Tek istediği, sevgi dolu bir kucaklaşma
Çünkü o an pişmanlıklar ortaya çıkar.
İşte o dakika, ayrılık yürekte derin bir sızıdır.
İşte bu süreç, insanın tüm bastırdığı duygularından kurtulduğunu müjdeler.
Biten bir hayatın hüznünü de...
Daha da ötesi... Tüm bencilliklerini, bir gömlek gibi üzerinden sıyırdığı dakikalardır.
Bu nedenle çok özeldir.
Günbatımını en güzel şekilde izlemek, duygularından birkaç dakikalığına arınmak için ülke değiştiren, bunun için binlerce doları harcayan gözü kara "günbatımı dostları" bile var.
Çünkü onlara göre, doğanın insana sunduğu "o en özel dakikaları" izlemenin fiyatı yoktur.
Hazineye paha biçilemediğine göre...
***
Zirveye tırmanmak, bazı insanlar için hayatın amacıdır. Daha küçük yaşta ruhu sarar o tutku... Bir gün, kimsenin ulaşamadığı, yanından bile geçemediği, toprağına bile dokunamadığı ulu dağların zirvesinde kamp yapmak, herşeyin ötesindedir.
Bu uğurda, birçok dünya zevkini terk eder. Kilosunu ve formunu korumak, hep hazır olmak zorundadır çünkü...
Ölümü, her insandan daha fazla hisseder, yanı başındadır çünkü. Ama asla rahatsız olmaz, hedefinde onu da aşmak vardır belki de...
Sevdaları kopuk kopuktur. Sevgilileri hep onların hasretine alışık olmak zorundadır. Bu yüzden, vefalı aşık bulamazlar çoğu kez...
Dağa tırmanırken yalnızdır. Soluklarını toprak ve çiçek duyar hep...
Hırslarının önüne geçilemez, yüreklerindeki tutku tutucudur zira...
Zirve onları çağırır, onlar da gitmekten hiç yılmazlar.
Kimsenin dokunamadığı dağın zirveye çıktıklarında ise, yürekleri delice atar.
Çünkü onun için artık yeni bir arayış başlamıştır.
Doğa, günbatımında olduğu gibi, hep davetkardır çünkü...
***
Günbatımı ve dağların zirvesi, yaşanması en "anlamlı" hayat armağanlarıdır.
Bir anne için de evlatları...
Daha evladı rahmine ilk düştüğü anda başlar heyecanlı bekleyişi... Kavuşma günü ise bir düğündür anne için...
Bu nedenle, doğumdan hemen sonra, büyüklerin "çok uzak yollardan geldi" diye tanımladığı bebeği, bir anne için en değerli armağandır.
Kucağın aldığı andan itibaren, yüreğine, gözlerine, dudaklarına, gülüşüne karşı her şeyini verir.
Çünkü bir kadının, "bir gün" diye hasretle beklediği, umut ettiği, herşeye karşın geleceğini gördüğü bir zirvedir evlat...
Onun için hayatını değiştirir.
Onun için gecesi gündüzüne karışır.
Gözyaşları, gözyaşı olur.
Onunla ağlar, onunla güler.
Bir gün ihanete uğrayacağını bilse bile, yüreği hep onun için atar.
Sevinci, mutluluğu olur, üzüntüsüne ağıt yakar. Başarısızlığı ise yüreğinde derin bir yara olur hep...
İster kız ister erkek olsun, evlat, bir anne için hayatın anlamıdır.
Ömrünün zirvesidir.
İşte bunun için, çocuğunun bir gün gelip de başkasına ait olmasını hazmetmesi zordur.
Tıpkı gün batımını kaçıranlar gibi, tıpkı dağın zirvesine ulaşmaya ramak kala, ayağa kayan dağcılar gibi...
Bir anne için çocuğu, bir tanesidir, özverisidir, hep ulaşmaya çalıştığı sevdasıdır.
Tek arzusu; gün batımının, zirvelerin verdiği hazdır.
Özünde, sevgi dolu bir kucaklaşma...
Tüm annelerin ve anne adaylarının, bu "özel günü" kutlu olsun.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.