Ordu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşmasında mahkeme heyeti başkanı İbrahim Akbulut, sanığın akıl sağlığına ilişkin raporla ilgili bilgilendirmede bulundu. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanan sanık Arduç, "Şuradaki memurlar olmasa üstümü çıkarır çırılçıplak soyunurdum. Memurlar çok yakın, yoksa yapardım." dedi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı ise "Aklın gördüğüm kadarıyla yerinde. Çırılçıplak soyunman deli olduğunu göstermez." değerlendirmesinde bulundu. Sanık, akli dengesinin yerinde olup olmadığına ilişkin yeniden rapor istediğini dile getirdi. Sanık avukatı, "Takdir mahkemenindir." ifadesini kullandı. Başkan Akbulut'un, oy birliğiyle mevcut raporu yeterli gördüklerini ve talebi reddettiklerini söylemesi üzerine sanık, "Madem rapor vermiyorsunuz, hastanede yatırın beni." dedi.
ANNE ÖZDEMİR: "EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUM"
Ceren Özdemir'in babası Yılmaz Özdemir, sanığın mahkemeden böyle bir talepte bulunmasının normal olmadığını söyledi. Anne Güfer Özdemir ise "Akıl sağlığının yerinde olduğunu söylemiştim. Tekrar rapor alınmasını reddediyorum. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum." diye konuştu. Abla Gizem Özdemir de sanığın en ağır cezayı almasını talep etti.
Ordu Barosu Başkanı ve Özdemir ailesinin avukatı Haluk Murat Poyraz'ın, "Özgür beni duyuyor musun?" demesi üzerine sanık Arduç, "Sizi duymak istemiyorum." yanıtını verdi.
Poyraz, sanığa yönelik, "Cezaevinden kaçtığını söylemene rağmen hamama, sakal tıraşı olmaya gidiyorsun, bunlar külfet gerektirir. Parasını nereden buldun? Kaldığın otelin sahibini tanıyor musun, silah bulmaya Ulubey ilçesine dolmuşla mı, taksiyle mi gittin? Yol parasını nasıl, nereden buldun? İfadende, Ceren'in ölüp ölmediğini merak ediyorsun, 'Öldüyse bıçak görevini yapmıştır' diyorsun. Bu beyanda ne demek istiyorsun?" sorularını yöneltti. Sanık Özgür Arduç, avukatın sorularını yanıtsız bıraktı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının avukatı, sanığın akıl sağlığına ilişkin raporun dosyaya eklendiğini belirterek, kararın verilmesini talep ettiklerini kaydetti. Bazı illerin baro avukatlarının duruşmaya müdahil olma taleplerini iletmesi üzerine mahkeme heyeti, bu talepleri reddetti. Duruşma savcısı mütalaasında, sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırılmasını istedi. Mütalaaya karşı sanık, Ordu'da polis ve halkın saldırısına uğradığını iddia ederek, tedavi olma isteğini yineledi.
Baba Yılmaz, anne Güfer ve abla Gizem Özdemir de sanığın, indirimsiz en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Özdemir ailesinin avukatı Poyraz, rapor dikkate alındığında tereddüt bulunmadığını, olayın tam olarak aydınlandığını ifade etti. Son sözü sorulan sanık, "Nereye itiraz etmem gerek?" diyerek başka bir diyeceğinin olmadığını aktardı. Mahkeme heyeti, işlenen eylemin sabit olduğuna dikkati çekerek, sanığı "canavarca hisle kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesi uyarınca ceza indirimi uygulanmadığını açıklayan heyet, sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı. Duruşma salonunda bulunanlar, kararı alkışladı.
Öte yandan, Ordu 2. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nun da duruşmaya dahil edildiği davayı, CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel de izledi.
Bu arada, sanık Arduç, yakalandığı sırada polis memurlarını bıçakla yaraladığı gerekçesiyle hazırlanan ikinci iddianame kapsamında açılan davada da 10 Şubat'ta hakim karşısına çıkacak.
AA