KADİR KEMALOĞLU/DUYGU ERGÜDEN
Soma'da yaşanan büyük facianın 6'ıncı gününe girilirken özelikle eşlerini kaybeden kadınlar büyük acı yaşadı. Birçoğu çocuklarıyla birlikte bu hayata yalnız devam edecek olmanın verdiği ağır yükle gözyaşlarına boğulurken, eşlerini kaybetmeden önce yaşadıklarının da dayanılacak gibi olmadığı ortaya çıktı. İlçede yaşayan madenci eşleri içlerini Yeni Asır'a döktü ve yaşadıkları korkuyu anlattı.
Her gün helalleşmek
Madenci eşi olmanın her gün ölmek olduğunu söyleyen, faciada hayatını kaybeden Hüseyin Demir'in ablası ve maden işçisi Veli Kılıç'ın eşi Hatice Kılıç, "İnsanın eşiyle her gün helalleşmesine kim dayanabilir? İşte biz her gün eşimizle helalleşiyorduk. Bu faciadan sonra artık eşlerimizi madene göndermeye yüreğimiz dayanmaz. Madenlerde insan güvenliği için ne gerekiyorsa yapılsın. Canlar artık ölmesin" dedi.
Yine bir madenci eşi Fatma Çelik, "Eşimi, geçtiğimiz yıl çalıştığı madende çökme meydana geldiğinde küllerin içinden çıkarmışlar. Geldiğinde ölüden farksızdı. Bir daha gitmesini istemiyorum. Ama yapacak başka bir iş de yok." derken, yine bir madenci eşi Azime Kılıç ise, "Eşimin bütün görev elbiselerini sakladım bakmaya bile dayanamıyorum. Bana ölümü hatırlatıyor. Bu faciadan sonra bu korkuyla nasıl baş edeceğiz?" dedi.
Binlerce kişinin madende çalışarak yaşamını sürdürdüğü Soma'daki büyük acı geride gözyaşlı aileler bırakırken madencilerin ve eşlerinin cefa içindeki hayatlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle maden işçileri yerin metrelerce altında ekmek paraları için bin bir zorlukla hayatlarını tehlikeye atarken, onları bekleyen eş ve çocuklarının da yaşadıkları kaygı ve korku aynı derecede oluyordu. Eşleri yerin altındayken her kapı çaldığında ya da telefon sesi duyduğunda irkilen, yüreklerine bir korku salınan aileler, büyük bir endişe yaşıyor.
Her gün eşimle helalleşiyoruz
Her gün helalleşerek eşi Veli Kılıç'ı madene gönderen Hatice Kılıç'ın bu kez kötü haber kardeşinin evine geldi. Eşi maden işçisi olan ve büyük faciada 30 yaşındaki kardeşi Hüseyin Demir'i kaybeden Kılıç, "Eşimle her gün helalleşerek ayrılıyoruz. Asıl eziyet, onu işe gönderdikten sonra başlıyor. Her telefon sanki kötü bir haber verecekmiş gibi geliyor. Ancak yapacak başka bir işimiz olmadığı için buna katlanıyoruz. Çaresiziz, bu faciadan sonra artık yüreğimiz sevdiğimizi yerin yüzlerce metre altına göndermeye nasıl katlanacak?" sözleriyle duygularını ifade etti.
Kaza ve travma
Eşini madende 1300 liraya çalışarak 4 çocuğuna bakmaya çalıştığını belirten maden işçisi Mehmet Ali Çelik'in eşi Fatma Çelik, "Bir gün eşimi yine helalleşerek madene gönderdim. Sabah ezanında kapı çaldığında eşimin öldüğünü zannettim. Kaza geçirmiş, kafası tamamen sarılıydı ve bir gözünü kaybetmişti. Hala tedavi görüyor. Saatlerce kanlar içinde kaldığı için kırmızı renk görmeye dayanamıyor. Evde kırmızı renkte bir eşya ve giysimiz bile yok. Ona bir şey olursa dört çocuğumla ne yaparız? O bizim her şeyimiz." diye konuştu ve önce güvenli bir iş yeri istediklerini kaydetti.
Eşimin çizmeleri bana ölümü hatırlatıyor
Kendilerinin de birer madenci haline geldiğini söyleyen Ramazan Çelik'in eşi Azime Çelik de, "Bu olaydan sonra eşimin kıyafetlerini ve özellikle çizmelerini görmek istemiyorum. Dayanamıyorum. Bana hep ölümü hatırlatıyor. Geceler geçmek bilmiyor. Sabaha kadar yarı uykuda, yarı uyanık geçiriyoruz. Devlet kocalarımıza ve tüm madencilere sahip çıksın" dedi.
Çocuklar madencilik oynuyor
Soma'da yaşanan büyük faciada babalarını, abilerini, amcalarını ve dayılarını kaybeden çocuklar bu büyük facianın acısını ilerleyen yaşlarında çok daha iyi anlayacak. Ancak büyükleri yaşadıkları acıya teselli bulmaya çalışırken, onlar belki de gelecekteki mesleklerinin provalarını yaparcasına oynadıkları kumda oyuklar açıyorlar. Kadir Kemaloğlu'nun Soma'da kumda oynarken görüntülediği çocuklar, "Ne yapıyorsunuz" diye sorulduğunda, kendilerine oldukça normal gelen ancak duyanları gerçekten şaşırtan ve duygulandıran bir şekilde "Maden kazıyoruz abi" dediler.