İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Örgütlü Suçlar Savcılığı'nca yürütülen FETÖ soruşturmasında kapatılan Gediz Üniversitesi'nin Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Emine Tuğba Kocabıyık'ın ifadeleri şok etti. Geçen yıl tutuklanan ve üç ay sonra adli kontrol şartıyla serbest kalan 37 yaşındaki Kocabıyık, İzmir'de eğitim gördüğü okuldan mezun olduktan sonra FETÖ'ye nasıl üye olduğunu tüm detaylarıyla itiraf ederek anlattı. Kazandığı TÜBİTAK bursuyla ABD'de birlikte çalışmak için gönderildiği Depaul Ünivesitesi'nde görevli Profesör Burece Newman'ın Türkiye üzerine yapılan algı operasyonlarını yöneten ve Arap Baharı'nı koordine eden kişi olduğunu öğrendiğini itiraf etti. Sadece Yeni Asır'ın ulaştığı Kocabıyık'ın ifadeleri sonrası hazırlanan iddianame, İzmir 17'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ayrıca adli mercilerin, mahkeme tarafından kabul edilen iddianame çerçevesinde ayrıntıların 'ajanlık' faaliyeti kapsamında değerlendirilebileceği ve soruşturmanın bu yönde derinleştirileceği öğrenildi. Kocabıyık ifadesinde Newman'ın, dünya çapındaki organizasyonları ve 'Arap baharı' denilen kaosu yöneten kişi olduğunu iddia etti.
TÜRKİYE'DE ÖZGÜRLÜK YOK
Kocabıyık'ın verdiği ifadelerde, bir dönem Bill Clinton'a da danışmanlık yapan Depaul Üniversitesinde görevli Bruce Newman'ın yanına giderek evinde kaldığını ve bu kişinin Türkiye'ye karşı kaos planı yaptığını söylediği öğrenildi. Newman'ın 'Türkiye'de demokrasi ve özgürlük yok. Erdoğan bir an önce gitmeli' dediğini iddia eden Kocabıyık, 2015'te ABD'de yaşadıklarını şöyle anlattı: "TÜBİTAK bursunu kazanarak 2015'te Amerika'ya gittim. Amerika'da yanına gideceğim Journal Of Political Marketing Dergisi'nin kurucusu, baş editörü, Bill Clinton'un başkanlığı döneminde danışmanlığını yapmış ve Depaul Üniversitesi'nde görevli Bruce Newman adlı profesöre projemi hazırlayıp gönderdim, bana anında döndü ve davet etti. Bu kişi kendi alanında dünyadaki bir numaralı kişi olduğu için ben de daveti kabul ettim. Beni ziyaret için Türkiye'ye geldi, ailemle ve iş arkadaşlarımla tanışmak istediğini söyledi, ben bu kişiyi ağırladım, 3 üniversitenin işbirliği ile bir panel düzenledim ancak döndükten sonra anlamsız ve açıklayamadığım bir şekilde beni aylarca oyaladı, evindeki mutfağı yaptırdığını söyledi. TÜBİTAK bursunun süresinin dolacağını söylemem üzerine Ocak 2015'te Amerika'ya gittim. Beni çok sıcak karşıladı, evinde ağırlamak istedi, bana 'Sen artık bir Newman'sın. Burası özgür bir ülke, Türkiye'den kurtuldun, orada güvende değildin, burada kal' dedi, ben şaşırdım, 'neden?'
EVİ EN GÜVENLİYMİŞ
Amerika'da kaldığım dönemde telefonumun dinlendiğini ve takip edildiğimi düşünerek Bruce Newman ile görüştüğümde 'benimle irtibatın olduğu için bu normaldir, izlenmediğin ve en güvende olacağın yer benim evimdir' dedi. Türkiye'deki danışman hocamı arayarak durumu anlattım. Sabri Tekir (eski bakanlardan) bana yazılı belgem olup olmadığımı sordu, ben de yok dedim. Sonrasında Tübitak bursumun yanmaması ve tazminat ödemek zorunda kalmamak için ayrıca kendi alanımda kendimi yetiştirmek için Chicago'da Depual ve Northwestern üniversitesinde bursumu tamamladım ve Türkiye'ye döndüm. Dönmeden önceki gece beni yemeğe davet etti, yemekte bana "seni çok cesur görüyorum, hayatından endişe duymalısın" dedi. Ben Amerika'da kaldığım süre içerisinde kendisinden yararlanamadığım için verimli geçmediğini söyledim, o ise bana 'sen öyle san, birinci seviyeyi tamamladın, gayet de başarılıydın, şimdi sıra ikinci seviyede' dedi, ben nasıl olacağını sorunca bana verdiği kitabı tercüme etmemi söyledi. Ben üçüncü seviyeye nasıl ulaşacağımı sorunca zamanı gelince ben sana ulaşırım ve söylerim" dedi.
BÜYÜK KİTLELER ÖNEMLİ
"Beni ailesiyle tanıştırdı ve partiye götürdü, oğlu ile tanıştırdı. Şimon Perez öldüğünde gazetede çıkan fotoğraflarda oğlunu Perez'in cenazesinde gördüm. Sonra projeyi kendisine sundum ancak ilgilenmedi, 'Bunlarla kaybedecek zamanımız yok, kamuoyunu etkileyecek daha geniş kitlelere ulaşacak şeyler yapmamız lazım. Türkiye'de demokrasi ve özgürlük kalmadı, Erdoğan bir an önce gitmeli' dedi. Ben kendisine Türkiye'de demokrasi ve parlamenter sistem olduğunu söylediğimde, 'Artık eski işini yapmak zorunda kalmayacaksın, benimle çalışmayacaksan yarın dön.
Türkiye'ye döndüğünde işini kaybedeceksin, hayatından endişe duy' dedi.
ARAP BAHARI MİMARI
Bana Arap baharını örnek verdi, Arap baharını da kendisinin organize ettiğini, kendisine sürekli danışıldığını ve akıl aldıklarını söyledi. Arap baharına denk gelen bir tarihte bu ülkelerden birinde konferansı olduğunu, ancak üç dört ay önceden konferansını iptal ettiğini söyledi, ben de kendisine 'nasıl bu kadar süre öncesinden öngörebilirdiniz?' diye sorduğumda, bana sorulur bu tür şeyler, ben bu konularda dünyanın en uzman kişilerinden birisiyim, ben planladım' diyerek güldü.
FATİH ŞENDİL