümüzde bir önem taşımayan ve dizide yaşananların aktarımına hizmette bulunmayan ayrıntılar pek ala atlanabilir.
***
Aşırı dönemselciliğin ikinci handikabı ise, güncelliği çöpe atma riskidir. Çünkü bir televizyon dizisinde, izleyicinin kendisinden ve hayatından bir şeyler bulabileceği yanların güçlendirilmiş olması gerekir.
Bugün ile Kanuni Sultan Süleyman'ın yaşadığı dönemin arasına aşılamayacak bir mesafe koyarsanız, insanları sıkarsınız. Dönemin kültürü, toplum yapısı, giyim kuşamı, konuşma şekli, ahlak sistemi ve gelenekleri dikkate alınmasın demiyorum. Ama günümüzle arasındaki tüm köprüleri yıkarcasına ekrana taşıyıp, tarih kitaplarından farksız hale getirdiğiniz anda izletecek kimseyi de bulamazsınız.
Bu nedenle 'objektifliği' en önemli ilke sayan tarihçilerimize, pek anlamadıkları 'dramatik kurgu'nun alanına fazla müdahale etmemelerini öneririm.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.