Yeni bir yıla girdik, söylemler hep aynı; sağlık, mutluluk, huzur, başarı ve de bereket... Hepsi de olması gereken güzel dilekler...
Ama şunu da unutmayın, ömür de geçip gidiyor; bu yüzden her yeni yıl, bir yaş daha yaşlanmak demek...
İşte bu bağlamda, karşımıza hemen şu soru çıkıyor: "Aca önümüze çıkan fırsatları iyi değerlendirip kendimize, sevdiklerimize iyi bir gelecek hazırladık mı?"
Umarım, tüm yanıtlar "evet" olur. Ya fırsatları kaçıranlar?..
İşte, yeni bir yılda, güzl bir öykü var sırada:
***
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş. Pencerenin önüne konmuş, bütün cesaretini toplamış, röfleli tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra, küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş.
TıkTık... Tık
Adam cama bakmış ama içeride kendi işleriyle uğraşıyormuş, meşgulmüş! Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç...
Heyecanlı kırlangıç, telaşını bastırmaya çalışarak, derin bir nefes almış şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış:
Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini, niçinini sorma. Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al.
***
Adam birden parlamış: "Yok daha neler? Durduk yerde sen de nerden çıktın şimdi? Olmaz, alamam" demiş ve eklemiş; "Sen bir kuşsun! Hiç kuş, insana aşık olur mu?"
Kırlangıç mahçup olmuş, başını önüne eğmiş ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş: "Adam, adam! Hadi aç artık şu pencereni. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam!"
Adam kararlı, adam ısrarlı:
"Yok, yok ben seni içeri alamam" demiş. Biraz da kaba mıymış, neymiş lafı kısa kesmiş; "İşim gücüm var, git başımdan."
Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç son kez adamın penceresine gelmiş: "Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz, bak hem de sen de yalnızsın. yanlızlığını paylaşırım, demiş.
***
Adam bu yalnızlık meselesine içerlemiş. Pek bir sinirlenmiş: Ben yalnızlığımdan memnunum, demiş. Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş.
Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş. Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendi kendine itiraf etmiş:
Hay benim akılsız başım; demiş. Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim ki? Şimdi böyle kös kös oturacağıma, keyifli vakit geçirirdik birlikte.
Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş: Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir hayat sürerim.
Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş. Ama, onunki hiç görünmemiş. Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna; kırlangıç yokmuş! Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış.
Sonunda danışmak ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş. Olanları anlatmış. Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve demiş ki: "Kırlangıçların ömrü altı aydır."
***
Hayatta bazı fırsatlar vardır, sadece bir kez elinize geçer, değerlendirmezseniz uçup gider ve hayatta bazı insanlar vardır, sadece bir kez kez karşısına çıkar, değerini bilmezseniz kaçıp giderler ve asla geri dönmezler.
Onun için siz siz olun, pencerenize kadar gelen gönül dostunu kaçırmayın.
GÜNÜN SÖZÜ
Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.
Andre Gide
Hayata bakış, mükemmel
İzmir için, Ege için ne zaman özel bir proje görürsem, destek verir, yazarım. Çünkü insanımızın iyi şeylere layık olduğuna, daha özgür yaşaması gerektiğine inanırım.
İste özel bulduğum, benimsediğim projelerden biri de Türkiye'nin en büyük sendikası olan Kamu-Sen'in Dikili Bademler'de kurduğu 5 yıldızlı termal tesis...
Bu sadece Ege'ye değil, Türkiye'ye örnek olacak bir proje... Ve adım adım da ilerliyor. Büyüdüğünü, geliştiğini görmek bana da haz veriyor.
Uğurlu İnşaat'ın çalışmalarına başladığı Kamu-Sen tatil sitesine 144 apart daire ve 32 villa, 650 kişilik konferans salonu ve 120 kişilik misafirhane yapılıyor.
Manzarası ise harika.
***
Duyduğuma göre, Türkiye Kamu-Sen sendikası, toplantı ve eğitim çalışmalarını da bu tatil köyünde yapacakmış... Bakar mısınız güzelliğe...
Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, "Yıllardır büyük turizm yatırımları Ege'nin güney kesimine yapılıyordu. Şimdi ibre değişti. Ege"nin kuzey bölgesi dev yatırımlarla Çeşme ve Bodrum'u bile geçecek. Kamu-Sen tatil sitesi bunlardan biri. Avrupai özelliklere sahip bir termal devre mülk tatil sitesi kuruyoruz. Büyük bir aksilik olmaz ise 2012 yaz mevsiminde tüm üyelerimiz tesislerimizden yararlanabilecek" diyor.
Üyelerine devremülk sistemiyle tatil imkanı sunacak olan Kamu-Sen, şimdiden rakiplerini kıskandırmaya başladı.
Çünkü hem tesis hem de hayata bakış, mükemmel...
Yine tombalayla yılbaşı!
Televizyon tarihinin en yoksul, en çaresiz, en renksiz yılbaşı gecesini izledik, 31 Aralık akşamı...
Oysa hava durumu, hem izleyici hem de kanallar açısından olumlu esiyordu. Dışarıda soğuk, rüzgarlı, yağmurlu bir hava, insanı PTT'ye (yeni pijama terlik, televizyon) mahkum etmişti.
Yani, herkesin televizyon izleyeceği bir akşamdı ama ne yazık ki içi boştu bu gecenin....
***
Starları eğlence merkezleri ve gazinolar kapınca, iş nostaljiye kaldı. TRT'nin en büyük silahı oydu, yani eskiler... atv, Yahşi Cazibe'yle işi kıvırmaya çalıştı, yeni Star "Çok Güzel Hareketler Bunlar"la geceyi kurtardı, Show'da Acun Ilıcalı'nın "Yetenek Sizsiniz'e bel bağladı.
TV 8'i de Okan Bayülgen sırtladı.
Sözün özü, yılbaşı eğlencesi değil, sıra savma hakim olmuştu tüm geceye...
Hadise konseri de geceyi kurtarmaya yetmedi.
***
Birçok arkadaşımdan duydum, televizyondan umudu kesince, aile sohbetlerine sarmışlar. Hatta bir süredir rafa kalkan tombala oyunu yine yılbaşı gecesine damgasını vurmuş...
Yeni ve farklı oyunlar da görücüye çıkmış...
Benim evde de durum farklı değildi.
Özümüzü döndük ekran sayesinde..