Hürol Dağdelen

Bu aldatmaca bitmeli!

Sanatla yüzleşmek zor gelir insana; çünkü kime sorsanız, sanatın bir dalıyla ilgisi vardır; müzikle, resimle, heykelle...
Yapmasına yaparız; şarkılar söyler, sergiler açarız. Hatta çoğu zaman iyi bir sanat eleştirmeni de kesiliriz.
Ama izlemeye gelince, hepsi biter. Takke düşer, kel görünür.
***
Hani şu, Kızılordu Korosu'nun konseri vardı İzmir'de geçen akşam... Günlerce yazılıp çizildi; yani sanatsever haberdar oldu.
Rus grubun Türkiye'deki her konseri hınca hınç doldu. Organizatörler sandı ki İzmir de öyle olacak.
Ama tam bir hüsran... Fuar Açıkhava Tiyatrosu'nun yarısı boştu.
***
Bunun iki nedeni var; ilki yağmur, ikincisi sanata "kerhen" ilgi...
Oysa organizatör iş bitirici olsa, günlerdir halkı yağmur konusunda uyaran hava raporuna dikkat kesilir, önlemini alırdı.
Bu iki yolla olur; ya konser salonu değişir ya da rica minnet, açıkhava tiyatrosu yönetiminden, sahnenin üstünün kapatılması istenirdi.
Bütün bunlar olmadığı gibi bakın o gece neler yaşandı?
***
Grup elemanları ve dansçılar, şakır şakır yağan yağmurun altında sahneye çıktı.
Bu tam bir işkenceydi. Çünkü dansçıların çoğu kaydı, düştü.
Bir sanatçı için, çok aşağılayıcı bir durum... Oysa, önlem alınsa, ya da basketbol maçlarında olduğu gibi, zemin temizlense, belki de bu tür sorunlar yaşanmayacaktı.
İkincisi, bizim sanata bakışımızla ilgili...
O gece nereden geldiği belli olmayan bir şarkılı, sözlü düğün ya da sünnet, koro sanatçılarının işini bitirdi bence...
Kimse ne müzikten zevk aldı, ne de bir sanat etkinliğini doyunca yaşadı.
Aslında o da kuşku götürür, bunun da iki nedeni var.
***
İlki, izleyicilerin çoğunun daha 3 yaşında olan ve müziği sadece kulağa gelen nağmelerden ibaret olduğunu sanan minikleriyle konsere gelmeleri...
Ne onlar, ne de bebeleri bir şey anladı konserden...
Çünkü Kızılordu Korosu'nun söylediği o güzelim şarkılar, uykusu gelen bebelerin çığlıkları arasında farklı bir ses rengine büründü, yeni bir müzik türü doğdu!
Anne ve babanın istifini bozmaması ise ayrı bir tartışma konusu...
Ve de cep telefonları...
Sen bir konsere gelmişsin, sahnede sanatçılar seni memnun etmek için, yağmura rağmen, yırtınıp duruyor. Sen ise, telefonda dakikalarca, dedikodu yapıyorsun.
Üstelik gizli değil, ayan beyan; bağıra çağıra...
***
Ertesi gün gazeteler, Kızılordu Korosu'nun konserini "muhteşem", "İnanılmaz" diye verdi, ama konserin perde arkası buydu.
Birçok sanatçının "İzmir seyircisinin eşi bulunmaz, sanattan anlıyor" diye övgüyle söz ettiği, aslında yalakalık ettiği İzmirli seyirci bu işte...
Bilirim, sanatla yüzleşmeyi pek sevmeyiz. Ama birinin de çıkıp bu gerçeği anlatması gerekiyordu.
Yoksa, bu "aldatmaca" hiç bitmeyecek.
GÜNÜN SÖZÜ
Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.
William Watson
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.