Eskiyince kolayı var, atın hurdacıya!..
Ne olursa olsun; lambalı bir radyo, tüplü televizyon, eski bir bisiklet, buharlı lokomotif, otobüs, taksi, itfaiye aracı...
Daha sayılacak çok şey var; bunlar aklıma ilk gelen birkaçı...
Çevrenize bakın şöyle bir, var mı yıllarca kullandığı, kendisi için tarih olan bir araca, bir alete, bir sisteme sahip çıkan, koruyan...
Benim tanıdığım birkaç kişi var mesela, acı olan onların bir elin parmakları kadar az oluşu...
Oysa geçmişten gelen geleceği besler, yaşatır.
Bunu anladığımızda geç oluyor ne yazık ki, artık dövünsek de boş, giden gidiyor.
Oysa tarihte ne anılar gizlidir ve ne yoğun emek...
***
Bundan bir süre öncesine kadar tarihi Karşıyaka Tren İstasyonu'nun hemen yanı başında, buharlı bir lokomotif dururdu, yaklaşık 60 yıllık...
Oradan her geçişimde, üzerinde, çevresinde çocuklar olurdu. Merakla bakar, izler, oradaki bir yetkiliye sorar, tren hakkında bilgi alırlardı.
Günümüzün metro çağında, yıllar süren bir çabayla oluşturulan lokomotif, çocukların karşısına emek olarak çıkardı.
Sadece çocuklar mı?
Ne aşıklar gördüm çevresinde, öpüşüp koklaşan ve de ne meraklı gözler...
Yıllarca bizleri izledi o tren, bizler de onu...
Geçmişten bugüne bir ses, bir nefesti. Yıllarca gidip geldiği raylara nazire eden bir duruşu vardı.
Hüzünlü ve gururlu...
Oysa şimdi yok yerinde; sessiz sedasız kaldırdılar onu, nerededir bilmiyorum. Metro çalışmaları, onu bizden ayırdı.
Şimdi orası öylesine donuk ve anlamsız ki...
Kimbilir o nerede, hurdacının kaderine mi terk edildi, yoksa bir depoda mı kilitli?...
Tek bildiğim çocuklar da artık ondan habersiz. Ne yazık ki, teknolojinin, bir fabrikasyon ürünü olan metro vagonlarıyla başladığını düşünüyorlar.
Çünkü önlerinde emeği anlatan bir "geçmiş" yok.
***
Hatırlıyorum da, çocukken otobüsle yolculuk etmek, hem meşakkatli hem de keyifliydi.
Hele, 1967 yılında ailemle ilk İstanbul yolculuğuna çıktığımızda, bindiğimiz "Havalı Apollo servis."
O dönemin, otobüs sektöründe yüz akıydı, havalı servisler...
Hem hızlı hem pratikti.
Şimdi bir örneği kaldı mı, sanmam. Hurdacılar, hiç etti onları çünkü...
Öncesinde daha ne otobüsler vardı, ne troleybüsler...
Peki, şimdi görüyor musunuz etrafınızda, ya da bir müzede...
Yok, yok.
Kimse düşünmemiş, saklamamış, korumamış...
Sadece harcamış ve yok etmişiz. Tek bildiğimiz şeyi yapmışız yani; geçmişe saygısızlık...
Şimdi aynı son 302 Mercedes'leri bekliyor. Çoğu gitti hurdacıya, azı kaldı, ne yazık ki...
***
Gazeteci arkadaşım Engin Yavuz, bu konulara çok meraklı... Bu yüzden elindeki arşiv, bugün kimsede yok.
Yıllarca otobüs, tren, kamyon gibi, geçmişten bugüne ne varsa fotoğraflarını tek tek topladı, onları titizlikle koruyor.
Bireysel olarak elinde imkan olsa, müze kuracak; ancak bu kadarını yapabiliyor.
Bu yüzden hazinesi, paha biçilmez değerde bana göre...
Geçen gün, bir haber gönderdi Engin, içim cız etti.
İzmir İtfaiyesi'nin 1966 model Magirus Deutz itfaiye merdiveni, eğer Hal Müdürü İbrahim Çakan'ın sahip çıkan, koruyan tavrı olmasaymış, şimdiye kadar çoktan bir demir yığınıymış...
Oysa, yeni araçların hizmete girmesiyle diğer bazı eski araçlarla birlikte hizmet dışı bırakılan ve 32 metrelik merdiveni olan Magirus Deutz, görevden tutulduğu süre içinde pek çok mucizeye imza attı, yangından yüzlerce hayat kurtardı.
Yani bir tarih...
Yıllarca ESHOT'un Gediz Atölyesi'nde hurdaya gönderilecek otobüslerin arasına duran aracın kaderi, İzmir Sebze ve Meyve Hali'nde, alan aydınlatma sistemindeki arızalara direklerin yüksek olması nedeniyle müdahale zorlanan İbrahim Çakan'ın bu araca talip olmasıyla, değişmiş. Aracın üzerindeki İzmir İtfaiyesi arması silinmiş, yerine Hal Müdürlüğü yazılmış. Şimdi sık sık tamire gönderilse de, İbrahim Bey, ona gözü gibi bakıyor.
Ama ona da destek gerek... Çünkü öncelikle aracın merdiveni onarım istiyor.
***
Oysa her dönem insanlığa hizmet veren bu tarihi emek ürünleri, hurdacıda parçalanmayı değil, bir teknoloji müzesinde sergilenmeyi hak ediyor.
Zira, çağdaş bir kent olduğumuzu iddia ediyoruz ama bir teknoloji müzesi kurmak kimsenin aklına gelmiyor. En kolay yol eskiyeni hurdacıya göndermek. Bugüne kadar, İzmirliler'in anılarında büyük yer tutan Bussing otobüsler, Fiat ve Man troleybüsler de bilinçsizce hurdacılara satıldı, çoğu denize atıldı. Ege'nin birçok taşra kentinde bu tür araçlar hala kullanılıp korunurken İzmir'de duyarsız kalınıyor. Hiç olmazsa şimdi olumlu bir adım atılmalı ve tüm tarihi araçlar için örnek bir müze kurulmalı.
Bugün için, gelecek kuşaklar için...
Geçmişte insanoğlunun en büyük yardımcısı olan araçların, gökyüzünden zembille inmediğini, bir emek ürünü olduğunu, günümüzde kolay yolu seçen çocuklarımıza hatırlatmak için...
Bilmem anlatabildim mi?
GÜNÜN SÖZÜ
Akıllı insanın lisanı kalbindedir. Her şeyi düşünerek söyler.
Hz. Ali
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.