Ben televizyoncuyum. Radyocuyum. Yüzlerce kişiye sahne şovu yapar, eğitim veririm. Yazarım. Ben ben ben.. diye anlatacak değilim, sadece işlerimin tek ortak yanının insanların gözü önünde olmak, yargısına açık olmak olduğunu anlayın, yeter. Facebook'ta pek çok resmim var. Bir kısmı artistik resimler. Bu resimlerin çok azı profesyonel. Pek çoğu doğal, büyük bir kısmı da iş esnasında yakalanmış kareler. Ben fotoğraftan işim gereği kaçamam.
Ya siz? Mesleği kamera önünde olmak gerektirmeyen pek çok arkadaşım... Çoğunuzun profesyonel olarak çekilmiş stüdyo fotoğrafları var. İnsanlar artık 'işten çıktım eve gidiyorum' demek için bile fotoğraf çekip paylaşıyor. Herkes önemli olmak istiyor. Tanınmak istiyor. Bilinmek ihtiyacında... Bunun yanı sıra özel hayatınızda ('En çok ben eğleniyorum haa!') çekilmiş yüzlerce kare daha! Artık erkekler de dişileşti. Erkekler de kadınlar kadar 'Beğenin beni' pozları veriyor. Cebe giren fotoğraf, yaşamın her anını yakalıyor. Özellikle genç kızların dudak büzerek, dekolteleriyle verdiği fotoğraflar ve annelerinin genç kız kıyafetleriyle verdiği fotoğraflar (Biri büyümek, diğeri küçülmek istiyorsa da) yoğun erotizm barındırıyor.
BİR DURUŞ, BİR TAVIR
Yanlış anlamayın! Siz cinsellik teşhir ediyorsunuz, demiyorum. Biliyorum, sadece sevilmek istiyorsunuz. Pek çoğumuz sevgi açlığı çekiyoruz. (Mesleği gereği insan önünde olan bizler de bu grubun en başındayız) Bununla beraber biraz daha dikkatli olmak zorundayız. Yoksa haddini aşan, kolaylıkla zıddını bulabiliyor bu uğurda. Sevgi ihtiyacımız ne kadar acilse, o kadar kestirme yollar bulmak zorundayız. Yani ilgi çekmek zorundayız, öncelikle, çünkü sevginin ilk aşaması ilgidir. (Tamamı değil) Hele ki kadınlar, ilgi çekmenin en kolay yolunu ezbere bilirler. İlgi, az sermaye ile elde edilebilen bir şey. Bir duruş, bakış, tavır yeter. Bir miktar şuh göründün mü, gelsin layklar, beğenmeler, yorumlar... Tamam da, sevgi ile ilgi aynı şey değil ki. Kısa taktiklerle ancak heves üretebilirsiniz. Sevgi değil. Sevgi, 'sürüdürülebilir' ilgidir. Hazır çorba değildir. Emek ister. Lezzetli bir sevgi için emek verecek ve 'başında duracaksın'.
Yoksa adamların ya da kadınların iştahını kabartır, ilgisini çekersin. Sonra o ilgi 'bir şeylere' de dönüşür mutlaka. İyi de, sonu gelmez. Heves tatmin olunca, ilgi biter. El elde, baş başta kalırsın. Pazarladığın tek ürün cinsel kimliğin olunca, ateş söndü mü sevgi biter. Oysa sevgiyi ve ilgiyi üreten aynı mekanizma değildir. İlgiyi çeken üstünlük ya da farklılıktır. Sevgiyi üreten ise, belki de senin zayıflığın bile olabilir..
HEDEF KİTLE VE MASAJ
Bizim meslekte bir kural var: Hedef kitlen ile verdiğin mesaj aynı düzeyde olacak. Yoksa takipçilerin, istemediğin bir kesim olur. Bizim sanal medya kızlarının ana sıkıntısı da bu aslında! Ya da şöyle diyelim kestirmeden: Unutmayın, siz 'ne satarsanız', onun müşterisi gelir dükkana. Fast food restoranları, renkleri, logoları ve her keseye uygun oluşlarıyla hep kalabalık olabilirler. Sen müşteri bende uzun kalsın istiyorsan, lüks bir restoran olacak ve masa servisi vereceksin. Hamburger servisi yapıp kimseden havyar faturası bekleyemezsin.
Beden dili ve duruş çok önemlidir. Pozunu değiştirirsen, hayatındaki rolünü de değiştirirsin. O zaman, 'Neden bu Sevgililer Günü'nde de yine yalnızım? İki gün önce ayrıldı benden namussuz', diye düşünmek zorunda kalmazsın. Şimdi, hadi hayırlı sevgililer!