Hürol Dağdelen

Büyük olmak budur işte...

Sanatı ve toplumu özümsemek başka bir şey... Bu topraklar için can vermek, şarkı yapmak, şiir yazmak, dünyaya duyurmak gibi...
Anadolu'nun hoşgörüyle koşut bir gerçeğidir, insan sevgisi... Dolduruşa gelmeden, özgürce, yürekten geldiğince...
Popun çılgın kızı Nil Karaibrahimgil'le başlayıp, medyayla mikser olan, bir Anadolu yorumcusu olan Neşet Ertaş'ı rahatsız eden tatsız bir tartışma, aslında insan olmanın, lider olmanın ipuçlarını da verdi bizlere...
***
"Neşet Ertaş'ı tanımıyorum", "Kendisi benim sayemde meşhur oldu"... Bu sözler Nil karaibrahimgil'e ait...
Genç neslin, çılgın bir şarkıcısı o ... Bir röportaj sırasında yapmış bu iddiaları...
Tabii sözler basına malzeme oldu, kaç gün...
Hem Nil yıprandı hem de her şeyden habersiz Neşet usta...
Geçtiğimiz günlerde, Kral FM'de telefonla bir araya geldi iki ünlü isim... Nil Karaibrahimgil büyük gaf yapmıştı; utanmış besbelli, ezik ve pişmandı.
Yaşıtına sataşsa ya da şöhret olma budalalarına; epey sürerdi bu tartışma, medyaya çıkma sevdasıyla...
Ama bir büyük ustaya laf edince, bir insanlık dersine, hiç ummadığı bir sanatçı duruşuna tanık oldu.
***
Neşet Ertaş her zamanki olgunluğuyla, hem kendisine durduk yerde laf eden genç bir şarkıcının onurunu kırmadı hem de yeni yetmelere "unuttukları" değer yargısını hatırlattı:
"Ben aşağı yukarı 30 yıla yakındır yurt dışındaydım. O kızımız 20-30 yaşında var. Benim 55 senedir profesyonel sanat hayatım var. İlk plağı okuduğumdan bu yana 55 sene aralıksız türküler verdim. Hiçbirinin içinde Neşet diye Ertaş diye geçmez. Kim söylüyor o türküleri adım geçmez. O genç kızımız haliyle bunu da bilmiyor. Ben şu son 2-3 senede geliyorum gidiyorum ya beni gördü veyahut görmedi bu çocuğumuz. Ben bunu onun eksikliği olarak saymıyorum. O normal düşüncesinde. Ekstra olarak hiç kimse hiç kimseyi tanımak zorunda da değildir... Sizin gibi genç bir kızımızın benim gibi 70'i aşmş bir sanatçilgilenmiş olmasda ayrgönül tazelemek gibi bir şey... Ben yolunuzda başarılar diliyorum. Geleceğinizin parlak olmasını diliyorum ve gözlerinizden öpüyorum."
***
Sanatçı terbiyesi budur işte...
Bu sözler, kendisini toplumun üzerinde gören, insanının sırtından para kazanıp aşağılayan, yeri geldiğinde kapısının önünden kovan, ağzından çıkan her sözün parasal değeri olduğunu iddia eden, kendini bir halt sanan bazı "yolsuz ünlülere (!)" kapak olsun.
Mafyanın arkasına sığınarak "büyük" olunmaz, o, ruh yüceliğidir.
Bu nedenle, şöhreti alnının teriyle kazanmış Neşet Ertaş gibi yürekli, hoşgörülü ve gençleri teşvik eden bir sanatçının önünde eğilmek, bir onurdur.
Çünkü, asıl "büyüklük" budur.
Ortada vahşi bir cinayet var
Başı kesilerek vahşi bir şekilde öldürülen Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu, hala yakalanamadı.
186 ülkede aranıyor ama izi dahi yok, sadece dedikoduları var!
Üstelik, o ortaya çıkmadıkça da olay hakkında her geçen gün yeni iddialar ortaya atılıyor. Son olarak baba Süreyya Karabulut'un cinayet gününe ve Garipoğlu ailesine ilişkin iddiaları Savcılığı harekete geçirdi.
İddiaya göre, "Cem, olay gecesi polis tarafından serbest bırakıldı."
***
Doğruysa, ortada korkunç bir suç var.
Ancak, haberi veren gazetenin kullandığı resim, olayı ciddiyetten çıkarıp "magazinleştiriyor".
Fotoğraf, Münevver Karabulut ile Cem Garipoğlu'nun mutlu bir anı... İkisi de keyifle gülümsüyor.
Oysa şimdi biri toprağın altında, diğeri de henüz kanıtlanamasa da katili...
***
Hadi ilk günler sıcağı sıcağına, "gazetecilik" refleksiyle verdiniz resimlerini bir arada...
Ama artık yeter. Aylardır aynı zihniyet...
Bu resme bakmak, hem olaya kahrolan okuyucu hem de Münevver'in ailesi için inanılmaz bir ızdırap kaynağı.
Buna hakkınız yok.
Mağdur ve katil zanlısının resimlerini ayrı verin, olayın dehşeti daha da belirginleşsin. Buna teknolojik imkan var çünkü...
Böyle yapınca insanın bilinç altına vahşi bir cinayet değil, kadını "mal" gibi görenlerin eline koz veren bir "görüntü" yerleşiyor.
Aslında birçok gazete, bu "fikirsizliği" yapıyor. Duyarlı davrananlara değil sözüm...
Zira psikolojik savaşı, katil ya da katiller değil, mağdurlar kazanmalı ki, adalet yerini bulsun.
Yanılıyorsunuz; ortada "mutluluk" değil, "sadizm" var.
Bir açın da görelim!
Bir "Açılım" sevdasıdır, gidiyor. Önce "Kürt" sözcüğü geçiyordu başında, sonra "Demokrasi" ile şekillendi.
Herkesin ağzında; Başbakan Erdoğan'dan İçişleri Bakanı'na; köşe yazarlarından ayakkabı boyacısına kadar...
Ak Parti hükümetinin, yıllardır akan kanı durdurmak için, bir risk aldığı görünüyor ama kiminle, ne konuştuğu belirsiz.
Bu yüzden muhalefet tepkili, sivil toplum örgütleri çekimser...
Ancak atılan adımın bir değeri olduğu da şüphe götürmez, hiç olmazsa "birileri" çözüm için düğmeye bastı.
***
Sözün özü, dosya çok önemli. İçinde Türkiye'nin geleceği var. Bu durumda hükümetin yapacağı tek şey kalıyor, projeyi toplumla paylaşmak...
İyi ya da kötü, her türlü tepkiyi göğüslemek pahasına...
Çünkü, içindeki bilgileri herkes bir tarafa çekiyor, hatta vatan hainliğiyle suçlayanlar bile var.
O halde, şu "Açılım" projesini, hele bir açın bakalım.
Bizim de bir söyleyeceğimiz var elbet...
İçinde "ödün" mü var, yoksa barış mı; ihanet mi var, yoksa vatanseverlik mi?
Görelim ve geleceği kuşatmak adına, el ele "vatan birliğine" koşalım.
Yoksa bu sevda, "zaman kaybetmekten" öteye gitmeyecek.
SÖZÜN ÖZÜ
Önce seni görmezden gelirler, sonra alay ederler, sonra seninle savaşırlar ama sonunda sen kazanırsın.
Mahatma Ghandhi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.