• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Ne yaparsan yap, aşk ile yap! HAKAN URGANCI

Ne yaparsan yap, aşk ile yap!

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18 Temmuz 2015, 17:49
Malum, bu yıl turizm sezonu berbat geçiyor. Çevremiz ateş çemberinde.. Bir yandan Işid korkusu ile turist gelmiyor, hatta olası bir savaş senaryosu yüzünden Bodrum'daki İngilizler yazlıklarını apar topar satmaya başlamış. Öte yandan Doğu Türkistan protestoları yüzünden Çinlilere yönelen öfke, bu taraftan gelen turisti de doğal olarak durduruyor. Bu sebeple sektörde belirgin bir kriz yaşanıyor.
Bodrum Turgutreis'de yeni açılan Swissotel'e gittim. Burada bulduğum hikaye, bana Kenan ve Beren'in yeni reklam filmini anımsattı: Ne yaparsan yap, aşk ile yap!
Otel, geniş bir alanda yarım ay biçiminde kurulmuş, dört katlı bir yapı. Modern bir minimal mimari ile döşenmiş. Son derece şık. Fiyatlar? Eh, Swissotel ayarı diyeyim, siz anlayın. Yalnız ben farkında olmadan kahvaltı dahil olmayan seçeneği ayırtmışım Booking'den. Kötü bir sürpriz oldu.
Oteldeki alanın büyük bir bölümü, yazlıkçıların kaldıkları rezidanslara ayrılmış durumda. Deniz kenarında beyaz kum getirilmiş, yine küçük bir Maldivler görüntüsü hakim. Otelin belki de en iyi yanı.
Personel sayısı yetersiz. Hem yeni açıldıkları için (Bence hem de krizden) yeteri kadar çalışan yok. İki restoranın biri, iki barın da biri kapalı. Spa henüz açılmamış. Şimdi.. yeni açıldı diye böyle bir özür olamaz. Özellikle de bir zincir otelde! Oysa siz rezervasyonu yaparken otelin tüm özelliklerini okuyup ona göre ödeme yapıyorsunuz. Ve bir özür bile yok! Sadece mahçup bir şekilde boyunlarını büküyorlar. Hani inisiyatif?
İşte böyle bir durumda, kahvaltı yaparken (o da paralı biliyorsunuz) garson hizmete yetişemeyince iri yarı yakışıklı bir genç adam olan mutfak şefi imdada yetişti. Bize çay servisini bizzat yaptı. Barış Kenaroğlu, eşi hamile kalıp televizyonculuğu bırakınca tası tarağı toplayıp İstanbul Swissotel'den buraya yerleşmiş. Doğacak çocukları için, kendilerine bahçesinden meyve toplayabilecekleri bir ev tutmuşlar.
Şef, doğal olarak oteli nasıl bulduğumuzu sorunca iyi ve kötü yanlarını bir bir anlattım. Bunun üzerine, 'Kusura bakmayın. Daha yeni açıldık malum. Öğlen lütfen bana uğrayın da size ellerimle bir pizza yapıp ikram edeyim, öyle uğurlayayım sizi, mutlaka telafi etmek isteriz' deyince yüzüm gülüverdi. İşte biz insanları mutlu etmek bu kadar kolay. 'Haklısınız, özür dileriz' ve ' Nasıl telafi edebiliriz?' Bunu yapmaktan korkmayın. İnanın, bu otellerde kalanların pek çoğu sizin himmetinize muhtaç değil ve bunu suistimal etmez. Neticede o pizza yendi mi? Hayır. Asla gitmedim. Ancak yemediğim o pizza inanın hayalimde, yediğim en güzel pizza olarak kaldı.
Mesleklerimizin büyük- küçük demeden, önemi ve etkisi, bizim o mesleğe kattığımız değer kadar, o mesleği temsilimiz kadardır. Otelin tüm personeli güleryüzlü ve terbiyeliydi. Ancak işte inisiyatif kullanmak ve insan memnun etmek bir sanat. Eğitimle olmuyor. Hizmet sektöründeyseniz, insanları sevmenizle oluyor. İşinize aşık olmanızla oluyor. Bir kişinin neler başarabileceğini, milyon dolarlık bir tesisle ilgili son intibayı nasıl üç kuruşluk pizza ve bedava tebessümle değiştirebileceğini bana öğretti ya.. Helal olsun Barış Usta! Swissotel'in imajını pizzayla kurtaran adam ...

Tersine dünya

Işıltılı Replikler tiyatro topluluğunu artık İzmir'de sağır sultan duymuştur. Geçen yıl 'Artiz Mektebi' oyunu ile İzmir'i sallayan amatör grup, İzmir'in tanınmış simalarından oluşuyordu. Ekip, bu yıl Orhan Kemal'in 'Tersine Dünya'sı ile sahneye çıktı. Kadın şiddetine farklı bir gözlükle bakan ve toplumdaki kadın- erkek rollerini tersine çeviren kara komedide, yakından tanıdığımız iş güç sahibi kadınları bazen kabadayı, bazen de çapkın rollerde şaşkınlıkla izledik. Geçen yıldan bu yana oyunculukların nasıl da geliştiğini görmek çok keyifli oldu. Bu konuda elbette en büyük alkışı yönetmen Vedat Murat Güzel ve sanat danışmanı Aysel Işık Güzel hakediyor.
Oyun bu yıl ikinci kez 26 Temmuz Pazar günü Alaçatı Açıkhava Tiyatrosu'nda sergilenecek. Bu kez rahat oturmamız için tiyatro minderle kaplanacak. Bu gösterinin tüm gelirleri yine Anadolu Otizm Vakfı'na gidecek. Yani aldığınız her biletle el ele verip otizmi yeneceğiz. Tersine Dünya'ya hepinizi bekliyoruz.

Yazın ne okumalı?

Balkanlar'dan bir göç hikayesini, bir yazarın ailesinin yaşam öyküsünden hareketle anlattığı romanı (Yılmaz Karakoyunlu'nun tanıtım yazısıyla) okumak için Yasemin Çelik Kamalı'nın Zeus yayınları'ndan çıkan ilk romanı 'Benim Sine''yi..
Livaneli'nin muhteşem anlatımı ve ilginç kurgusuyla hem İstanbul'da ölmüş tarihi şahsiyetleri, hem de günümüzün Türkiye'sine damgasını vuran ünlüleri başka isimlerle minicik hikayelerde birleştirdiği yeni yazın türünü okumak için Konstantiniyye Oteli'ni...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.