Bir ülke düşünün
Salt tutku, salt tiyatro
İzmir Alsancak'da bir işhanı... İki büro birleştirilmiş, sahne yapılmış. 30- 40 kişilik de oturma yeri var. Burada kahramanca bir iş yapılıyor. Benzerini ancak İstanbul gibi bir dünya şehrinde görebileceğiniz bir tiyatro gösterisi... Oyuncular burnunuzun dibinde oynuyor. Yüzünüze konuşuyorlar. Samimiyet ve gerçeklik hissi öyle yoğun ki sandalyelerin rahatsızlığını ancak çıkışta fark ediyorsunuz. Karı koca Yüksekşan çifti, gündüz işlerinin haricinde tüm birikimlerini bu 'butik' tiyatroya dökerek tutkularını yaşatmaya çalışıyorlar. Bilet paraları ancak masrafı çıkarır. Bu tamamen bir gönül işi... Amatör bir sahnede profesyonel işler yapıp ağzınızı açık bırakıyorlar. Öyle dipdibesiniz ki büyük tiyatrolardaki o bol ıslıklı tezahüratlı alkışı bile yapamıyorsunuz. Tepkiniz büyük kalıyor. Ben yeni keşfettiğim Tiyatro Salt'ta Bahadır Yüksekşan'ın yazıp yönettiği 'Aşka Dair Mutsuz Perşembe Hikayeleri'ni izledim. Gürol Tombul hoca ile çalışmış bu genç ekip, sahneyi ağlattı bence. Ceren Şahin, Ferit Can, Sarbay Tokman... Hepsi çok başarılıydı. Bununla birlikte ikisi travesti dört karaktere abartısız can veren Bahadır'ı ayrıca kutluyorum.
Merak ettim
Nihat Doğan, mini etekle gezenler ve tecavüz ilişkisi üzerine ettiği sözleri eleştiren 650 kişiye dava açmaya hazırlanıyormuş. Hayır, bir TRT spikeri olarak, Ergenekon ve Balyoz davaları döneminde bağlı çete davalarının binlerce sayfa tutan iddianamelerini mahkemede seslendirmiş kişileriz. 650 kişiyi içeren bir iddianame kaç sayfa tutar, merak ettim. Ha, tabii bir de tüm bu davalı kişiler aynı kişiye yönelik bir eylemde (!) bulunduğuna göre bir çete sayılabilir mi? N'apiyim, merak etim...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.