Hürol Dağdelen

Geçmişten bugüne mutluluğun resmi

Bu fotoğraf 1939 yılında çekildi, Karşıyaka sahilinde... Altı kadın, sandala binmiş, kürek çekiyor, arkalarında sıra sıra eski İzmir evleri...
Kadınların yüzlerindeki gülümsemeyi gördünüz mü; mutlu, huzurlu... Ne din, ne töre, ne dedikodu korkusu var yüzlerinde... Kadın oldukları için onurlu bir dik durum...
Onlar, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin aydın kadınları...
O zaman ne cep telefonu var, ne televizyon... Ne çamaşır makinesi var ne de bitişik nizam apartmanlar...
Hele çevre kirliliği hiç...
Bu aslında teknolojinin ve siyasi çekişmelerin bunalttığı insanın görmeye hasret kaldığı, geçmişten bugüne gelen bir mutluluk resmidir.
O dönemde belki herşey çok zordu ama insanca bir yaşam vardı. Bugüne oranla daha dürüst, daha adil, daha özgür...
Karşıyaka, işte bu "özgürlüğün" simgesiydi.
****
Karşıyaka bugün hala öyle... Sadece İzmir'in değil, Türkiye'nin en özgür ilçelerinden biri...
Ancak özellikleri yitirilmiş bir özgürlük bu...
Bugün Karşıyaka sahilinde gezerken, Melek Sineması'nı görmeyi özlüyorum mesela, ne filmler izledim orada; babam da dedem de... Balkonundan Konak'ı, Alsancak'ı seyrettiğim o tarihi sinemayı düşündükçe içim eriyor. Altındaki dost mekanı Avcılar Kulübü'nde bilardo oynamayı da...
Ya "Karşıyakalı"... Tüm özel geceler orada yaşanırdı. Keyif de, anılar da...
"Tilla", vapurdan iner inmez, Karşıyaka'da olduğunu hissettiren bir ayrıcalıktı. Farklı bir havası, coşkulu bir kimliği vardı, kahkaha hiç eksik olmazdı.
Üç kuşak yaşayan bu kimliği, günümüzün kuşağı hiç bilmiyor.
Koruyamadık; yıkıldı, bitti
***
Balık tuttuğum "Dokuz Kayalıklar", iskeleden anıta kadar sıralanan mekanlar, aileye boyu faytonla çay içmeye gittiğimiz Bostanlı Camii'nin çevresi, hiçbir maçını kaçırmadığım Karşıyaka stadı, dünyanın en güzel yolu "Çamlık" ve o şirin evleri, Hayal ve Beyazıt sinemalarını unutmak mümkün mü?
Bunun gibi daha pek çok Karşıyaka'ya kimlik kazandıran değerler size sıralayabilirim.
Artık çoğu yok ya da eskisi gibi "etkin" değil... Unutulmuş, bitmiş.
***
Nedeni, sahip çıkmamamız... Sadece Karşıyaka'da değil, İzmir'de, Türkiye'de, tarihi mekanları yitip giden pek çok kent sayabilirim size...
Çünkü değer bilmiyoruz, kentleşmeyi bina yıkıp yapmakla bir görüyoruz.
Geçmişle bağımızı koparıyoruz. Sadece fotoğraftaki gibi anılarda kalıyor her şey...
Oysa birçok ülke, turizmde tarihiyle adından söz ettiriyor, para basıyor. Gelişmeyi de kentin başka alanlarında gerçekleştiriyor. Kültürel kimliğini koruyor.
Turizmde artık deniz, güneş, kum yetmiyor; seni anlatan bir kültürün yoksa, turistin gözünde "yoksun"...
Yaşadığı şehrin 7000 yıllık tarihi zenginliğini hisseden oturan biri olarak, en büyük üzüntüm bu...
SÖZÜN ÖZÜ
Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı!
Elie Wisel
Akhisar'ı kutluyorum
Futbol gibi, basketbol gibi spor dallarında takım uyumu, birlikte hareket etme bilinci ve inanç çok önemli...
Bu üçünü aynı potaya koydunuz mu, başarı da geliyor.
Futbolda Süper Lig'in son şampiyonu Galatasaray bunun çarpıcı bir örneği... Ezeli rakibi Fenerbahçe'nin sahasında, hatta müthiş seyirci baskısına rağmen, 90 dakika boyunca, bilinçli takım oyunuyla kendilerine gerekli olan beraberliği kopardılar ve rakiplerinin sahasında şampiyonluk kupasını aldılar.
Bu bir taktik savaşıydı, o yüzden çok özel bir başarı...
***
Ama ben bir Ege insanı olarak, Akhisar Belediye Gençlikspor'un Süper Lig'e yükselmesiyle de gururlandım.
Çok küçük bir bütçeyle, takım oyunu ve inançla, Çaykur Rizespor gibi, ligin önemli takımlarından birinin sahasında galip gelerek, müthiş bir zafere imza attı Akhisar...
Kent insanı böyle bir başarının geleceğini biliyordu; bunan inanmıştı, çünkü 5 yıldır süren bilinçli bir yapılanmanın sonucuydu bu...
Karşıyaka gibi, Göztepe gibi gibi köklü Ege kulüplerinin harcadığı trilyonların üçte birine Süper Lig'e çıktı Akhisar...
Üstelik bu iki takım da düşmenin eşiğinden döndü, özellikle Karşıyaka ancak averajla ligde tutunabildi.
Yazıklar olsun.
***
Demek ki köklü kulüp olmak, deneyimli olmak, başarı için yeterli değil... Öncelikle iyi bir yönetici kadrosu, iyi bir teknik heyet ve inanmış futbolcular gerekli...
Bir ilçe takımı olarak Akhisar bunu başardı, Bank Asya Birinci Lig'i şampiyon olarak tamamladı.
Şimdi gelecek yıl Ege'yi sadece Akhisar temsil edecek. Ne büyük gurur.
Yürekten kutluyorum onları...
Ve Karşıyaka'ya, ve Göztepe'ye ve de Altay'a örnek olarak gösteriyorum bu başarıyı...
Su gibi para harcamakla, her yıl takımı baştan aşağı değiştirmekle, toplama takım kurmakla başarı gelmiyor demek ki...
100 yıldır bunu öğrenememişler!
"Bank Asya bize yeter, Süper Lig'e çıkarsak düşeriz" gibi alçakça bahanelere sığınmak yerine, kulüp tarihine yakışır bir mücadele içinde olmak, daha şerefli değil mi?
Bir gün Akhisar gibi gururlanmak dileğiyle...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.