DUYGU ERGÜDEN (HABER MERKEZİ)
Türk Sineması'nın 100'üncü yılını kutlanırken, tarihi sinemaları birer birer kapanan İzmir adeta beyazperdeye veda ediyor. Semt sinemalarının yerini alışveriş merkezlerindeki küçük sinema solanları alırken, hem sinemacılar hem de yazarlar, sinema kültürünün AVM'lere teslim edilmemesi gerektiğini belirterek, "Yerel yöneticiler, devlet ve İzmirliler olarak sinemamıza destek olmalıyız" diyor.
İzmir'in 60'lı ve 70'li yıllarda en büyük tutkusu yazlık ve kışlık sinema tutkusuydu. İzleyici, beyazperdede Türkan Şoray'ın gözleriyle mest olur, Erol Taş'a sinirlendikten sonra Hulusi Kentmen ile yumuşardı. Ecnebi filmleriyle uzak diyarlara gider, Western filmleri ile heyecanlanırdı. Bilirdi ki o silah patlayacak...
Hayata açılan pencere
Sinema, başka hayatlara açılan en güzel bir pencereydi. 80 darbesinden sonra yara alan bu tutku, artık yerini bambaşka bir mecraya bıraktı. Sinema da dijital devrime ayak uydurdu. İzmirlinin çocukluğuna tanıklık eden semt sinemaları da teker teker kapandı.
Önce film, sonra kutlama
İzmirli yazar Sancar Maruflu da İzmir'in gelişiminde sinemanın çok önemli rol oynadığını söylüyor. Maruflu, İzmir'in geçmişte sinema ile içli dışlı olduğu günleri şöyle anlatıyor: "Birçok ünlü sanatçı film şirketlerine ortaktı. Bu nedenle çok güzel filmler gelirdi. Televizyondan evvel herkesin ilgi alanı sinemaydı. İzmir'de yılbaşı geceleri bile sinemada geçerdi. Kışlık sinemalarda aileler ilk önce filmlerini izler, sonra yılbaşı sofrasına otururlardı..."
Semt sinemalarının ayakta kalamamasının nedeninin AVM kültürü olduğunu dile getiren Maruflu, "Birlikte hareket edersek, sinema kültürünü yeniden canlandırabiliriz. Birtakım promosyonlarla halkın semt sinemalarına yeniden ilgi göstermesi sağlanabilir. Yerel yönetimler de destekleyip sponsor olmalı. Halkın uygun fiyatlarla sinemaya gelmesi sağlanmalı" diyor.
Belediye desteği şart
Konak'ta açık kalan son mekan olan Karaca Sineması'nın Müdürü Serdar Arslan'a göre, yerel yönetimler tarafından desteklenmeyen sinemaların sonu hep aynı olacak. Arslan, "En büyük neden AVM'lerin çoklu sinemalarıdır. Ancak yerel yönetimlerin de hiçbir desteğini göremiyoruz. Tek kalmış semt sinemasıyız. KDV yüzde 8 iken, eğlence vergisi olarak yüzde 10 ödüyoruz. Destek uygulamalar hayata geçilebilir. Örneğin Seferihisar'daki sinemaya belediye her anlamda destek veriyor. Beyoğlu Sineması gidiyor diye bütün İstanbul ayaklandı. İzmir'de hiçbir şey yok. Konak Belediyesi'ne yazı yazdım. Bana kimse geri dönmedi" diyor.
"Zenginlerimiz kültüre yatırım yapmıyor"
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Takımcı da İzmir'deki eski sinema salonlarının bireylere ait olduğunu şimdilerde ise tekelleşme olduğunu ifade etti. Yakın zamanda Konak Sineması için mücadele verildiğini hatırlatan Takımcı, "Konak Sineması için mücadele verdik. Ancak orayı bile kurtaramadık. İzmir'de zenginler kültüre yatırım yapmıyor. Sinemaları yaşatmak çok zor" dedi.