GÖZTEPE'DE Kocaelispor yenilgisi hiç yaşanmamış gibi zafer şarkıları söylenmeye devam ediyordu. Herkes kenetlenmiş ve Süper Lig'e odaklanmış bir şekilde ilerliyordu. Herkes Medcezir'i söylemek için tribünlere koşuyordu. Göz-Göz, Kocaelispor maçının ardından Erzurumspor FK ile kozlarını paylaştı. Biletler içinde biterken yaklaşık 20 bin kişi stadı ağzına kadar doldurdu.
GOLCÜ ROMULO YILDIZLAŞTI
İlk devre teknik direktör Radomir Kokovic, Dadaş yenilgisinin ardından görevi bırakmıştı. Anısı sıkıntılı da olsa bu sefer hataya yer yoktu. Erzurumspor FK karşısında ilk devre varlık gösteremeyen Göztepe, kaplana dönüşmüş ve rakibini 3-0 mağlup ederek ayak seslerini tüm lige duyurmuştu. Devre arasında transfer edilen Romulo ise attığı 2 gol ile yıldızlaşmıştı. Taraftarın kesinlikle Romulo'yu Süper Lig kadrosunda istediğinden eminim. Ayağı yere sağlam basan, ne yaptığını bilen ve bitirici vuruşları son derece iyi olan Romulo, Göz-Göz'ün kronikleşen gol sorununa çözüm olmuştu.
İNANMIŞLAR ORDUSU
Göztepe'nin planları arasında Tuzlaspor'u yenerek bir sonraki hafta Giresunspor karşılaşmasında resmi olarak şampiyonluğu ilan etmekti. Ancak ateş hattındaki rakibi lige tutunma adına önemli bir direnç göstererek sarı-kırmızılı ekibe fırsat vermedi. Karşılaşma 1-1 sonuçlandı ve Giresun'da
şampiyonluk ihtimali kalmadı. Buna rağmen yönetim, İzmir'den bir basın ordusunu Giresun'a götürerek takımın nasıl kenetlendiğini tüm camiaya duyurdu. Giresun'u rahat bir şekilde geçen Göztepe'de dönüş uçağında oyuncuların dans ederek sanki şampiyon olmuş gibi sevindiğine tanık
oldum. Burada bir kez daha anladım. Kenetlenmek ve gerçekten inanmak başarmanın yarısından fazlasıymış.
Göztepe bunu başarmış, oyuncular bu kulübe ait olmuş. Takımdaki birçok oyuncunun iyi günde ve kötü günde camianın yanında olacağını o gün gördüm. Tecrübeli takım kaptan İsmail Köybaşı'nın sakatlığına rağmen her adımda Göztepe'nin yanında olduğunu, Atınç Nukan'ın yedek kalmasına rağmen küsmediğini, Yalçın Kayan'ın bu kulübün gerçekten bir evladı olduğunu, Arda Özçimen'in takımın zıpır, eğlenceli ve bir parçası olduğunu bizzat gördüm. Bu bütünleşmiş ve inanmışlar ordusunun önünde kim olsa duramazdı.
TARAFTARLAR KARŞILADI
Giresun maçının dönüşünde herkes şampiyonluğun kazanıldığından o kadar emindi ki, havaalanı çıkışına yüzlerce taraftar gelerek meşalelerle şampiyonluğu kutladı. Oyuncular ile taraftarlar fotoğraf çekilip zaferin anısını ölümsüzleştiriyordu. Sonunda son bir adım kalmıştı. Göztepe 2 yıllık aranın ardından yeniden Süper Lig'e dönüyordu. Bu sefer Mehmet Sepil'in girişimleriyle desteğini arkasına aldığı Sport Republic'in gücüyle. Daha kurumsal, daha hesaplı ve herkes daha inançlıydı. Havaalanından bir konvoy takımı Güzelyalı'ya götürdü. Sahilde herkes meşaleler ve atkılar ile resmileşmeden şampiyonluğu kutluyordu. Stanimir Stoilov, bunca coşkuya rağmen hala ciddiyetini bozmuyor ve matematiksel olarak şampiyonluğu
ilan etmeden sevinmiyordu.
ZAFER SÜPER LİG'İ GETİRDİ
Gençlerbirliği maçı için biletler satışa çıkar çıkmaz tükendi. Herkes saatler öncesinden Güzelyalı'da toplandı. Taraftar grupları geçmiş yıllarda yapılan kortej yürüyüşünü tekrar ederek Gürsel Aksel Stadı'nda yürüdü. Herkes 'Şampiyon Göztepe' diye haykırıyordu. Stada girdiğimde stadın çevresini ellerinde Göztepe bayrakları tutan gençleri gördüm. Sanki savaşta sancak tutan askerler gibiydiler. Seremoniyle birlikte herkes hep bir ağızdan Medcezir'i söyledi. Herkesin gırtlağı patlayacaktı. Ben bu haykırışın İzmir'in birçok yerinde her anlamda duyulduğuna eminim. Müsabakada ilk yarı gol olmadı ancak Göz-Göz, ikinci devre Fıratcan Üzüm ve Lundqvist'in golleriyle maçtan galip ayrıldı. Sonunda olmuştu. Göztepe Süper
Lig'deydi. Gürsel Aksel Stadı'nda skor tabelasında ise 'ŞAMPİYON GÖZTEPE' yazıyordu. Tribünde ağlayanlar gördüm. Bu bambaşka bir sevgiydi. Aşık olduğu camianın layık olduğu yere döndüğünü gören 7'den 70'e binlerce insan haykırıyordu.
STOLİOV ÜÇLÜ ÇEKTİRDİ
Sonunda ciddiyetinden ödün vermeyen Stanimir Stoilov, santra noktasında gülüyordu. Rasmus Ankersen, Ivan Mance ve evladı gibi gördüğü oyuncularıyla sarılıyor ve başarmanın haklı gururunu yaşıyordu. Gözümün önünden gitmeyen sahne yaklaşık 20 bin kişiye aylar boyunca ciddiyetinden taviz vermeyen Stoilov'un kahkahalarla üçlü çektirmesiydi. Oyuncular, ellerinde bayraklarla taraftarı selamlıyor ve orta alanda göbek atıyordu. Yıllardır yağmur çamur demeden deplasmanlara koşan Göztepe taraftarının mutluluktan ayakları bulutlara değiyordu. Müsabakanın sonunda gelenekselleşen basın toplantısının 'sulu kutlaması' da yapılmıştı. Kutlamalar Bodrum maçına bırakılmıştı. Göztepe bu zaferin ardından Eyüpspor ile karşılaştı. Yedek kadroyla çıktığı maçta ilk devre 5 attığı lider rakibine ikinci devre 3 gol daha atarak Eyüp'e toplam 8 gol atmıştı. Şampiyonluğa kolay ulaşılmadı. Uzun ve zorlu maratondan sonra Göztepe için Süper Lig'in kapıları ardına kadar açıldı ve iki yıllık hasret sona erdi.