Faz 3 çalışmalarının değerlendirilmesiyle geçici erken kullanıma izni verileceğini ve aşının kullanıma başlanacağını belirten Kayıpmaz, incelemenin yaklaşık iki hafta süreceğini ve aşılamanın 25 Aralık'tan itibaren risk grupları başta olmak üzere başlayacağını söyledi.
AŞILARIN BAŞARI ORANLARI DÜŞER Mİ?
Aşıların başarı oranlarını değerlendiren Kayıpmaz, "Aşılarda yüzde 60 oranını geçen aşıları başarılı olarak kabule edebiliriz. İlk yapılan değerlendiremelerde elde edilen verilerde aşıların yüzde doksan oranında koruma sağladığı belirtildi. Toplumumuzun %60'ından fazlasında bağışıklık olursa hastalığa karşı kendimizi güvende hissederiz. Aşı en güçlü araç. Toplumsal bağışıklığı sağlamanın en güçlü yolu aşı… Bu nedenle aşıya karşı tepkili olmamalıyız." dedi.
ÜÇ KURALIN YANINA AŞIYI DA EKLİYORUZ
Kayıpmaz sözlerine şöyle devam etti; "Koronavirüsle birlikte aşıların hızlı bir şekilde hayata geçmesi bazı tartışmaları ortaya çıkardı. Bir insanı hastalanmadan koruyabiliyorsanız siz başarıya ulaşmış demeksinizdir. Korunma için temizlik, maske, mesafeyle birlikte son olarak aşıyı ekledik. Bazı kesimler eleştirel gözle bakıyor. Masa başında eleştirmek çok kolay, sahaya indiğimizde 'Keşke bu hastalığa yakalanmadan aşıyı vurulabilseydik' diyen çok hasta var. Aşı konusunda Bilim Kurulu üyeleri ve Sağlık Bakanı'nın sözlerine itibar etmeliyiz. Sevdiklerimiz için kendimiz üçün bu üç kuralın yanına aşıyı da ekliyoruz."
AŞI ZORUNLU MU OLACAK?
Aşının zorunlu olup olmayacağı konusunda önemli açıklamalarda bulunan Kayıpmaz, "Uluslararası hava yolu şirketleri, "Yolcularımızdan aşı belgesi istesek mi?" diye düşünüyorlar. Yaptığım açıklamalarda; risk grubundaki kişiler için aşısının zorunlu olması ve Hayat Eve Sığar uygulamasındaki HES kodu gibi, diğer insanların haklarının korunması için bu tarz bir uygulamanın olması gerektiğini belirttim. Sağlık Bakanı'nın açıklamalarına göre aşı zorunlu olmayacak. Dünyanın birçok ülkesinde riskin azaltılması açısından bazı kararlar alınabilir." dedi.
ARTIŞ HIZI AZALDI ANCAK…
Bilim Kurulu üyesi Kayıpmaz vaka sayılarını değerlendirerek "Sağlık kapasitesinin üstündeki yük yeni hasta sayısı ve ağır hasta sayısındaki artış hızı azaldı. Bu önemliydi. Ancak korkutan veriler de var. 203 kişi yaşamını kaybetti. Her gün bir afet olduğunu ve 200 kişinin hayatını kaybettiğini duysak ne kadar üzülür değil mi? Bu durum da aynı şekilde değerlendirilmeli. Kısıtlama ve tedbirlere uyulması durumunda 30 binin üzerindeki vaka sayılarının düşer."dedi.
MİSAFİRLİĞE GİTMEYİN!
En önemli bulaş noktasının aile için buluşmalar ve kapalı alanlar olduğunu belirten Kayıpmaz "Hastalık sadece bize tanımadığımız kişilerden bulaşmıyor. Aynı zamanda çevremizden de alıyoruz. Şu an son zamanlardaki verilere baktığımızda aile içi buluşmaların riskli olduğunu görüyoruz. İnsanların ev içindeki toplanmaları devam ettirmesi durumunda risk artar. İyi havalandırılmamış kapalı ortamlarda virüs yayılmak için ortam bulur. Bu alanlarda maskeli dahi olsanız hastalığı birbirinize bulaştırma ihtimaliniz var. Önümüzdeki günlerde buna dikkat etmek gerek. Misafirliğe gitmeyin veya siz çağırmayın." dedi.
YILBAŞINDA DÖRT GÜNLÜK KAPAMA OLACAK MI?
Yılbaşında dört günlük bir kapanma olup olmaması en çok merak edilen konular arasında yer alıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz " Daha önce Bilim Kurulu'nda bu konu tartışıldı. Ancak önümüzde zaman var. Açık konuşmak gerekirse, cuma akşamı saat dokuzdan pazartesi sabah beşe kadar bir kısıtlama söz konusu. 1 Ocak'ta sabah beşten akşama dokuza o kadar olan gündüz kısmı bir de perşembe günü sabah beşten akşam dokuza kadar olan gündüz kısmı var. Yılbaşı insanların aileleriyle, sevdikleriyle birlikte geçirmek istediği bir etkinlik. Bu durum hastalığı artıracaktır. Bu nedenle önümüzdeki günlerde konuyla ilgili değerlendirme yapılacaktır" dedi.