Avrupa'nın cazcıları sizler için İzmir'de
İzmir Kültür Sanat Eğitim Vakfı'nın (İKSEV), şehrin puslu havasını cazın tınılarıyla şenlendiren bu güzelim festivalini kaçırmayın. Avrupa'nın en ünlü, en yetenekli, en enerjik ve sempatik toplulukları, cazın ruhundaki isyanı yansıtan müzikleriyle sizleri keyifli yolculuklara çıkarmak için ayağınıza geliyor!
Adnan Saygun'daki açılışta, salondaki programdan önce her yıl olduğu gibi, festival boyunca gezilebilecek 'Caz Afişi Yarışması' ile Rafal Olbinski'nin 'Kapaktaki Caz' sergilerini inceleme fırsatı bulduk.
***
Biliyorsunuz, İKSEV'in program kitaplarının kapağını da oluşturan festival afişlerini belirlemek üzere bir yarışma düzenlenmişti. Bu yarışma ile hem yetenekli gençler teşvik ediliyor hem de birinci seçilen afiş festival boyunca kentin meydanlarını ve program broşürlerini süslüyor...
İKSEV bununla da kalmayıp, yarışmaya katılan tüm gençlerin emeğini sanatseverlerle buluşturmak üzere bir 'Caz Afişi Yarışması Sergisi'ne yer veriyor.
Festivale ayrı bir lezzet katan ve çizgilerden zeka fışkıran o keyifli afişleri mutlaka görmelisiniz.
***
Salona geçtiğimizde, Ümit Tunçağ'ın eğlenceli sunumuyla afiş yarışmasında dereceye giren gençlere ödüllerinin verilmesinin ardından, sahneyi İtalyan topluluk 'Furio Di Castri Quartet' aldı.
Tenor saksafonda Jacopo Albini, piyanoda Fabio Giachino, kontrbasta Furio Di Castri ile davulda Ruben Bellavia'nın oluşturduğu grup çalmaya başladığı andan itibaren, biz artık koltuklarımızda değildik!
Hepsi birbirinden yetenekli solistler, ezgileri ve enerjileriyle yüreğimizin ritmini doruklara çıkaran bir konser coşkusu yaşattı caz severlere... Sonradan dinmek bilmeyen alkışları bir de bis yaparak selamlayan 'Furio Di Castri Quartet', iyi ki kentimize davet edilmiş.
Evet, eğlence başladı, devamını getireceğiz...
TÜSAK'a sessiz kalmayın!
Duymuşsunuzdur... Kültür Bakanlığı, sanat kurumlarının kökünü kazıyacak TÜSAK isimli bir yasa taslağı hazırladı. Biz projenin 'iyi niyet' taşımadığını ve ülkenin aydınlık yüzüne karartma düşüreceğini sürekli anlattık. Sanatçılar, sivil örgütler ve sendika üyeleri de çeşitli platformlarda tepkilerini ortaya koydukça, hükümet bir ileri-bir geri takarak kah askıya aldı, kah gündeme taşıdı bu tasarıyı...
***
Sonuç olarak bakanlık, yurdun en ücra köşesinde bile halkın sanattan pay almasını sağlayan kurumların kaldırıldığını açıkça beyan eden TÜSAK için, sözüm ona 'sanatçıların da görüşünü alıyoruz' algısı uyandırmak üzere bir toplantı tertip etti. Fikirleri baştan sorulması gereken insanlardan kaçırılarak hazırlanan 'TÜSAK düzeneği'nin, hiçbir değişiklik öngörmeksizin önlerine konmasını kabullenmeyen katılımcılar da önceki gün Ankara'da yapılan görüşmeyi terk ettiler.
Çünkü oradaki sanatçılar, onları temsil eden kuruluşların ve sendikanın temsilcileri, boyunlarına ilmeği geçiren bir yasanın sadece deklare edilmesini hedefleyen bir toplantıyla tuzağa çekilecek insanlar değildi! Amaç düşünce alışverişi ise, bugüne dek akılları neredeydi! Artık bu yasa, bir punduna getirilerek kurumların tepesine inmenin eşiğinde...
***
Buna sadece sanatçıların ve kurum çalışanlarının tepki göstermesi yetmez, sanatına sahip çıkması gereken sizlersiniz. Tepedekileri 'bir kez daha düşünmeye' itecek zihin dalgalanması ancak halkın renk vermesiyle mümkündür. Çoook uzun yılların meşakkatli çabalarıyla kilometre taşları döşenen bu kurumlara bir çırpıda kilit vurulabilir. Ama yarın yeniden bu seviyeye getirmek bir yüzyıl daha gerektirir! Karar sizin...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.