Sanatta Burçin Büke'nin farkı
Doğup büyüdüğü şehrin gizemini çözmüş, bunu notalarla süslemiş, içine duygu, aşk, sevda katmış, doğayla harmanlamış bir sanatçı Büke...
"Foça Tangosu"nu dinlerken, ilk hissettiklerim bunlar...
Bence sıcacık, sade ama coşkulu bir kent başyapıtı.
***
Ülkemizin yetiştirdiği en önemli piyano sanatçılarından biri olan ama aldığı İzmir terbiyesiyle, kendini reklam etmekten uzak, mütevazı yaşayan Burçin Büke, sadece dünyaca ünlü bestecilerin eserlerini yorumlamakla kalmaz, kendisi de sürekli bir şeyler üretir.
Gerek klasik müzik tarzında, gerekse cazda, geleceğe miras bırakılabilecek eserler bırakmakta da ustadır.
O sanat için yaşayan bir "Sanatçı"... Topluma aydınlık bir yol çizmeye çalışan bir bilgi insanı...
Bunu katıldığı televizyon proramlarında ya da konserlerinde, izleyicileriyle yaptığı sohbetler sırasında görmeniz mümkün...
Kimliği ve duruşu, çok şey anlatıyor bu yüzden...
***
Karşıyaka'da doğup büyüyen, o havayı yaşamı boyunca yüreğinde sürekli soluyan Burçin Büke, İzmirli olmanın avantajlarını da en iyi biçimde kullanıyor.
Yaşam tarzı ve çalışmaları buna en iyi örnek...
Piyano sanatçısı Büke'nin, her biri dalında usta, kontrbasta Volkan Hürsever ve davulda Volkan Öktem'le birlikte gerçekleştirdiği "Hediye" adlı albüm, gerçekten topluma en güzel armağanlardan...
Albümün, bir kente ithaf edilen "Foça Tangosu" ise, Büke'nin, "Dünyanın en güzel tatil beldesi" dediği Foça'nın her karışını hissederek, bestelediği bir eser...
Bir yaz döneminde, dalgaların sesini, tatil beldelerinin huzurunu, rüzgarın uğultusunu, insanının hoşgörüsünü, bir kahvede otururken duyduğu lirizmi aktarmış eserine Burçin Büke...
Bu nedenle "çok özel" bir emek ürünü...
***
Şimdi ortada böyle "kimlikli" bir eser var, coşkulu bir bestecisi de... Kent yönetimine düşen, bunu en iyi şekilde değerlendirmek...
Duyduğumca, eseri dinleyip çok beğenen Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ sanatçıyla hemen temasa geçmiş...
Sanırım bu yaz Foça kendine özgü, tamamen yerli "tangosu"yla özel gecelere imza atacak.
İstiyorum, bekliyorum.
Turizmde dünya kenti olmayı hedefleyen Foça için bu fırsat kaçmaz bence...
GÜNÜN SÖZÜ
Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.
Dunant
Müzede bir halk köşesi
"Karşıyaka Tren İstasyonu Kent Müzesi olmalı" yazıma, okurlarımdan inanılmaz olumlu tepkiler geldi.
Bu sevindirici.
Çünkü, kamuoyu en gerçekçi bileşendir. Ortak payda, ortak bir duygudur.
Her hareketi çok şey anlatır, her tavrı yeni bir ışık...
Görünen o ki, kimse Tarihi Karşıyaka Tren İstasyonu'nun, işbilmez kimselerin elinde harcanmasını istemiyor ve müze fikrini alkışlıyor.
Bu şu demek, vatandaş tavrını ortaya koymuştur.
***
Bu açıdan bir okurumun fikri de benim için çok önemli... "Ne olur bunu da yazın Hürol Bey oğlum, ben her desteğe hazırım" diyerek...
Ardından da şu güzel amaç:
"Müze harika bir öneri... Oyle çok anılarımız var ki o istasyonda... Örneğin bir "Halk köşesi" de olabilir bu müzede... Herkes elinde, eteğinde, ne varsa; bir fotoğraf, bir yazı, bir kitap paylaşabilir bu köşeyle... Yaşlılar, gençlerle buluşur, anılar anlatılır. Böylece kuşaklar arasında, eskiden sımsıkı olan bağ yeniden kurulur. Bir kentin gerçek tarihi yeniden yazılır."
Hem de nasıl... Öyle güzel olur ki.
Bir taşın getirdikleri...
Evet, gazeteci arkadaşım Banu Şen'in de köşesinde belirttiği gibi talihsiz bir gün yaşadım geçen pazar... İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin yıllar sonra ilk kez gerçek bir balo havasında, Pamucak Sürmeli Otel'de düzenlediği gecenin ertesinde, aracımla dönüş yolunda, önüme çıkan bir taş yüzünden...
Hava yağmurlu, soğuk... Daracık bir Pamucak-Seferihisar yolu ve virajı döner dönmez karşınızda bir kaya parçası...
Engel olamadık doğal olarak, araç da stop etti... İki saat polis bekledik, gelmedi, bir o kadar da çekici...
Eşim, arkadaşım Ahmet Aydın ve eşiyle birlikte...
Sıkıldık, üzüldük, hasta ettik, biraz da mahçup...
Şimdi araç tamirde...
Ama hiçbir şey, o güzel geceye, cemiyet yöneticilerinin, gazeteci arkadaşlarına sağladığı o muhteşem anlara gölge düşüremedi.
Evet belki "talihsizdik" ama bir kadar da "keyifli", bir o kadar "umutlu"...
Çünkü herkes o gece öyle mutluydu ki...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.