Hayat çok renkli bir rüya... Acısı da var mutluluğu da... Bu yüzden elden geldiğince her zevkini yaşamak, hissetmek gerek...
Tabii bunun için para, imkan ve özveri şart... Çünkü başarılar ayağına gelmiyor insanın ya da müesseselerin... Yürek, çaba ve işbirliği yapmak önkoşul...
İşte bir süredir Türkiye'de Mayıs ayında düzenlenen Dragon Festivali, bu çabanın bir ürünü...
Festival sayesinde hem zevkini ömründe hiç yaşamadığın bir spor dalında savaşacaksın hem çalıştığın kurumu temsil edeceksin hem de başarılı olacaksın.
Yani dört dörtlük bir mücadele bu...
Bizim gibi zamanla yarışan meslekler için, yaşanması zor bir spor mücadelesi olsa da, botla yarışmak, insana pek çok şey kazandırıyor.
Takım bilincini, mücadele azmini, birlikte hareket etmeyi...
***
Geçen yıl da Yeni Asır'ı temsilen katıldık Dragon Festivali'ne bu yıl da... Coşkulu, keyifli ve azim yüklü saatlerdi.
İzmir'in güçlü ve deneyimli 65 kurumu arasında birinci olmak, elbette çok zor... Hele iş arasında haldıl huldur, ancak bir-iki antrenman fırsatı bulan bizler için...
Ama şunu çok iyi yaptık. Hem, katıldığımız turnuvaya renk getirdik, rakiphlerimizle iyi bir mücadele verdik, hem de gazetemize "Medya Kupası"nı kazandırdık.
Üstüne, sevgili çalışma arkadaşım Burcu Ilgın'ın yaratıcılığını kullanarak, eldeki imkanlarla, gazetelerden hazırladığı ve yine ekibimizin sevgili davulcusu Nil Görkem Gün'ün tanıttığı "Gazetecilere özgürlük" konulu kostüm, tüm yarışmacıların ve organizasyon komitesinin takdini kazandı.
Ekip arkadaşımız Nil Görkem, anlamlı bir konuşma yaptı ve bize yakışan sözlerle şunu vurguladı:
"Tutuklu gazetecilere özgürlük istiyoruz."
Bu sözler de bize "En İyi Sosyal Mesaj" ödülünü getirdi.
***
Sözün özü, Dragon Festivali, bir bot yarışından daha çok, bir ekip dayanışması ruhunu yaşattı bizlere...
Kürekleri suya daldırdıkça, başarıya ulaşmanın hazzını yaşıyor insan...
Biz de ve diğer 64 kurum çalışanı da iş hayatının stresinden bir süre uzaklaştı, çalıştığı müesseseyi temsil etme onuru yaşadı.
Moral verdi, umut tazeledi.
Yarışın başından sonuna dek yanımızda yer alan, adeta bir amigo gibi bizlere güç veren Genel Yayın Yönetmenimiz Şebnem Bursalı da; sevgi dolu, saygılı bir Yeni Asır birlikteliğinin önderiydi bizim için...
Başarıların özü dayanışmadır, bir amaç uğruna savaşmaktır. Bu duyguyu dolu dolu hissettik, ötesi boş.
SÖZÜN ÖZÜ
Yaşam size verilmiş boş bir filmdir. Her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın.
Ara Güler
Özgürlük savaşçısının hüznü...
Üzgünüm, kırgınım, umutsuzum...
Zira yalnızım.
Her yıl 15 Mayıs'ta, kucak dolusu sevgi, saygı ve minnetle çevremi saran insanlar, bu yıl yoktu.
Halk, askerler bakıp geçti yanımdan, kimse 15 Mayıs'ı hatırlamıyordu. Kimse çiçek de vermedi.
Oysa o gün ben, bu milletin bağımsızlık ateşini yakmıştım.
Sadece üyesi olmakla gurur duyduğum İzmir Gazeteciler Cemiyeti hatırladı beni; bir avuç gazeteci arkadaşım, sevdiğim çiçeklerle örülü çelenkle gelmişler beni anmaya...
Çok mutlu oldum.
Ancak daha sonra duyduklarım her şeyden çok üzdü beni... Birileri, onu bile bana sunmalarına engel çıkartmış...
Kahroldum.
Sonra tam önümde çiçeklerin kokusunu alınca, "hayatın çok güzel olduğunu" hissettim. Benim hakkımda söylenenler ise gururlandırdı beni, yeniden doğmak istedim.
***
Çünkü ben bu ülkenin bağımsızlığı için hayatımı veren bir gazeteciyim. Özgürlük savaşçısıyım. Kurtuluş Savaşı'nın sivil mimarı ve mazlum halkımı Yunana karşı mücadeleye çağıran, milli kurtuluşa yüreklendiren bir neferim.
Yunan askerine o kurşuna sıktığım anı, hiç unutmuyorum.
Bir an olsun düşünmedim harekete geçmek için; yeni evliydim, küçük çocuklarım vardı, çok da mutluydum ama bir vatanseverdim.
Vatanını, canını verecek kadar seven bir vatansever...
Esarete katlanamazdım.
Yüzlerce Yunan askerine karşı tek başına direndim. Onların kalbime sapladıkları hançerin acısını ise hiç duymadım.
Çünkü biliyordum ki, benim açtığım ateş bu milletin kurtuluş umudu olacak.
***
Beni, tek yıkan, umudumu kıran, yalnız bırakılmaktır, unutulmaktır. Çünkü bilirim ki, kahramanlarının unutulduğu bir ülke, esareti yaşamaya mahkumdur.
Bağımsızlığı elinden alınır, yok olur.
Bunun için ben yine mücadele edeceğim, seneye yine aranızda olacağım 15 Mayıs'ta... Gelin kucaklaşalım.
***
Ben Hasan Tahsin... Gazeteci Hasan Tahsin...
Sizinle varım, siz de benim özgürlük değerlerime sahip çıktığınızda varsınız.
Seneye daha coşkulu birlikte olalım, olur mu; özgür vatanımız için.