Yıl 2001...
Türkiye, DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşıyor.
IMF-Dünya Bankası ortak prodüksiyonu ile Türk ekonomisi Kemal Derviş'e teslim ediliyor.
Hani CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun iktidara gelmesi durumunda Ekonomiden Sorumlu Bakan yapacağını açıkladığı zat-ı muhterem var ya, işte o...
Koalisyon hükümeti kendisini Merkez Bankası Başkanı yapmak için Türkiye'ye davet ediyor.
Havaalanına iner inmez Ecevit ve Bahçeli'ye resti çekiyor...
"Ben Merkez Bankası Başkanı olmam, bakan olurum. Ekonomiyi bana bağlayacaksınız..."
Koalisyon ortaklarında "Sen kim oluyorsun da Türkiye Cumhuriyeti Devletine emrivaki yapıyorsun" diyecek mecal yok.
Çaresiz boyun eğiyorlar Derviş'e...
Faiz lobisine hortumlattıkları 50 milyar doların faturasını Türk halkına ödetecekler sonuçta.
Dünya Bankası ve IMF'nin has adamı Derviş ne diyorsa onu yapıyorlar...
O dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak görev yapan Yaşar Okuyan, kabine toplantılarında sık sık Derviş'le karşı karşıya geliyor.
Hikayenin devamını ondan dinleyelim...
"Bir gün bakanlığa Derviş imzalı bir yazı geldi. Yazıda 'Önümüzdeki aydan itibaren SSK ve Bağ-Kur emekli maaşlarına Hazine katkı yapmakta zorlanacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak emekli maaşlarını kendi olanaklarınızla ödemeyi gündeminize alın!' deniyor...
2001'in Ekonomiden Sorumlu Bakanı Derviş özetle "Emekli maaşlarını ödemeyeceğim" diyor.
CHP lideri Kılıçdaroğlu olası iktidarında ekonomiyi Derviş'e emanet etme fikrinde ısrarcıysa emekliye verdiği sözleri yeniden gözden geçirsin. Derviş, bırakın ikramiyeyi, emekliye normal maaşı bile çok gören bir ekonomist...
Hal böyleyken Kılıçdaroğlu neden Derviş'te ısrar ediyor derseniz...
Derviş konusunda 2001'de Ecevit - Bahçeli ve Yılmaz ne kadar çaresizse, 2015'te Kılıçdaroğlu da o kadar çaresiz...
Çünkü emir büyük yerden geliyor...
YOK ASLINDA BİR FARKIMIZ
Şimdilerde tarih olan Osmanlı Bankası'nın bir reklamı vardı... "Yok aslında bir farkımız, ama biz Osmanlı Bankasıyız..."
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu dinlerken niyeyse aklıma hep bu reklam geliyor...
"Biz neden İmam - Hatipleri kapatalım ki, zaten CHP açtı bu okulları!"
"3. Köprü ve 3. Havalimanı inşaatlarını AK Parti başlattı diye durduracak değiliz!"
İyi güzel de, siz yıllardır İmam Hatipleri AK Parti'nin arka bahçesi diye eleştirmediniz mi?
Bütün dünyanın gıptayla baktığı 3. Köprü ve 3. Havalimanı'nın ne kadar gereksiz, çevreye ne büyük zararlar verdiğini sabah akşam anlatmadınız mı?
Madem AK Parti ile birçok konuda aynı politikaları izleyecekseniz, o zaman niye adamları eleştiriyorsunuz.
Bu açıklamalarınızla aslında AK Parti'nin başarılı bir iktidar olduğu mesajını verdiğinizin farkında değil misiniz?
Sanıyorum "Ama biz CHP'yiz" demek istiyorsunuz...
Yalnız unuttuğunuz bir şey var...
Osmanlı Bankasını o muhteşem reklam filmi ve slogan da kurtaramadı.
Banka tarih oldu.
Bilmem anlatabildim mi?
KONTENJANCILAR VE ÖNSEÇİMCİLER
Genel seçime bugün itibariyle tam 1 ay var...
Ancak sokakta bir seçim heyecanı yok...
Niye mi ?
İktidarı zorlayacak bir muhalefet yok da ondan.
Halk seçimin sonucunu şimdiden satın almış, işine, gücünü bakıyor.
İzmir gibi Türkiye'nin en politize olmuş kentlerinden birinde durum buysa, Anadolu'yu varın siz düşünün.
Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'den aday olarak hem kendisi hem de partisi için çok doğru bir hamle yapmış.
Çünkü ne önseçimden çıkanlar ne de kontenjan adayları sokakta bir rüzgar yaratamıyor.
Kontenjanlara adamlarını yazdıramayan Aziz Kocaoğlu da topa girmiyor...
Halk TV'ye çıkan hemen herkesin milletvekili adayı yapıldığı CHP'de, sokakta ve tabanda karşılığı olan isimlerin listelere alınmamasının faturası çok daha ağır olabilirdi.
Kılıçdaroğlu'nun genel başkan sıfatıyla önseçime girmesi ve İzmir'e gelmesi CHP'yi hem ulusalda hem de yerelde rahatlattı.
Dönelim CHP'nin İzmir adaylarına.
Daha şimdiden kendi aralarında önseçimden çıkanlar ve kontenjanlar diye ikiye ayrıldıkları haberleri geliyor.
Göreceksiniz, şu seçim bir bitsin içlerinden en az dördü 2019'daki yerel seçimde büyükşehir adayı olmak için çalışmalara başlayacak.
Bunu hep birlikte göreceğiz...