Filiz İçke Önal

Horlamanın bir numaralı nedeni şişmanlık

Ekol Kulak Burun Boğaz Dal Merkezi doktorlarından Op. Dr. Yahya Demirdelen: "Kilo fazlalığı horlamanın en önemli nedenlerinden biri. Zayıflayan hastaların yüzde 80'inde horlama önemli derecede azalıyor, hatta tamamen ortadan kalkabiliyor."
Horlamanın gürültüsü eşin ve ev halkının sorunu olabilir ama asıl sıkıntıyı, yol açtığı sağlık sorunlarıyla boğuşan horlayan kişi yaşıyor. Bu kişiler güne yorgun başlıyor, masa başında, konferansta, hatta direksiyonda uykuya dalabiliyor. Horlama ve tedavisi hakkında merak edilenleri Ekol Kulak Burun Boğaz Dal Merkezi'nden Op. Dr. Yahya Demirdelen'e sorduk.
-Horlama nedir?
Horlama, hava yolunda darlık oluştuğu durumlarda ortaya çıkan gürültü biçimindeki sestir. Erişkin insanların yüzde 45'i zaman zaman, yüzde 25'i sürekli horlar. Horlama erkeklerde ve şişman kişilerde daha sık olmakla beraber her insanda görülebilir. Yaşla birlikte horlama sıklığı artar.
-Neden horlarız?
Dil kökü, küçük dil, yumuşak damak ve bademciklerin geniz bölgesi ile birleştiği bölge kendiliğinden daralabilen bir bölgedir. Uyku sırasında bu bölgedeki kasların gevşemesi ile hava geçiş alanı daralır ve geçen hava gevşek dokularda titreşim oluşturarak horlamaya neden olur.
Şişman insanlarda kalın ve yağlı boyun dokusu,çocuklarda ise büyük bademcik ve geniz eti en sık rastlanan horlama nedenlerindendir.
Burun tıkanıklığı yapan deviasyon problemleri, burun eti büyümesi, polipler horlama yapabilirler. Yumuşak damak, küçük dilin uzun olması veya oluşan sarkmalar da hava yolunu daraltarak horlamaya neden olur.
Uyku sırasında dil ve boğaz kaslarında gevşeme meydana gelir. Gevşek kaslar özellikle sırt üstü yatınca dilin boğaz arkasına kaçmasına engel olamaz. Alkol ya da sakinleştirici ilaç alımı da bu kas gevşemesini, dolayısıyla da horlamayı artırır.
-Neden erkekler daha çok horlar?
Bunun nedeni, yağlanmanın kadınlarda kalça bölgesinde, erkeklerde ise boyun ve karın çevresinde yoğunlaşmasıdır. Kilolu erkeklerde bu durum, özellikle sırtüstü pozisyonda yatarken karın kitlesinin diyaframa baskısıyla göğüs içi basıncını arttırır. Dilin de arkaya kayması ve uyku ile birlikte yutak çevresindeki yumuşak doku ve kasların gevşemesiyle horlama görülür.
-Horlama bir sağlık problemi olarak değerlendirilmeli midir?
Geçmişte horlama nefes durmasına ve uykuda bölünmeye yol açmadıkça hastaya bir zarar vermediği düşünülüyordu. Ancak yapılan araştırmalar, uyku sırasında solunumda bir düzensizlik olmasa bile kişi gece boyunca solunum için daha fazla güç harcadığından ertesi gün yorgunluğa, halsizlik ve uyku haline neden olabildiğini ortaya koydu. Horlama bazılarınca önemsiz ve basit bir durum olarak kabul edilebilir. Ancak, bazen bütün ev halkını huzursuz eden bir sorun haline de gelebilir. Horlayan kişi tatil ve iş gezilerinde istenilmeyen oda arkadaşı olur. Horlayan kişinin tıbbi olarakta birçok sorunla karşılaşması olasıdır. Dinlenemeden geçirilen gecelerin yanı sıra aşırı horlayan kişilerde yüksek tansiyon, horlamayan kişilere göre daha sık görülür.
-Horlamayı önlemek için neler yapabiliriz?
Kişiler alacakları bazı tedbirlerle basit horlamadan kurtulabilirler. Bu tedbirler şunlardır:
* İdeal vücut kilosuna ulaşılmaya çalışılmalı.
* İyi bir kas tonusu kazanmak için spor yapılmalı.
* Uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen alerji ilaçları uykudan önce alınmamalı.
* Uykudan 4 saat önce alkol almaktan kaçınılmalı.
* Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınmalı.
* Aşırı yorgunluktan sakınmalı.
* Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmeli. Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala faydalı bir metotdur. Böylelikle sırt üstü uyumaya engel olunur.
Uykuda nefes duruyor
Ekol Kulak Burun Boğaz Dal Merkezi doktorlarından Op. Dr. Yahya Demirdelen, tıkayıcı uyku-apne (TUAS) sendromunu şu sözlerle açıklıyor:
"Apne, nefes durması demektir. TUAS; uykuda yumuşak dokuların gevşemesi ve nefes alma sırasında oluşan negatif basınç nedeniyle solunum yolunun tıkanması, böylece ağız ve burundan hava girişinin en az 10 saniye süreyle engellenmesi ve bu sırada vücudun solunum için aşırı çaba göstermesiyle karakterize ciddi bir hastalıktır. Nefes durmaları gece boyunca sık olarak (bazen yüzlerce kez) tekrarlar, her biri ortalama 20-40 saniye sürelidir, şiddetli olgularda bu süre iki dakikadan fazla olabilir. Nefes durmaları sırasında kandaki oksijen miktarı önemli ölçüde azalır. Dolayısıyla kalp, beyin ve diğer organlara yeterli oksijen ulaşamaz."

Kükrer gibi!
-Tıkayıcı uyku-apne sendromu belirtileri nelerdir?

Solunum problemleri uykuda oluştuğu için hastanın kendisi durumdan haberdar değildir. Durumu hastanın eşi veya yakınları farkeder. En belirgin bulgu horlamadır. Hastaların hemen tamamı çok şiddetli biçimde horlarlar. Hasta düzenli şekilde horlarken aniden sesi kesilir. Hastanın yakınları, önce bu durumun farkına varır. Nefes durması sırasında karın ve göğüs hareketleri devam eder. Bu yüzden hava girişinin durduğunu, dışarıdan izleyen birinin ilk anda anlaması zordur. Yukarı bölgedeki tıkanıklığı yenmek için diyafram gittikçe daha fazla kasılır, karın ve göğüs hareketlerinin genliği artar ve bir noktadan sonra bu artmış solunum eforuyla tıkanıklık yenilince hasta öncekinden daha şiddetli bir ses çıkararak, adeta kükrer gibi tekrar solumaya başlar. Hastalığın ilk ve en belirgin semptomu gündüz aşırı uyku halidir. Diğer belirtiler ise;
* Sabah şiddetli ağız kuruluğu ile uyanma
* Sabah başağrıları
* Eskiye oranla daha sinirli ve daha tahammülsüz olma
* Anksiyete (kaygı)
* Konsantrasyonu sürdürmede güçlük
* Çocuklarda okul başarısının düşmesi
* Unutkanlık
* Eskiden olmadığı halde gece bir veya daha fazla kez tuvalete kalkma
* İklim şartlarıyla açıklanamayan gece terlemeleri
* Cinsel istekte azalma, erkekte iktidarsızlık.
Ameliyattan yüz güldürücü sonuçlar elde ediliyor
-Tıkayıcı uyku-apne sendromu tanısı nasıl konur?

Teşhis, bir uyku çalışması ile koyulur. Bir gece boyunca uyku odasında "polisomnografi" cihazına bağlı olarak uyuyan hastanın uykuya ait tüm kayıtları alınarak değerlendirilir. Tedavi planı ise her hastanın belirtileri, uyku çalışması sonuçları ve muayene bulgularına göre düzenlenir.
-Tedavi nasıl yapılır?
Tedavi alerji veya enfeksiyon tedavisi gibi daha basit olabildiği gibi bademcik geniz eti veya burun bozukluklarının cerrahi tedavisini de gerektirebilir. Boğazdaki hareketli dokuların sabitleştirilmesi ve hava yolunun genişletilmesini sağlayan horlama ameliyatlarından başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Bu ameliyatlara "uvulopalatofarengoplasti ameliyatı" (UPPP) adı verilmektedir. Hasta için bademcik ameliyatından çok farklı his vermez. Lazerin kullanıldığı Laser-assisted uvulopalatoplasti (LAUP) lokal anestezi ile yapılabilen bir başka ameliyattır. Genel durumu ameliyata uygun olmayan, başka bir hastalığından dolayı ameliyat olamayan ya da nefes durmalarının çok yoğun olduğu, bu yüzden de cerrahiden fayda göremeyecek kadar ileri hastalarda CPAP veya BİPAP denilen pozitif basınçlı bir ağız-burun maskesi kullanılmaktadır. Hafif olgularda ağız içi araçlar yararlı olabilmektedir. Yumuşak damak içine yerleştirilen PİLLAR denen özel materyallerle uygun hastalarda yumuşak damakta katılık sağlanarak horlama azaltılmaya çalışılmaktadır.

Kalbinizi ve damarlarınızı gıda seçimlerinizle koruyun

Kalbimizi ve damarlarımızı korumak için sağlıklı bir diyet sürdürmek, ideal vücut sağırlığını korumak, kanda kötü kolesterol (LDL), iyi kolesterol (HDL), ve trigliserit düzeylerini istenen düzeylere getirmek, tansiyonu normal seviyelerde tutmak, kan şekerini ideal seviyede tutmak, düzenli fiziksel aktivite yapmak ve sigara kullanmamak gerekiyor. Beslenmede dikkat edilecke noktalar ise şunlar:
Bol sebze ve meyve yiyin: Sebze ve meyvelerin çoğunda yeterli miktarda besin maddesi vardır, aynı zamanda kalorileri düşüktür ve çok miktarda lif içerirler. Dolayısıyla, sebze ve meyveler fazla enerji vermeden yeterli besin sağlarlar. Yapılan çalışmalar sebze-meyve ağırlıklı diyetin tansiyonu düşürdüğünü, özellikle de inme riskini azalttığını gösteriyor.
İşlenmemiş taneli, bol lifli yiyecekleri tercih edin: Bunlar hem diyetin kalitesini artırırlar, hem de kalp damar hastalığı riskini düşürürler. Lifli diyetler mide boşalmasını geciktirerek doygunluk sağlarlar ve kalori miktarını düşürürler. Ayrıca vücutta sentezlenen kolesterol miktarını düşürürler.
Haftada en az iki kez balık tüketin: Balık eti, özellikle de yağlı balık eti, omega-3 yağ asitlerince zengindir. Haftada iki kez balık yenmesi erişkinlerde ani ölüm ve koroner kalp hastalığı nedeniyle ölüm riskini azaltır.
Şekerli yiyecek ve içeceklerden kaçının: Diyetle alınan toplam enerjinin büyük bir kısmı şekerli içeceklerden gelir. Şekerli yiyecek ve içecekler fazla kalorileri nedeniyle şişmanlığa yol açarlar. Şekerli içecekler besleyici özellikleri olmamasına rağmen fazla enerji vererek kilo alımına neden olurlar.
Tuzu azaltın: Fazla miktarda tuz tüketmek yüksek tansiyona yol açar. Tuz kısıtlaması, tansiyonu normal kişilerde yüksek tansiyon gelişimini önlerken, yüksek tansiyonlularda tedaviyi kolaylaştırır. Tuz kısıtlaması yaşa bağlı tansiyon yükselmesini azaltırken diğer taraftan damar sertliği ve kalp yetmezliği riskini düşürür.
Alkole dikkat: Az miktarda alkol alımı kalp-damar hastalığı riskini azaltırsa da, sadece kalp damar hastalığı riskini azaltması nedeniyle alkol alınması doğru değildir. Alkol aşırı miktarda alındığında kanda trigliserit (zararlı kan yağları) düzeyini artırır, tansiyonu yükseltir ve karaciğer hasarına yol açar.
Dışarıdaki mönülere dikkat edin: Ev dışında yemek yiyecekseniz, seçtiğiniz yemeğin içeriğini dikkat etmelisiniz. Soslu, kremalı, yanında kızartma yiyeceklerle servis edilen mönüler yerine ızgara ve salata ağırlıklı tercihler yapmaya dikkat edin.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.