Başarının sırrı altyapıda gizli
Neleri düşlediğimizi, neyi hedeflediğimizi, özlemlerimizi...
Örneğin ben çocukken, futbolcu olmak isterdim, bu yüzden okuldan arta kalan zamanımı, Karşıyaka futbol sahasında geçirirdim. Hiçbir maçını kaçırmazdım Karşıyaka'nın... Antrenmanlarda bir köşeye siner, genç futbolcuları izler, onların yaşamlarına ortak olurdum.
Ama annem futbolcu olmamı istemedi, bu hayalime taş koydu.
O dönem Karşıyaka Spor Kulübü, altyapıya önem veren Türkiye'deki birkaç kulüpten biriydi. Bu yüzden bünyesinden pek çok ünlü isim çıkardı, futbola sundu.
Bunun en çarpıcı örnekleri Ogün Altıparmak, Cengiz Kocatoros ve Rasin'dir.
Evet Rasin...
***
Rasin'e hayrandım; onun Rıdvan gibi, uzun saçlarını sallayarak çalım atması, ağları parçalayan şutları, çevikliği hep ilgimi çeken özellikleriydi. Yıl, 1972-73...
Onu izlemek için, kale arkasında yerimi alırdım her daim...
Sonra Rasin; Adanademirspor'a transfer oldu ve orada kaldı, Adanalı oldu, bir daha İzmir'e dönmedi.
Ben onu hep kayıp yıldızlardan biri olarak gördüm. Çünkü Rıdvan Dilmen gibi, şöhret olacak yeteneğe sahipti.
Olmadı.
Şimdi antrenörlük yaptığını biliyorum sadece...
Karşıyaka, hala güçlü altyapısıyla örnek kulüplerden biri... Bunun son örneği, bugün Trabzonspor'un ve Milli Takım'ın kalesini koruyan Onur'dur.
Şimdi Kaf Kaf, onunla gururlu...
***
Bütün bunları aklıma getiren, İzmir'e Süper Lig'de yıllar sonra gurur yaşatan Bucaspor'un futboldaki başarısı...
Sadece sonuç değil, mantalite açısından bakmak gerek bu başarıya...
Çünkü Bucaspor, zirveye ulaşırken çok önemli bir yatırım yaptı spora, örnek bir altyapı tesisleri kurdu.
Büyük düşünerek; planlı, projeli...
Geçen gün, onların yaydıları bu ışığı yansıtan bir dergi geçti elime, "Bucagenç Futbol Akademi" adıyla...
İçinde neler neler var, hayran kaldım.
Sportif ve sosyal hedefleri, çağdaş kamp merkezi, doğal çim sahaları, dershaneleri ve sağlık merkeziyle bir çıkışın ipuçlarını vermiş aslında...
Gidip görmek, yaşamak gerek...
Bilinçli, özverili, planlı bir oluşum yaratmanın başarısına da tanık olmak...
Bunun için öncelikle Buca'nın eski Belediye Başkanı Cemil Şeboy ve yeni başkan Ercan Tatı'ya destekleri için teşekkür etmek gerek...
Ve de kurumun Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Mehmet Özkan ve arkadaşlarının ileri görüşlülüğüne...
Ki bu başarının arkasındaki en önemli etmen de budur.
***
Şimdi İstanbul'da bir araştırma şirketinde görevli İzmirli bir arkadaşım, ziyaretime geldiğimde bu konuyu açmıştı bana...
Şunu söylediğini hatırlıyorum:
"Şimdi Buca'dan geliyorum Hürol, belki siz buradan görmüyorsunuz ama Bucaspor'un altyapı tesisleri, sadece Türkiye'ye değil dünyaya örnek... İzmirli bunu değerlendirmeli. Gözünüzün önünde çok büyük bir değer var çünkü..."
Onun görüşleri ile elimdeki bu güzel dergi örtüştü.
Sözün özü, Buca'nın başarısını rastlantı değil, bilinçli bir bakış açısının eseri...
İşin özü budur.
GÜNÜN SÖZÜ
Yaşamın gayesi, hoşa gitmeyen şeylerden kaçmak değil, hoşa gitmeyen şeyleri yenmektir.
Forester
Sorumluluk almak önemli bir süreç...
Hayatın önemli basamaklarından biridir sorumluluk almak... Aşkta, işte ve toplumsal yaşamda, kendi kararlarını verebilmek, dahası yönlendirmek...
Türkiye işte bu süreçten geçiyor; önceki gün referandumda, anayasa değişikliğine "Evet" diyen halk, gerçekte geleceğin ışığı olma sorumluluğunu üstlenmiştir.
Öyle sandığa gidip oy vermekle olmuyor bu iş...
***
Bu işin magazin tarafı, gerçek olan ise, attığın oyun takipçisi olabilmek...
Çünkü anayasa değişikliğine onay vermek, sorumluluğu da beraberinde getirir.
Halkın iradesini ortaya koyar.
Sorumluluğunu aldığın yeni düzende, yönetimin parçası olmaktır asıl iş... Yani verdiğin oyun arkasında duracaksın.
Gerçeği görmek, araştırmak, hesap sormak, uyarmak, bu sorumluluğun öğeleridir.
***
'Evet'in anlamı, "Ben varım" demektir; haksızlıkta, adaletsizlikte, sahtekarlıkta, hainlikte, oyunu bozmaktır.
'Hayır'ın anlamı "Ben varım" demektir; yapılanları görmek, yanlışlarda uyarmak, daha özgürlükçü bir yaşam sürecine ön ayak olmaktır.
Ne "Evet" diyen üstlendiği sorumluluktan kaçabilir, ne de "Hayır" diyen denetleme görevinden...
Aslolan vatandaş olmaktır. Bilinçli, özgür, cüretkar...
Şen Yuva'ya üzüldüm!
Reyting belası, çok iyi kadroya sahip bir dizinin daha sonunu getirdi; "Şen Yuva"nın...
Aslında ne de güzel ve akıcı başlamıştı dizi... Günü ve yayın süresi de uygundu. Hele iki usta oyuncu, Ayşegül Atik'le, Altan Erkekli'nin varlığı, nitelik getirmişti yapıma...
Herşey güzeldi ama izleyici ısınamadı bir türlü "Şen Yuva"ya... Belki senaryo belki dekor, belki de bir başka unsur...
Nedeni ne olursa olsun, iyi bir yapım, yine heba olup gitti.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.