• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Giriş Tarihi: 09 Mayıs 2015, 19:37
Kocaman egomun keyfi için adını kullanmaktan yine sana sığınırım. İznin ve emrinle kabuğumdan çıkıyorum. İfade edilemediği için içimde biriken ve beni zehirleyen her şeyi dışarıya bırakıyorum. Kırıp dökmeden, incitmeden ve kolayca ifade ediyorum. Sandığımın aksine nefretle değil, saygıyla karşılanıyorum. Gereken sorumlulukları sana ve bir elçin olarak kendime olan inançla ele alıyorum. Bugüne dek varolduğunu sandığım aslında birer yazılım olarak benliğime yüklenmiş tüm kalıpları bir bir, acele etmeden, strese girmeden, yavaşça kırıp geride bırakıyorum. Ben sandığım seni, bizi, aslında tüm varoluşu kısıtlayan, hayatla aramızda duran tüm kötü alışkanlık ve huy ve mizacın geçici yetkisini ellerinden alıyorum. İnsanları ben ve o, biz ve onlar, köleler ve efendiler, inananlar ve inançsızlar olarak ayırdetmiyor, sevgiyle kucaklıyor, başkasında kendimi görüyor, kendimi onların samimi ellerine bırakıyorum. Biliyorum ki onlar senin ellerindir ve senin ellerin dışında bir kucaklayan zaten yoktur. İnsanın en büyük düşmanı, en zorlu rakibi kendisi, egosu, ezberleriymiş, anladım. Yaşamdan gerekli dersleri alıyor, onları minnetle kabul ediyor, bilmediğim için korktuğum ve reddettiğim şeyler adına da kabule geçiyorum. Biliyorum ki şiddetle reddettiğim tüm şeyler güçlenmiş olarak hayatın bir sonraki sınavı olurlar.
Oysa kabul ettiğim tüm olgular, yumuşayıp yolumdan çekilirler. Bu dersleri geçtiğimi beyan ediyor ve farklılığın ve önyargının ve şiddetin ve taraftarlığın ve fanatikliğin içinden sessiz ve sakince geçip öte taraftaki gün batımı manzarasına yürüyorum.
Bugüne dek sessizce utanmama sebep olan, başkalarının bilmediğini sandığım tüm kusurlarım, farklılıklarım, beni toplumun uzağına düşüren ne varsa pek çok yönümü -insanları rahatsız eden ve tehdit eden yanlarım hariç- kucaklıyor, onları artık bir zayıflıktan öte sanatçının imzası, özgünlüğümün parmak izi ve bugün -farkında olmasam da- halihazırda olduğum müthiş ve benzersiz insanın yapıtaşı olduğunu anlıyor ve şükran duyuyorum. Kendimi senin ve parçan olan benim ve bu sarsılmaz düzenin 'Her şeyin olması gerektiği gibi ve gerektiği anda olduğu' müthiş zamanlamasına teslim ediyorum.
Her sabah yeniden doğan güneş için, ısrarla aldığımız nefes için, çocuk kahkahaları için, hiç paramız yokken cebimizde bulunan yüz lira için, kavanozun dibinde kalan son çikolata için, yazın en sıcak gününde sunulan limonlu dondurma için, karpuz-ekmek ve peynir için, yüzümüze ayna tutan dostlarımız için, şiirler ve resimler için, içinde kaybolduğumuz masallar için, iyi ve güzelin değerini anlamamıza hizmet eden dualite için, karşılıksız seven hayvan dostlarımız, emaneti koruyan ana babalarımız için, bizden yeni biri yaratmak için mühendis gibi çalışan eşlerimiz için teşekkür ederim.
Verdiğin bütün deneyime, farkındalığa, ve beni sadece bir et parçası olmaktan kurtaran bu muhteşem beyine... Teşekkür ederim. Amin
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.