Beni seviyor musun?
Adam gözlerini aşağı kaçırarak gülümsüyor: Evet canım.
Kadının kaşları çatılıyor.'Aman ne güzel! Sen beni sevmiyorsun işte!'
Adam gülüyor: Sen de cevabını bildiğin soruları sık sık teyit ettirmeyi pek seversin.
Bir kız çocuğu gibi dudaklarını büzüyor: Ne olur yani sen de bir kez söylesen? Çok inatsın. Hep ben söylüyorum. Sen sorulunca lütfen cevaplıyorsun.
Kadın böyle söylüyor ama 'seni çok seviyorum' deyip akvaryumdaki balığa gözünü diken kedi gibi sevgilisine bakıyor. Amaç yanıt almak. Öyle tatlı oluyor ki bir isteği olunca... Tüm kadınlar gibi.
Omuzlarını düşürüyor kadın. Adama bakmadan koltuğun desenlerine paralel çizgiler çiziyor: Eskiden ara sıra da olsa söylerdin.
Adam olgun: Herkesin sevme biçimi kendisine özeldir. Sen sözle söylersin, ben sen televizyona bakarken usulcacık bakarım yüzüne ya da uyurken soluklarını dinlerim. Babam seni seviyorum demek için bir portakal soyup getirir. Annem ilave bir yastık koyar sırtıma... Sen tüm konsantrasyonunu bana vermişken ben sevgimi senin sevdiğin herkesle ve herşeyle paylaşırım. Seni sevmek, sana ait evreni sevmektir çünkü...'
Kadının aklı karışıyor ama yine de son bir kontratak yapıyor: İlk yılımızda dışarıya çıktığımızda gözünü benden ayırmazdın. Şimdi ben hariç her yere bakıyorsun!
'Haklısın canım. Ama ilk zamanlarda da sana pek bakamıyordum. Çünkü böylesine güzel bir kadına gözünü dikip bakan erkeklere tehditkar bakışlar atmaktan fırsat kaldığında sana bakabiliyordum. Sonra ne oldu, biliyor musun?'
Gardı düşüyor kadının. Sevdiğinin gözünde kendi resmini görmek onu yumuşattı çünkü. 'Ne?'
'Önce kendime şunu sordum: Sen bu kadını taşıyabilecek misin? Cevabım evet oldu. Bu bakışlara alışmak zorundaydım. Senin bedelindi bu. Kısa kaçamak bakışlar elbette olacaktı. Ve zamanla bu derece çekici bir kadınla beraberliğe alıştım. Eskiden senden emin değildim. Seni tanıdım ve bir parçam haline geldin. Artık sen ve ben diye bir şey kalmamıştı. Aşk, her zaman kılık değiştirir. Artık ben seni fizik olarak görmüyorum ki...Kalp olarak görüyorum. Ve senin bir durumda ne düşündüğünü anlamak için de ne konuşmamıza gerek var, ne de bakışmamıza... Artık ben senim, sen de bensin. Birbirimizi ayrı birer varlıktan bir bütüne çevirmişiz. Ancak benden ayrı bir varlığa sık bakarım ki onu tanıyıp anlayabileyim. Kendime ise ancak aynada günde bir iki kez bakarım. Artık sana o kadar bakma ihtiyacı hissetmiyorum. Çünkü sen-ben diye bir şey kalmadı. '
Gülüyor. İstediğinin fazlasını aldı. Adamın söylediklerinin doğru olduğunu biliyor.İfade ediş tarzına ise bayıldı. Ancak erkek, saldırıyı -sadece şimdilik- geri püskürtebildi.. Kadınının atakları hiç durmayacak.
Erkeğin ilkel beyni, hep bir sonraki hücumun korkusuyla kasılmış durumda. Kadın bugün değilse, yarın yine çıkartma yapacak sahillerine.. Öldürücü soruları ve tepeleri ele geçiren bakışlarıyla. Adamın artık tek korkusu var, bu denli sorgulanmanın bir gün aklına şüphe düşürmesi... Gerçekten onu seviyor mu?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.