İzmir artık sanat başkentiymiş!
Artık kime yalakalık etme düşünceleri varsa, birileri hala İzmir'in 'sanat kenti' hatta 'sanat başkenti' haline geldiğini yumurtlamaktan geri kalmıyor.
Sanatla 'anılmak' için, sanatın güncel hayatımızın bir parçası olması gerektiğini, bunu da ancak 'festivaller şehri' gömleğini kente giydirmekle başarabileceğimizi milyon kere dile getirdik.
Her fırsatta şehrin 'sanatla' marka haline gelmesini sağlayacak etkinliklere, sanat mekanlarına, bu alanda İzmir'in dünyayla bütünleşeceği kültür köprülerinin atılmasına, kentin sanat üretmesine, yetiştirdiği sanatçılara sahip çıkmasına çok ama çok daha fazla ihtiyacımız olduğunu yazıp çiziyoruz.
Değişik ülkelerden, dünya şehirlerinden örnekler veriyoruz...
Peki bugün geldiğimiz sonuç nedir?
Bırakın birilerinin işkembeden uydurduğu 'sanat başkenti' yolculuğunda ileriye doğru bir adım atmayı, aksine gerisin geri gidiyoruz.
İşte kültür sanatta en önemli politikaları ve projeleri yürütmesini beklediğimiz İzmir Büyükşehir Belediyesi, her yıl Dünya Tiyatrolar Günü olan 27 Mart'ta başlayan ve son birkaç yıldır 'uluslararası' boyuta çekmeyi akıl ettiği İzmir Tiyatro Günleri'ni gerçekleştirmiyor!
Sebebi, festivale davet edilecek toplulukların belirlenmesi amacıyla yapılması gereken ihaleye çıkılamaması!
Ne büyük sanat kenti olduğumuzu siz düşünün...
Yeni ufuklar açmayı geçtim, 35'inci yılına dayanan bir festivali hayata geçirmeyi, daha doğrusu o festivalin ihalesini yerine getiremeyen bir İzmir'den söz ediyorum...
Oysa şu anda, bizimkinden uzun yıllar sonra düzenlenmeye başlamasına rağmen uluslararası çapta yankı uyandıran Adana'daki tiyatro festivalinin gişeleri önünde insan kaynıyor.
Binlerce bilet satıldı, satılmaya devam ediyor ve belki çok istemelerine rağmen yer bulamayan sanatseverler de dışarıda kalmanın üzüntüsünü yaşıyor.
Bir de ülkemizin Batı'ya açılan kapısı konumundaki, çağdaş, demokrat, geçmişin en önemli kültür mirasını bize emanet eden medeniyetlerin yuva kurduğu İzmir'deki manzaraya bakın.
Utanmamak elde mi?
Ama ne yazık ki utanmayan, sıkılmayan çok...
'İzmir artık sanat kenti, sanatın başkenti' diye demeçler saçan, röportajlar verenler, bakalım şimdi bir tepki gösterecekler mi!
Sanat mekanı olarak tasarlanmış bir tane salonu olmayan bir kentten bahsediyoruz...
Güzel sanatlardan ve konservatuvardan mezun gençlerin işini yapma fırsatı bulamadığı için kaçtığı bir kent...
Kalan oyuncuların ise sanatını icra etmek amacıyla barları bile tercih etmek zorunda kaldığı, ressamların ise apartman dairelerinde sözüm ona galeri açtıkları bir kent...
Ve tüm bunlar yaşanırken, ne yazık ki kentin sanat önderlerinin konuşmaya korktuğu, kamuoyu yaratmak şöyle dursun, kulaklarının üzerine yattıkları bir İzmir'den bahsediyoruz...
35 yıllık tiyatro festivali yapılmıyor ve en çok konuşması gerekenlerin yazık ki gıkı çıkmıyor!
Sonra da neymiş, şehir tiyatrosunu kurmayan, sanatseverlerin dört gözle beklediği festivali yapmayı beceremeyen Büyükşehir'in İzmir'i 'artık sanat başkenti'ymiş!
Yesinler...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.