DEGONED’in başarısı
Bu kuruluşlar ülke çapında da olur, en küçük yerleşim birimi olan köy ya da mahallelerde de... Ortak amaç, toplumda iç huzuru, güveni ve dostluğu pekiştirmektir.
İşte bu sivil toplum kuruluşlarından biri de, Karşıyaka'da kurulan "Dedebaşı, Goncalar, Nergis, Demirköprü Mahalleleri Koruma ve Güzelleştirme Derneği"... Kısa adıyla DEGONED...
Bir süre önce, bu özel derneğin başkanı Ramazan Hafızoğlu'ndan bir davet aldım; dernek çalışmalarına, birliktelik mesajlarına, verdiklerini hizmete tanıklık etmem açısından...
Kuşadası Onura Otel'de gerçekleşen gece, hem benim yeni taşındığım mahallemin üyelerini yakından tanımam hem de fikir edinmek açısından önemli bir deneyim oldu.
***
2004 yılında kurulan dernek bu kısa sürede pek çok önemli başarıya imza atmış; öncelikle insanların aidiyetlik duygularını pekiştirmiş... Sorunlarına ortak olmuş... Hemşehrilik kimliklerini geliştirmiş...
Üyelerinin her biri, İzmir'e, Karşıyaka'ya; eğitim ve sağlık camiasına, edabiyat dünyasına mensup isimler...
Aralarında esnaf da var, öğretmen de... Bankacı da var, muhtar da...
Olaya böyle bakınca, derneğin, toplumsal gelişim açısından etkin bir konumda olduğunu gözledim ve mutlu oldum.
Derneğin bir de yayın organı var; kendi adını taşıyan dergisi... Etkinlikler, duyurular bir bir, burada... Yerel yönetimlerle, kamu kurumlarıyla işbirliği içinde, beldesine hakim bir derneğin yayın organı olarak dergi, etkili ve dopdolu...
Yani tam bir bilinç yolculuğu var.
***
Bir başka nitelik, gece boyunca gözlediğim özel bir dostluk... Üyelerin sohbetleriyle, anılarıyla, hemşehrilik duygusuyla yaşattıkları samimiyet, birliktelik...
Çoğu, yıllar önce, Yugoslavya'dan; yani Bosna Hersek'ten, Makedonya'dan, Kosova'dan göç etmiş Türk ailelerin çocukları... Hepsinin yüreklerinde Atatürk ve yurt sevgisi var. Ve bu, nesilden nesile hiç yıpranmamış...
Söyledikleri 10. Yıl Marşı'nda da hissettim bunu, oyunlarında da...
Sözün önü, bu tür oluşumlara her zaman ihtiyacımız var, bugün de yarın da... Bu açıdan DEGONED, başarılı bir örnek...
Otobüs şoförü duyarlı olunca...
İzmir'de belediye otobüsü şoförleri, gün boyu zorlu bir süreçten geçiyor. Hem kalabalık caddelerde araç kullanmanın zorluğu, hem vatandaşla karşılıklı diyalog hem de kent yaşamının güçlüğü, onları ister istemez stres topu haline getiriyor.
Sonuçta o da bir insan.
Ancak geçen gün yaşadığım bir olay, onların ne kadar eğitimli ve atik olduğunu gösterdi bana... Oğlumla, 461 sefer sayılı, Bahriye Üçok-Bostanlı İskele otobüsünde yolcuyuz. Otobüs son durağa yaklaşıyor, bu sırada yaşlı bir kadın yolcu inmek için ayağa kalkıyor. Ancak başı dönünce yere yığılıyor.
Tam o anda şoför, olayı fark ediyor. Hemen aracı sağa çekiyor ve kadının yanına koşuyor.
Yaşlı kadın, sanırım o ani düşünün de etkisiyle, bacağında dayanılmaz bir ağrı olduğunu hissediyor. Ayağa kalkamıyor. Biz de hemen yanına koşuyoruz ama genç şoför arkadaş temkinli, "Durun yanlış bir şey yapmayalım" diyor ve hemen telefona sarılıp, önce müdürünü bilgilendiriyor sonra ambulans çağrıyor. Bu arada kadınla konuşup bir yakınının telefonunu alıyor ve durumu anlatıyor.
Ambulans, verdiğimiz adresi karıştırsa da kısa süre içinde otobüse ulaşıyor. Hemen tıbbi müdahale yapılıyor, yaşlı kadının ağabeyi de yanımıza geliyor. Ve talihsiz bir kaza geçiren yolcu, 10 dakikada tedaviye alınıyor.
Benim burada demek istediğim, otobüs şoförlerinin olaya yaklaşımı; hele genç şoförlerin, yaşlı insanlarla empati kurması, onu anlamaya çalışması... Sorunu kısa sürece çözmesi, Takdir edilecek bir davranış...
Adını da öğrendim, Ali Çelebi... Genç, civa gibi bir delikanlı...
İşte bu insani tavır, umut verdi bana...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.