ERKAN DOĞAN (HABER MERKEZİ)
Başına dert olan kiloları nedeniyle dışarı çıkamayan 200 kilo ağırlığındaki İzmirli Mehmet Can Bayrak (19), azmiyle 10 ayda 100 kilo vermeyi başardı. Kiloları nedeniyle nefes almakta güçlük çektiğini anlatan genç, "Diyetime harfiyen uydum. Her ana yemekten sonra spor yaptım, yürüyüşe çıktım. Bel çevrem 165 santimetreden 107'ye, ayakkabı numaram ise 51'den 49'a düştü. Artık özgürüm. Çok mutluyum, kendime güvenim geldi. Şişmanlar korkmasın, azmederlerse zayıflayabilirler" dedi.
Annesini kaybedince
Annesi Havva Can'ı akciğer kanseri nedeniyle 2002 yılında kaybeden Mehmet Can, babası Halil ile yaşamını sürdürdü. Yaşadığı acı nedeniyle kendini yemeğe veren Bayrak, bir kaç ayda 200 kiloya ulaştı. Çevresindeki insanların bakışları nedeniyle dışarı çıkmak istemeyen genç, gününün büyük bölümünü bilgisayar karşısında geçiriyordu. Kendisine uygun tşört, pantalon ve ayakkabı da bulumayan Bayrak, özel üretim giysi ve ayakkabaları kullanmak zorunda kalıyordu.
Hastane hastane gezdi
Yaşamı çekilmez hale gelen Bayrak, Endokrin ve Metabolizma Uzmanı Dr. Erdal Duman ile geçen yıl Nisan ayında tanıştı. Doktorunun tavsiyelerini dinleyen Bayrak, Diyetisyen Tuncay Karahasanoğlu'nun hazırladığı diyet programını da uyguladı. Diyetini harfiyen uygulayan genç, her ana öğünden sonra yürüyüş yaptı. Hızla kilo veren lise mezunu Can, bu sırada üniversite sınavına da hazırlandı ve Hacepttepe Üniveristesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü kazandı. Bayrak, "İlk günlerde 5'er dakika, biraz zayıfladıktan sonra 10'ar dakika yürüdüm, Üç öğün yemekten sonra spor yapıp, 10 dakika yürüyordum. Fast food, asitli içecekler ve şekerli yiyecekleri bıraktım. Çayı şekersiz içiyordum, tuz da tüketmiyordum. Zayıflama programım eğlenceli geçti.
"Kimse inanmadı"
Mehmen Can Bayrak'ın babası Halil Bayrak, "Oğlumu görenler, 'Ameliyatla mı zayıfladı' diye soruyor. Diyet ve egzersizle zayıfladığını kimseye inandıramıyoruz. Oğluma ne pantolan ne de gömlek bulabiliyorduk" diye konuştu.
"Mucize zayıflama yöntemi henüz yok"
Mehmet Can Bayrak'ın diyet ve egzersiz programına harfiyen uyduğunu anlatan Uzm. Dr. Erdal Duman, "Bizim hastaların en büyük kaygıları bir hafta, bir ayda kilolarını verebilmek. Bu çok zor ve tehlikelidir. Mucize tedavi olsaydı sokakta tek bir obez hastanın kalmaması gerekirdi. Biz en çok yaşam tarzı değişikliğine önem veriyoruz. Yeterince ve zamanında beslenmeyi önemsiyoruz. Yani dengeli beslenmek. Yaşamanız için yoğurt, süt, et ve sebze, yağ ve şeker de almalıyız. Kendinizi sevin, değer verin. Nasıl ki dersleriniz ve işinize özen gösteriyorsunuz sağlığınızı da aynı özeni gösterin. Günün yaklaşık iki saatini kendinize ayırın. Egzersizi artırın. Obezitede kilo vermek için özel bir spor merkezine gitmenize gerek yok" dedi.
Hastalarına kilo ve yaşına göre bir egzersiz uyguladıklarını ifade eden Duman, "Her gün ve günün değişik saatlerinde egsersiz yapmak yakma kapasitemizi artırır. Yiyeceklere yönelimimizi azaltır, kas kapasitemizi artırır. Kilolu hastaların sadece iki üç ay yürüyüş, bisiklet, yüzme gibi aktiviteleri ön plana almaları gerekiyor. Pilatesin kilo kaybına çok ciddi katkısı yoktur. Hasta bir spor salonuna gider, kilo verir sonra bırakır. Gündelik yaşamda değişiklik yapmalı. Arabasını işyerine uzakta bırakacak. Öğle yemeğini işyerinde değil dışarıda yiyecek. Öğrenciyse teneffüste dışarı çıkmalı. Öğün almamak, düşük kalorili beslenme kilo verdirmez. Aksine kilo aldırır. Şiddetli bir açlık atağı ile bir iki günlük kaloriyi tüketebilirsiniz. Bu durum sağlığımız açısından tehlikeldir. Obez hastalar mutlaka bir doktor kontrolünde kilo vermelidir. Diyetisyen tek başına bu tedaviyi yürütemez" diye konuştu.
