"Mide kanserlerinin çok azı erkenden yakalanabiliyor"
-Mide kanserinden korunmak için ne yapabiliriz?
Genetik yatkınlık çok önemli. Ailede mide kanseri varsa kişi, hastalığı yatkınlığı olduğunu bilmeli ve şikayeti olmasa bile, erken teşhis şansı için belli aralıklarla endoskopi yaptırmalı. Aşırı tuzlu gıdalar, konserve, turşu, füme edilmiş kurutulmuş etler, şarküteri ürünleri ve hazır katkılı gıdalardan uzak durmak gerekiyor. Ama ne yazık ki bazen çok düzgün beslenen, hiç alkol sigara alışkanlığı olmayan kişilerde de görülebiliyor hastalık. Bu nedende özellikle ailesinde sindirim sistemi ile ilgili kanser öyküsü olanların dikkatli olması gerekiyor.
-Hangi belirtiler mide kanseri açısından uyarıcı oluyor?
Maalesef mide kanserleri bazen belirti verse de genellikle çok sinsi seyreder. Kanserin henüz belirti vermeden erken dönemde yakalanması ise, çoğu zaman kontrol amaçlı yapılan incelemeler sınasında olur. Mide kanseri bazen de ülser veya gastrit benzeri şikayetlere neden olabilmektedir. Erken doyma, bulantı, kusma, iştahsızlık, kilo kaybı, kansızlık, kanama (gizli veya aşikar) veya yutma sırasında da takılma hissi gibi yakınmalar genellikle tümör belirli bir boyuta ulaşınca ortaya çıkmaktadır.
Burada bazı belirtilere karşı da özellikle uyanık olmakta fayda var çünkü yakınmalar, kolaylıkla başka hastalıklarla karıştırılabiliyor:
Reflu:
Mide girişindeki tümör, sıklıkla midede yanma hissine yol açar. Mideye endoskopi ile bakılmazsa bu durum reflu ile karıştırılabilir ve hasta uzun süre reflu ilacı kullanabilir.
Hatta reflu ilacı mide asidini azalttığı için, kişi geçici olarak rahatlar.
Bulantı:
Bulantı, ağır yiyeceklerden idrar yolu enfeksiyonlarına kadar pek çok hastalıkta görülebilir.
Bu nedenle kişinin genel durumunda bir değişiklik fark edildiği anda üstüne gitmek gerekiyor. Bu hastalar için doğru adres ise gastroenteroloji klinikleridir.
-Mide kanseri ilerlemişse midenin tamamını almak zorunda kalıyorsunuz. Bu durum hastanın yaşamında problem yaratmıyor mu?
Elbette bir miktar problem yaratıyor ama yaşamla bağdaşmayacak bir durum olmuyor bu. Sonuçta ince bağırsaktan mide yaplıyor ve yemek borusuna bağlanıyor. Bu durum özellikle ilk yıllarda
yeme miktarlarına bir kısıtlama getiriyor. Hasta üç öğünde 24 saatlik ihtiyacını karşılayamıyor. Azar azar ve sık sık beslenmesi gerekiyor. Ama yıllar içinde öğün sayıları azalıyor. Tabii ki midenin öğütme fonksiyonu ortadan kalktığı için hastalardan yiyecekleri iyi çiğnemelerini ve sindirimi zor gıdalardan uzak durmalarını istiyoruz.
-Bu hastalara mide nakli yapılamıyor mu?
Buna gerek duyacak, nakil ameliyatının getireceği riskleri alacak kadar bir kayıp yaşamıyor hasta. Böbrek nakli yapılıyor, çünkü hasta diyalize mahkum. Karaciğer nakli yapılıyor, çünkü nakil olmazsa hastanın yaşaması mümkün değil. Midenin alınmasıyla ortaya çıkan kayıp ise bu kadar büyük değil. Bazı sıkıntılar yaşanıyor ama bu sıkıntılar yaşamla bağdaşmayan sıkıntılar değil.
Erken tanı=neştersiz ameliyat şansı
Geçtiğimiz günlerde, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği'nde bir ilk gerçekleşti ve 40 yaşındaki bir hastanın kanserli midesi, laparoskopik (kapalı ameliyat) yöntemle çıkarıldı. ıÜüHastanın karnına sadece birer santim büyüklüğündeki 5 delikten girip, deliklerden birini 3-4 santimlik kesiyle büyüterek mideyi buradan çıkarttıklarını belirten Prof. Dr. Sinan Ersin, "İyileşme döneminde hastaya önemli konfor sağlayan bu ameliyat, erken tanı almış, şişman olmayan herkese uygulanabilir" diyor.
DÜNYADA YAYGIN
Prof. Dr. Sinan Ersin, yöntemle ilgili şu bilgileri verdi: "Mide kanserinde ameliyatlar, tümörün nerede yerleştiğine bağlı olarak değişir. Duruma göre lenf bezleri ile birlikte midenin üçte ikisi alınır ya da tamamı alınır. Bu zaten yıllardır yapılmakta olan bir şey. Ama bunu laparoskopik yöntemle yapmak en azından ülkemiz için yeni bir şey. Türkiye'de daha önce İstanbul'da özel bir hastanede bir kez yapıldığını biliyoruz. Ege Bölgesi'nde ilk ameliyat Ege Üniversitesi'nde yapıldı. Dünyada bu ameliyatlar ne sıklıkta yapılıyor derseniz, dünyada bu imkanlara bizden biraz daha erken kavuşulmuş. Bu ameliyattan 300 tane yapan doktor var. Onlar tabii ki 4-5 yıldır yapabildikleri için bu rakamlara ulaşabiliyorlar."
-Kapalı ameliyatlar, açıp görmek daha avantajlı diyerek eleştirilebilir mi?
Bu safra kesesi için de söylenir. Ama 22 yıldır safra kesesi ameliyatları dünyada bu yöntemle yapılıyor. Açık ameliyat, her zaman başvurabileceğimiz bir yedek yöntem safra kesesi için. Mide kanserinde ise zaten çoğunluğunu açık ameliyatla yapıyoruz. Dünyada da bu böyle. Ama kapalı yapılabilecekse de, bu yöntem tercih edilir. Teknik donanım varsa, yetişmiş insan gücü varsa, tümör de bu ameliyat için uygunsa hasta açısından çok daha avantajlı olduğu için kapalı ameliyat tercih ediliyor.
-Kapalı ameliyat için hastada ne gibi şartlar aranıyor?
Tümörün nispeten erken saptanmış olması ve başka yerlere yayılmamış olması gerekiyor. Bir de hastanın şişman olmaması gerekiyor. Kapalı veya açık fark etmez; obez hastada her türlü cerrahi zor olur. Bir de hastanın daha önce üst karın bölgesinden geçirilmiş karın cerrahisi varsa; mide, yemek borusu ameliyatını açık yöntemle geçirmişse, bu hasta kapalı yöntem için uygun aday olmayacaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bir santimlik tümör 1 trilyon kanserli hücre barındırıyor (28 Haziran 2011)
- Çocuğun duruşundaki eğrilik skolyoz belirtisi olabilir (22 Haziran 2011)
- Arınmış ve enerjik hissetmenin şifreleri "TANTRA MASAJI"nda gizli (16 Haziran 2011)
- Eklemlerdeki şişlik ve ağrı hafife alınmamalı (15 Haziran 2011)
- Gün boyu ellerini yoranlar dikkat! (08 Haziran 2011)