Körfez arıtma tesisi fena halde kokuyor
Ancak ne zamanki nüfus arttı, kanalizasyon denize akıtıldı, sorunlar büyüdü. Gençliğimde körfez kokmaya, renk değiştirmeye başladı; önce yeşillendi, sonra kahverengine boyandı.
Sadece deniz değil, ona dökülen nehirler, akarsular da kirlilikten payını aldı, insan sağlığı tehlikeye girdi.
1960'lı yıllarda karar alınan körfez projesi ise 2000'lerin başında hayata geçti, körfez önce yavaş adımlarla, sonra da hızlanarak temizlenmeye başladı.
***
Şimdi artık siyah değil, masmavi bir denize sahibiz. Vapurdan bakınca ya da kıyıdan şöyle bir bakış atınca, insanı rahatlatan, yaşadığı kentin denizine hayranlık uyandıran, neredeyse dalgalarla kucaklaşmaya çağıran bir görüntüsü olduğunu herkesin malumu...
İşe buradan bakınca sorun yok. Yani deniz temizlenmiş, körfez kurtulmuş görünüyor.
En kısa zamanda da yüzülecek duruma geleceğinden hiç kuşkum yok. Bu kararlılık sürerse, en azından gelecekte torunlarımızın denize gireceğine hiç kuşkum yok.
Yani, görev başarıyla tamamlandı, proje sonuç verdi görünüyor.
Acaba öyle mi?
***
İzmir Körfezi'nin temiz ve saf görüntüsü bize ilham veriyor artık, şiirler bile yazılmaya başlandı.
Bu güzel...
Ancak rahatsızlıklar veren, bizlerin görmediği, ancak binlerce insanı mağdur eden bir sıkıntı var nicedir; görülmeyen, üstü sürekli örtülen...
O da körfez pisliğini arındıran kolektörler...
Yani, Karşıyaka Naldöken ve Çiğli'de kurulan arıtma tesisleri...
Örneğin Naldöken'de oturan insanlar, bir süredir kokudan nefes alamaz hale gelmiş durumda...
Bu durum, üç yıldır yoğun bir şekilde devam ediyor ve ne yazik ki henüz çözüme ulaşamadı.
Önceki gün, oradan geçerken hissettim o pis kokuyu... Rezalet inanın, leş gibi koku insana yaşamı zehir edecek yoğunlukta...
***
Şimdi "körfezimiz temizlendi ne güzel" diye mutluluk saçan bizler, o insanların da sorunlarına çözüme ulaşmasını istemeliyiz.
Kimse, birileri azap çekerken, zil takıp oynamaz, oynamamalı. Gençler "Gezi Parkı" eylemlerinde bize bunu gösterdi, örnek oldu.
Şimdi denilebilir ki, o insanlar tesisi bile bile ev aldı, yerleşti, diye...
Hayır tam tersi, tesis, onca apartmanın ortasına yapıldı. Yani yaşam alanının tam kalbine...
İhtiyaçtan doğdu, tesis, körfezin temizlenmesi için gerekliydi.
Ancak koku yayması, insanların özgürlüklerine, yaşam alanlarına sıkıntı vermesi, tepki doğuruyor ve bu tepki de giderek büyüyor.
Çiğli'de de bu sorun var mı bilmiyorum ancak Naldöken feci durumda...
Çözümünü bulmak da, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin öncelikli görevi olmalı...
Nasıl ki belediye, körfezi temizlemeyi başardı, kokuyu da giderebilir.
Bunun için de bir an önce harekete geçilmeli...
Çünkü halk artık isyan noktasında... Hele bu yaz sıcağında.
SÖZÜN ÖZÜ
Mutluluk, farkında olmadan açık bıraktığımız kapıdan gelir.
Barrymore
Güçlü bir kişilik ideal insandır
Hayat bir armağandır insana, hiç şüphesiz... Onu iyi kullabilirsen, biraz da şansın varsa, en güzel şekilde yaşar ve günü gelince göçer gidersin...
Geride kalan ise sadece kişiliğinin bıraktığı iz ve onurundur.
Kimseye minnet etmeden, yalakalık yapmadan kazanılır.
İnsan onun için yaşar, yaşatır.
Bu süreçte verilen fikir savaşı da, insan hakkında verilecek hükmün en önemli kaynağını oluşturur.
Bu nedenle, ağzımızdan çıkacak her söz, yazılacak her yazı çok büyük önem taşır kişilik tacımızda...
Bana gençliğimde en önemli rehber, anne ve babam kadar, Özcan Köknel'in "Kişilik" kitabı olmuştur.
Çok şey öğrendim o kitaptan... Köknel'in hayata ve kişiliğe yönelik saptamalarından...
Bugün hala...
***
Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor. İçeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor. Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı çiziyor.
"Bakın, bu kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey..." diyor.
Sonra (1)'in yanına bir (0) koyuyor; "Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik (1)'i (10) yapar."
Bir (0) daha koyuyor. "Bu, beceridir. (10) iken (100) olursunuz".
Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor: Yetenek, disiplin, sevgi... Eklenen her yeni (0)'ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca...
Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1)'i siliyor. Geriye bir sürü sıfır kalıyor ve diyor ki "Kişilik olmadan diğerleri bir hiçtir..."
****
Bu öykü, he zaman güç vermiştir bana...
Kişiliğiniz daima güçlü olsun dostlarım, kimse ya da hiçbir olay karşısında eğilmesin.
Çünkü güçlü bir kişilik, ideal insanın temelini oluşturur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Esprili, açık fikirli, anekdot ustası bir eğitimci Prof. Köse (18 Haziran 2013)
- Otistik çocukların geleceği parlak... (12 Haziran 2013)
- Pardon yani, o çocukları yetiştiren de bizleriz... (11 Haziran 2013)
- İzmir'de marka değeri yaratmak için çalışıyor (06 Haziran 2013)
- Her biri İzmir'in onuru, yüreğidir (05 Haziran 2013)