Herkesin en fazla kendini haklı bulduğu, her sezon bir şampiyon çıktığının unutulduğu, sanki uzaklardan göktaşı yaklaşıyormuş gibi bir panik havasının hasıl olduğu bir karmaşada iyi bir şeylerden bahsedebilmek o kadar güç ki
Kurşun, kan, avcı tüfeği, namlu, bomba, arama, feribotta olay, yumruk, silah, şarjör, mermi, şaibe, şike, savcılık, ifade, mahkeme, yumruk, tekme, bıçakla yaralama, hayati tehlike, taş yağmuru, saldırı (pet şişeli, meşaleli, sopalı. Çeşidi uzar gider), eyyam, kavga, gürültü, küfür, öfke, nefret, kasıt, şiddet, provokasyon.
Kurşun, kan, avcı tüfeği, namlu, bomba, arama, feribotta olay, yumruk, silah, şarjör, mermi, şaibe, şike, savcılık, ifade, mahkeme, yumruk, tekme, bıçakla yaralama, hayati tehlike, taş yağmuru, saldırı (pet şişeli, meşaleli, sopalı. Çeşidi uzar gider), eyyam, kavga, gürültü, küfür, öfke, nefret, kasıt, şiddet, provokasyon.
Bir de şunlar var.
Gol, ofsayt, taç, köşe atışı, serbest vuruş, frikik, ceza sahası, sarı kart, kırmızı kart, tezahürat, 9.15, hat trick, röveşata, vole, pas, şut, asist, penaltı, santra, faul, iç saha, deplasman, averaj, yedek kulübesi, verkaç, duvar pası, plonjon, 3 puan, 1 puan, futbolcu, hakem, teknik direktör, taraftar.
O halde ilk saydıklarımla, ikinci saydıklarımı karşılaştırın. İkinci saydıklarımla ne anlatmaya çalıştığım ortada. Yalnız acı olan, ilk saydıklarımla da aynı mesele aklımıza geliyorsa zaten vaziyet berbat demektir.
Üstelik U21'inden, Süper Lig'ine, A takımından, Z takımına kadar, gündemimiz varsa yoksa o yeşil zeminin en kötü tarafları.
Yani "Temiz futbol" deyip sezonun ismini "Süleyman Seba" koymakla olmuyor o işler. Hem Seba'ya ayıp oluyor, hem meselenin içi bomboş kalıyor. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Makinenin içine deterjan da kireç çözücü de koysanız ortalık bir türlü temizlenmiyor. Herkesin en fazla kendini haklı bulduğu, her sezon bir şampiyon çıktığının unutulduğu, sanki uzaklardan göktaşı yaklaşıyormuş gibi bir panik havasının hasıl olduğu, ezeli rekabetlerin ebedi nefretlere dönüştüğü, rakamlar ve yıldızlar uğruna dostluk yerine hiddetin bölüşüldüğü ve her yeni sezonun geçmişi arattığı bir futbol haritası içindeyiz.
Sevmediğine ceza kesme gayretinde olan, küfretme, aşağılama, vurma hakkı olduğunu sanan, sahadaki her anda kasıt arayan, kıran, döken, parçalayan, suçladıklarının da bir ailesinin bulunduğu unutan, bazen yargısız, bazen yargıladığını sanıp infaz yapan bir futbol karmaşası içindeyiz.
Şu yazdıklarımızdan mutluluk devşirmek aslında mucize gibi duruyor. Fakat her şeye rağmen elbette birilerinin mutlu olması gerekiyor. Sanki her sezonu oynanan son sezonmuş gibi algılayıp sürekli farklı anlamlar yüklemek belki de bu gerilimi büyütüyor. Amerikan futbolu oyuncusu Vince Lombardi, "Kazanmak her şey değildir, ama kazanmayı istemek her şeydir" demiştir mesela. Fakat bizde her türlü çabanın karşılığı tek. Ya şampiyon olacaksın, ya şampiyon olacaksın. Bir de şartlar ne olursa olsun, saygı duymayacaksın. her sene farklı bir versiyonu sahneye konan, isimlerin ve takımların değiştiği ancak yaşananların değişmediği bu filmden usandık artık.
Bakın ne demiş, sezona ismi verilen Süleyman Seba. "Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz, bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz, ama herkesi her zaman aldatamazsınız!" İyi haftalar.