'İZMİR'E YENİ BİR ROTA LAZIM'
Ak Parti Milletvekili Atilla Kaya, İzmir’in geleceği için kent ekonomisine bir rota belirlenmesi gerektiğini söyledi. Kaya, “İzmir’in yönünü biçmemiz lazım. Biraz ondan, biraz bundan olsunla işler yürümüyor” diye konuştu
- Sürmanşet
- Giriş Tarihi: 02 Ekim 2016 23:22
Yeni Asır Yazı İşleri Masası, AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya'yı konuk etti. Türkiye'nin ve İzmir'in gündemini değerlendiren Kaya, Başbakan Yıldırım ile birlikte İzmir'e yön vereceklerini söyledi.
15 Temmuz sonrası birlik ve beraberlik havası iktidar ve muhalefet partileri arasında da güzel bir tablo oluşturdu. Bu güzel havayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Binali Bey'in Başbakanlık görevini üstlenmesinden sonra Kemal Bey ve Devlet (Bahçeli) Bey ile arasında görüşme trafiği başlamıştı. Yani 15 Temmuz'dan önce de özellikle bu noktada adımlar atılmıştı. Hatta muhalefet partisi liderleri de bu durumdan çok memnun olduklarını ifade ediyorlardı. Bu Binali Bey'in duruşu. Belki Türkiye'ye farklı gelebilir ama İzmir'de 2011'den beri özellikle hemşerilerimiz biliyor ki, Binali Bey zaten bu. Türkiye de bunu yeni yeni görmeye başlıyor. Binali Bey'in konulara bakış açısı çözüm odaklıdır.
Polemiklere, siyaseti ve hizmetleri kurban etmek istemez. Yani İzmir siyasetinin ağırlığı artık Türkiye'nin her tarafından hissediliyor ve İzmir'deki o hoşgörü, uzlaşma kültürü şimdi tüm Türkiye'yi kucaklamış durumda. Bunu gözbebeğimiz gibi korumamız lazım.
"Hizmet üretmemiz lazım"
Başbakan Binali Yıldırım, icraat ve söylemleri ile İzmir'de mazeret siyasetini de bir anlamda bitirdi. Siz de AK Parti İzmir milletvekilleri olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na kentin önemli konularını görüşmek üzere daha önce bir ziyarette bulundunuz.
Bunları göz önüne aldığınızda İzmir'de nasıl bir hava oluştu?
Artık mazeret üretilecek bir nokta yok memlekette. İzmirli bizden hep beraber, bir şeyler bekliyor. Yerelde sizi tercih etmiş olabilir ama genelde de İzmirli hemşerilerimiz bizi tercih etmişler. Yani artık Türkiye'de yerel ve genel iktidarın ilişkisini güzel şekilde sağlayıp, İzmirlilere seçim dönemine kadar hizmet üretmemiz lazım. Sanırım Kocaoğlu da Binali Bey'i artık çok iyi tanıyan bir siyasetçi olarak Binali Bey'in Başbakan olması ile birlikte İzmir'in sorunlarının çok hızlı bir şekilde, 'Yıldırım hızıyla' çözüleceğinin farkında. Bu noktada bizden talepleri oldu, bizim ondan taleplerimiz oldu. Çok güzel bir diyalogla, çok güzel bir ilişkiyle bu süreç şu anda yürüyor. Yürümesinden de İzmirliler kazanacaktır.
Peki bu durumdan rahatsız olanlar var mı?
Maalesef var, özellikle de kendi partisi içerisindeki arkadaşlardan. Fakat şunu aşmamız lazım. Bizim İzmir'de çok hızlı şekilde hareket etmemiz lazım ve çok hızlı yatırımları İzmir'e kazandırmamız gerekiyor. Kimsenin şu şehri, sorunlarını, siyasi polemiklere kurban etmeye hakkı yok. Binali Bey'in Başbakan olması İzmir için çok ciddi bir avantaj. Şu örnekten hareket edersek, İzmir geçtiğimiz günlerde Meclis'te alınan kararla 24 saatte iki tane üniversite kazandı. Bu çok önemli bir hız. İzmir'in diğer sorunlarını da hep beraber konuşup birlikte çözmemiz lazım.
"İzmir'in yönünü çizeceğiz"
Hükümet olarak İzmir'e ekonomik anlamda nasıl bir yön vermeyi düşünüyorsunuz?
Başbakanımız İzmir'e geldiğinde kente ticari manada bir yön vereceğiz. Peki bu kenti hangi konuda ön plana çıkaracağız?
Bu termal turizm mi olacak ya da İzmir'i teknoloji üssü mü yapacağız? Bugün, İzmir merkezinde dumanlı sanayi kabul edilebilirlik noktasını aşmış durumda. Bugün baktığınız zaman en büyük gelişme teknolojide. İzmir'in bir de termal turizm noktasında çok ciddi bir avantaj var. Özellikle Balçova'dan Çeşme'ye uzanan ciddi bir jeotermal kaynağı var. Bunları değerlendirmemiz lazım. İzmir'de teşvik sorununda sıkıntı yaşıyoruz ya, İzmir'in önce bir yönünü çizelim ondan sonra teşvik sorununu da çözeriz. Binali Bey geldiğinde bir planlama yapılacak. Burada oturulacak, İzmir'deki iş dünyası vesaire değerlendirme çalışmaları yapıldıktan sonra İzmir'in kanaat önderlerinden de fikirlerini alıp artık İzmir'in yönünü biçmemiz lazım. Biraz ondan olsun, biraz bundan olsun böyle olmuyor, böyle gitmiyor.
İzmir iş dünyası İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın Başbakan olması avantajını yeterince değerlendiriyor mu?
Şunu üzüntüyle ifade etmek istiyorum. Ben 2011'den beri seçim kampanyalarında ya da siyasi çalışmalarında şunu gördüm. İzmir iş dünyası Binali Yıldırım markasını maalesef kullanamadı.
"İŞ DÜNYASINDA DEĞİŞİM ŞART"
Bu kanıya nereden vardınız?
Ben Türkiye'nin 80 vilayetinden Binali Bey'den randevu almak için, görüşmek için İzmir'e gelmiş işadamı gördüm. Binali Yıldırım o dönem Türkiye'nin en icraatçı bakanıydı. Fakat biz İzmir iş dünyasından bu noktada böyle bir markayı kullanmak adına bugüne kadar bir şey görmedik. Maalesef, bakıyorsunuz iş dünyasında odalardaki duruma, birbirlerine siyasetçi gibi laf yetiştirme derdindeler. Bu şehri birlikte kalkındıracağız. Buralarda da ciddi bir değişimin söz konusu olması lazım. Yönetimsel, zihniyet açısından İzmir'in önünü açacak yaklaşımlara doğru gitmemiz lazım. Buraların da kendi odalarındaki polemiklerden kurtulup, İzmir'in önünü açacak, iktidarı ile yerel yönetimleri ile birlikte uzlaşarak hareket etmesi lazım. Bu yapılar, zaten ya yerel yönetimle ya iktidarla uyumlu şekilde çalıştığı ölçüde kendi üyelerine faydalı olabilir. Ama sen iktidarı kabul etme, yerel yönetimi kabul etme. Böyle bir yapı yok. Ondan dolayı oraya da bunlarla beraber ortak çalışabilecek, İzmir'i yöneten ve İzmir'e katkı koyacak, yapıların gelmesi gerektiği kanaatindeyim.
Bu kanaatinizle ilgili bir olaya da şahit oldunuz galiba?
Evet, Türkiye'de sayılı işadamlarından biri Binali Bey'den 10 dakikalık randevu almış ve İzmir'e kadar gelmişti. Binali Bey'in de bir odada 1 saat toplantısı vardı. Görüşme bitti ve randevu alan işadamı dedi ki; "İnanamıyorum. Ben 15 gün uğraşarak aldığım 10 dakikalık randevu için buraya gelmişken, burada 1 saatlik bir toplantıda bir proje bile konuşulmamasına, yani Türkiye'nin en icraatçı Bakanını yakalamışken, İzmir için Türkiye için hiçbir şey konuşulmamasına anlam veremiyorum. O kadar ufak tefek şeyler konuşuluyor ki" dedi. Bu vizyonun ortaya konulması lazım. Bu siyasetçiler için de sivil toplum örgütleri için de geçerlidir. Yöneticiler açısından söylüyorum, odalarımız için de bu çok önemli nokta.
Başbakanımız bu şehirden, ana muhalefet partisi lideri de bu şehirden. Dolayısıyla önce siyasetçilerin ardından bu odaların da o vizyonu, o kaliteyi, o noktayı yakalayacak seviyelere ulaştıracak arkadaşlar tarafından artık yönlendirilmesi gerekiyor.
"KÜLTÜRPARK HEPİMİZİN"
İzmirlilerin Kültürpark Projesi'ne karşı tepkilerini nasıl karşılıyorsunuz?
Kültürpark konusunda Büyükşehir'e karşı bir cephe oluştu. Bu tepkiyi de anlamlandırabiliyoruz. Çünkü, harabe haline gelmiş binaları orada daha çözemeden, modern yapı, çağdaş yapı haline getirmeden, daha havuzun o kenarındaki heykelleri onaramayan bir yapının, oraya güzel bir proje gerçekleştiremeyeceğini düşünmek normal. Kültürpark hepimizin. Bu şehirde doğup büyüyen her birimizin hatıraları var orada. İzmir'de kalmış tek alan. Belki daha ikna edici şekilde, daha değişik bir proje yapmak lazım. İzmir'de yeni şeylerin hepsine açığız ama bunlara daha çok kamuoyu ile paylaşılarak, daha şeffaf şekilde, daha çok İzmirlinin katılımı ile yön verilmesi lazım.
METİN BURMALI