Futbol bu... Kimi baştan başlar, kimi ivmeyi düşürmez hep yukarı doğru çıkar. Kiminin zirvesi yoktur, kimi kısa zaman diliminde öyle işler yapar ki anlatacakları bir kitaba sığacak kadar çoktur. Mesela Guardiola Barcelona'yı bırakırken, "Barcelona'dan ayrılmamın tek sebebi, mükemmel oynuyorduk ve yapacağımız yeni bir şey kalmamıştı" demişti. Bu Guardiola açısından mantıklı gibi gözükebilir fakat bir takımın seyri açısından öyle değil elbet. İşte Barça'nın Real'i gidip Bernabeu'da yıkışı listeye yeni bir tarih ekledi. Fakat bazı takımlar da durup durup yeniden başlar. Bunu yaparken de her başlayan, benzer cümleler kurar. Galatasaray gibi...
Öyle ki taraftarın "Dert bende, derman sende" diyerek her seferinde yeni teknik adama sarılarak, "Hep aynı hikaye gönlüm düşünce aşka/Her ayrılık aynı yalnız kişiler başka" serzenişiyle yönetimin hamlelerine darılarak ve en nihayetinde "Anlamazsın, anlamazsın/ Beni yarı yolda bırakırsın" diye şarkı tutturması bir alışkanlık haline evrildi. Ve gördüğümüz o ki alışmak böyle anlarda sevmekten de daha da zor hale geldi. Hep istikrarın arandığı bu futbol coğrafyasında istikrarsızlığın başrolü kapmasındandır ki "Beni anlamadın ya, ben ona yanıyorum" diye de devam etti tribün şarkıları.
Böyle anlarda sistemler arası bocalayan futbolcuların da meselenin en karmaşık noktasında durduklarını söylemeli. Evet hepsi birer profesyonel ancak değişen kurgular içinde çoğunlukla onların da yönünü bulmakta zorlandığını görüyoruz. "Yine hüsran, her daim feryat figan kalbim/Zehir olur başka hayallere kalmaz ki mecalim" ile "Demek yine bana hüsran/ Bana yine hasret var/Yine bana esmer günler düştü eyvah" diyen bir oyuncu topluluğu yaratıldı haliyle. Mevkiler arası sıkıntıların önüne geçmemişken, sol beki stopere, stoperi sağ beke, forvet arkasını ön liberoya çekmek zorunda kalmışken kulübedeki hocayı da dışarı almanın zaman ve puan açısından sorun yaratması pek muhtemel.
Böyle durumlarda sadece futbolcu ve taraftar için değil teknik adam için de "Ayrılık kolay değil. Onu gel sen ona sor" diyesi geliyor insanın. Ve hocanın kulüp merdivenlerinden inerken "Beni biraz anlasaydın darılmazdık/Bana biraz katlansaydın ayrılmazdık" dediğini duyar gibi oluyorsunuz. Kulüpte genel olarak yaşanan sıkıntı için ise Florya'nın sınırları içinde yaşamanıza gerek yok. Bazı söylemler ve söylenemeyenler de bunu kanıtlıyor zaten. Hal böyleyken meselenin yansıması ise şu: "Vurur söze ifadesi/ Yine eksik puan hanesi"