Gluck'tan ezgilerle keyifli bir yolculuk

Sanatçı hep önüne konulanla idare edecek, verilen eseri çalacak, istenen rolü oynayacak ve sadece çalıştığı kurumun repertuvarıyla kendini sınırlayacak insan olmamalıdır.
Eğer sanat yaratıcılığa dayanıyorsa, kişinin içinden geleni, yüreğinden geçeni yansıtma arzusuyla özgün şekiller alabiliyor ve sanatçının heyecanı öncelikle kendini tatmin etme duygusuyla besleniyorsa, kafası sürekli yeni hayallerle dolup taşmalıdır.
Onu hayata bağlayan müziği, dansı, şarkıları, oyunları, renkleri keşfetmeli ve bunları sanatseverle buluşturacak yaratıcı projelere dönüştürmelidir.
***
Bunun oldukça keyif verici örneğini geçtiğimiz haftalarda İzmir Devlet Opera ve Balesi'nde yaşadık... İzmir Opera Orkestrası'nın keman sanatçısı Hakan Özaytekin'in projelendirdiği, opera yönetiminin de yıllık takvime dahil ettiği bir gecede tınıların ve şarkıların eşliğinde adeta zaman yolculuğuna çıktık.
Hakan Özaytekin'in, 300'üncü doğum yılı kutlanan Alman besteci Christoph Willibald Gluck'u eserleriyle anmak üzere hazırladığı proje kapsamında, sanatçının şarkılarından oluşan zevkli bir seçki sunuldu Elhamra Sahnesi'nde...
***
Müzikseverlerin büyük ilgi gösterdiği Gluck Yılı Özel Konseri'nde, yaşamı 'Geç Barok'tan 'Klasik'e uzanan bir süreci kapsayan büyük bestecinin her iki dönemde de ürettiği eserleri aynı gecede dinlemek eşine az rastlanacak bir zevkti.
Ben şimdiye dek ilk kez, bir konserde sahne üzerinde hem klavsenin hem de piyanonun birlikte kullanıldığını gördüm. Çünkü Gluck'un Barok eserleri klavsen, sonraki dönem besteleri ise piyano ile seslendirildi. Her iki enstrümanda yine operamızın başarılı piyanisti Tuğçe Özaytekin'in performansı alkışlanmaya değerdi.
***
Ayrıca kemanda Hakan Özaytekin, Gökmen Fahlioğulları, viyolonselde Deniz Kırcalı ve obuada Zeliha Budak, Gluck'un notalarıyla o muhteşem müzik yolculuğunun kilometre taşlarını döşediler...
Tabii ki o yolculuğu süsleyen, ruhumuzu kanatlandıran harika sesler de sahnedeydi. Bas Hasan Alptekin, sopranolar Derya Gürlük, Linet Şaul ve Beril El'in seslendirdiği arya ve aryantikler salonu doldururken, nasıl kendimizden geçtiğimizi siz düşünün!
Gecenin bizi Barok ve Klasik dönemlere sürükleyen yolculuğunda görselliğin rolü de yadsınamayacak kadar etkiliydi. Çünkü konserdeki tüm sanatçıların, operanın kostüm arşivinden seçtikleri dönem kıyafetleriyle izleyici karşısına çıkması, geceye ayrı bir renk ve espri kattı.
***
İzmir Operası'nın, yetenekleri kadar rengarenk bir hayal yelpazesine sahip olan değerli sanatçılarından, kentin kültür hayatına farklı tatlar katacak bu tür projeleri sürdürmelerini bekliyorum.
Ve Gluck Yılı Özel Konseri için başta sevgili Hakan Özaytekin olmak üzere, emeği geçen herkesi tekrar kutluyorum.
Hepinize sanatın ışığından mahrum kalmayacağınız yeni bir yıl dilerim!