Bülent Gürlük

Kukla, İzmir ile dünya arasında köprü kurdu

İkinci haftayı geride bıraktığımız Kukla Günleri'nin coşkusu salonlara sığmıyor. Festivali takip edenler, kentin dört yanından her yaş grubuna yönelik oyunlara akan insan selini görüyorlar. Bu çılgınlık elbette basına da yansıyor. Ve gazete sayfalarına dolup taşan haberler sayesinde festivalin heyecan dalgası İzmir sınırlarını aşarak geniş kesimlere yayılıyor. Ne de olsa internetin ülkesi yok. Kukla Günleri'nin hacmi, kalitesi ve gördüğü ilgi artık uluslararası alanda dikkat çekecek boyutlara dayandı.
***
Kentin dünyaya açılımında İzmir Uluslararası Kukla Günleri'nin üstlendiği rolü kestirebilmek için, sevgili Müjgan Kulle'nin festivale katılan gruplarla yaptığı röportajlara göz atmak yeter.
Müjgan'ın konuştuğu ünlü kukla sanatçılarının tümü, İzmir'in bu festival sayesinde kendi ülkeleriyle dostluk ve kültür köprüsü kurduğunu vurguluyor. Hepsi de birçok dünya ülkesinin İzmir'i kukla aracılığıyla tanıma fırsatı bulduğunu dile getiriyor.
İnsanların ilgi ve sıcaklığından çok etkilenen yabancıların çoğu önümüzdeki yıllarda yine İzmir'e gelmeyi ve yakınlarını da getirmeyi düşündüklerini açıklıyor.
Aralarında ilk kez Türkiye'ye geldiklerini ve ülkemizle ilgili kimi kötü duyumların aksine gayet modern bir şehir bulduklarını anlatanlar var.
***
Kukla Günleri Direktörü Selçuk Dinçer, Fransa'nın Charleville Mezieres kasabasında düzenlenen dünyanın en büyük kukla festivalinin direktörü Anne Françoise Cabanis'in de önceki gün İzmir'e geldiğini söyledi.
Charleville Mezieres Kukla Festivali iki yılda bir düzenleniyor ve o dönemde tamamen bir kukla kent haline dönüştürülen bölgeye dünyanın birçok yerinden insan, gösterileri izlemeye gidiyor. Böylesine büyük bir organizasyonun düzenleyicisi olan bayan Cabanis, İzmir'deki Kukla Günleri'nin methini duyduğu için kentimize gelmiş.
Ünlü organizatörün bu vesileyle ilk kez Türkiye'ye geldiğini belirten Dinçer, "Geçen yıl Danimarka'daki gösterileri birlikte izledik. İzmir'i çok merak ettiğini söyledi. Bu yılki programı ve ilgiyi de öğrenince davetimizi geri çevirmedi" dedi.
***
İki gündür İzmir'deki gösterileri izleyen ve Körfez'i çevreleyen festivalin büyüklüğüne şaşırdığını söyleyen Françoise Cabanis, dün akşam Fransız Kültür Merkezi'nde "Çağdaş Kuklacılıkta İtici Bir Güç: Charleville Mezieres Örneği" adlı konferans verdi.
Yeryüzünün en bilindik, en geniş çapta ilgi gören ve en prestijli kukla festivalini düzenleyen ismin, Türkiye'yi İzmir'le tanıması kadar kente etiket sağlayacak bir gelişme gösterebilir misiniz bana? Üstelik çıkar ilişkileri ya da uluslararası protokoller uğruna değil, duyduğu övgüler üzerine gönüllüce geliyor kentimize.
İşte hep söylediğimiz gibi, İzmir'in marka kent haline gelmesini sağlayacak temeller bu tür festivaller ve kültür hamleleriyle atılıyor.
***
Daha bitmedi...
Bugün de Danimarka'nın en büyük kukla festivali direktörü Ulla Dengsoe İzmir'e geliyor. Ülkesinde Silkeborg Kukla Festivali'ni düzenleyen kadın direktörün amacı, ilimizdeki kukla temsillerini izlemek...
Ulla Dengsoe de Fransız meslektaşı gibi Türkiye'ye ilk kez geliyor. Eminim o da, 6 yılda kendi ülkesindeki organizasyonu bile geride bırakan İzmir Kukla Günleri'nden olağanüstü etkilenecek ve hafızasında yer edecek izlenimlerle ülkesine dönecek.
Ve tüm bu gelişmelerin geri dönüşümü hem kukla ile İzmir'in bir dünya markası kimliğini kazanmasına hem de kentimizin uluslararası alanda bilinirliğinin artmasına yarayacak.
Daha ne olsun...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.