Kaç gündür bu fotoğraf karşımda, bir gazetede gördüm. Aslında haberini almıştım arkadaşımdan ama kimi zaman fotoğraf, haberden daha etkileyicidir...
İzmirli bir genç, İzmir'in Paris bürosunda, bir kitap tanıtımında, viyola konseri vermiş...
Bu genç, İzmir'in çocuğu Nehir Akansu...
Çocukluğumu bilirim Nehir'in... Gazeteci bir babanın, Ahmet Aydın Akansu'nun kızı o...
Onun küçük yaşta müziğe olan tutkusunu, ailesinin bu tutkuyu amaç edinip ona müzik eğitimi verebilmek için gösterdiklerini çabayı...
Konservatuvara girişini, üstün başarıyla bitirişini, daha geçen yıl Budapeşte'de burslu eğitim alışını ve bu yıl yine eğitim için Fransa'ya, Paris'e gidişini...
Ve şimdi Paris'te İzmir'in her etkinliğinde onun adı geçiyor.
Paris bürosu, bir etkinlik olduğu sürece, Nehir'i çağırıyor ve o da Fransızlara, İngilizlere, mini konserler veriyor.
Gururla İzmirli olduğunu söylüyor, Türk insanının medeni yüzünü gösteriyor, klasik müziğin Türkiye'de de sevildiğini, eğitiminin verildiğini anlatıyor.
Yani çağdaş bir İzmir portresi çiziyor.
***
Fotoğraftaki isimler, Fransa'da yaşayan Manisalı ünlü yazarımız Nedim Gürsel, Nehir Akansu ve de Paris Kültür ve Tanıtma Müşavirliği yetkilileri... Nedim Gürsel o etkinlikte "Balkanlara Dönüş" adlı kitabını tanıtmış Fransızlara...
Kulaklarında ise Nehir'in viyolası...
Şu günlerde Paris'te bulunan İzmir Heyeti'ne de küçük bir konser vermiş Nehir Akansu... İşte orada bulunup Nehir'i dinlemek isterdim.
Burada değil, orada...
Çünkü Nehir'in bu başarısı, Türklere karşı yürütülen öryargıyı kırmak için, en etkin yol.
Orada olsaydım, bu önyargının çatırdağını hissederdim; ve o coşkuyla "İşte bir Türk kızı, İşte sizin önyargınız" diye de böbürlenirdim Fransızlara...
Duyduğumca, İzmir heyetiyle Paris'te bulunan Sağlık Bakanı Recep Akdağ da, sevgili Nehir'e, "Sarı Gelin"i yorumlatmış üç kez ve kutlamış yürekten...
EXPO 2020 İzmir için, Paris'te bulunan gazeteciler, umarım benim buradan hissettiğim gururu, orada yaşamışlardır.
***
İnancım odur ki, Türk gençlerine olanak verildiği an, önlerinde başaramayacakları hiçbir engel yok.
Yeter ki aileleri, çocuklarındaki yeteneği keşfedebilsin.
Yeter ki, devlet, tıpkı Atatürk'ün, daha cumhuriyetin ilk yıllarında yaptığı gibi, onlara kucak açsın, eğitimini sağlasın.
Biz bu gururu daha çok yaşarız.
Nehir bir gün Paris'in en ünlü konser salonunda da, dünyaya Türk'ün adını duyaracaktır. Sonra bir gün, benim bir başka takip ettiğim genç, Ece Ermiş gidecektir Paris'e...
O da bir gazetecinin, Ali Ermiş'in kızı; Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi'nin iftihar ettiği bir genç...
O da kemanıyla Fransızlara, "Türk'ün başarısını" kanıtlar kim bilir.
İnanıyorum bugün Nehir, yarın Ece hep gurur verecekler bize...
GÜNÜN SÖZÜ
Hayatta en büyük eğlence, başkalarının "Yapamazsın" dediğini yapmaktır.
Walter Bagehot