KÜLTÜR VE SANAT BAŞKENTİ İZMİR- GÜRKAN ERTAÇ
Türk Sineması'nın Taçsız Kralı Ayhan Işık'ın (Asıl soyadı Işıyan) çocukluğu, Karataş Ortaokulu'nun karşısındaki evde geçti. 11 yaşında İstanbul'a göçtü ve Yeşilçam'ın Kralı oldu. İstanbul'da ilk önceleri zorlanan Işık, daha sonraları kendisini çok güzel bir çevrede, Türkiye'de ve Avrupa'da sonradan derin izler bırakmış sınıf arkadaşları ve hocalar arasında buldu. Mahir İz okul müdürü, Salah Birsel müdür muaviniydi, edebiyata Rıfat Ilgaz (Hababam Sınıfının unutulmaz yazarı), beden eğitimine Vefalı ünlü futbolcu Kör Galip, coğrafyaya Akbaba Celal geliyordu. Okul arkadaşlarından bazıları; senarist Safa Önal, karikatürist Ferruh Doğan ve ressam-karikatürist Semih Balcıoğlu.
DERGİ YARIŞMASI, HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Ayhan Işık daha sonra girdiği Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde, Bedri Rahmi Eyüboğlu'ndan dersler aldı. Işık, buradaki dönem arkadaşlarıyla On'lar Grubu'nda yer alır. Amacı Doğu-Batı sentezini Türk resminde yaratmak; "Halk Sanatı Kaynaklarına Eğilmek", tekniği ise "Renkçi ve Lekeci" olan grupta dönem arkadaşlarından ünlü sinemacı Fikret Otyam, dahi karikatürist Altan Erbulak ve liseden beri dostları olan Semih Balcıoğlu ile Ferruh Doğan'la yer alır. Işık, bir süre Bab-ı Ali'de ressam olarak çalışır fakat 1952 senesinde Yıldız Dergisi'nin açtığı yarışmaya girmesiyle resim hayatını geri plana iterek sinemaya doğru yönelişi başlar. Yarışmayı birincilikle kazanarak sinemaya geçer.
Bir sene sonra, 1953 senesinde ise Güzel Sanatlar Akademisi Resim bölümü yüksek kısmından mezun olur.
'KANUN NAMINA' SÜPER İŞ YAPTI
Ayhan Işık, Ömer Lütfü Akad'ın 'Kanun Namına' filmiyle büyük ün kazandı. İngiliz Kemal karakterini oynayarak İngiliz Kemal Lawrence'e karşı, Katil, Öldüren Şehir, Vahşi Bir Kız Sevdim, Kardeş Kurşunu filmlerini, Atıf Yılmaz ile Şimal Yıldızı, Osman Seden ile de 1957'de Bir Avuç Toprak filmini yapan Işık, 1959 yılında Hollywood'a giderek şansını bir de orada denemek ister. Fakat buradaki filmlerde çalışamaz. Bunun nedeni sorulduğunda da, "Benim gibi orada 5000 kişi sıra bekliyor. Ayrıca çok da marifetleri var. Zıplayıp havada iki takla atıyorlar. Hem de ana dilleri gibi İngilizce konuşuyorlar. Bize orada ekmek yok" diyerek açıklar.
'KÜÇÜK HANIM' FİLMLERİ ÜNÜNE ÜN KATTI
Işık, döndüğü İstanbul'da yine o dönemlerde çevirdiği Küçük Hanım seri filmleri ile de halk tarafından oldukça beğenilir ve devam eden dönem içerisinde ' Taçsız Kral ' unvanını kazanır. 140 kadar film çevirir. 1975'den itibaren yapımcı, yönetmen ve senarist olarak Türk sinemasına katkıda bulunan Işık, bu senelerde İtalyan yapımcılarla yaptığı ve başrolünü de Klaus Kinski ile paylaştığı La Mano Che Nutre La Morte ve Le Amanti Del Mostro filmlerini yapar. Filmler İtalya'da ve Avrupa'nın bazı ülkelerinde vizyona girer fakat Türkiye'de sansüre uğrar. Türk seyircisiyle hiçbir zaman buluşamaz.
ÖLÜMÜ SIR OLARAK KALDI
Ayhan Işık, 13 Haziran 1979'da sabaha karşı Selimpaşa Kıyıkent'teki yazlık evinde şiddetli baş ağrısı ve kusma ile uyanır. Doktor kayınbiraderinin de yazlığa uğraması ve durumunun iyi olmadığını fark etmesi ile yatırıldığı klinikte anevrizma rüptürü sonucu beyin kanaması tanısı koyulan Işık, kurtarılamaz ve üç günlük koma sürecinin sonunda 16 Haziran 1979'da yaşama veda eder. Ölümü bir muamma olarak kalmıştır. Bazıları alkolle uyku hapını birlikte aldığı için, bazıları da yaşlanmaya başladığını görüp yüzünü gerdirdikten sonra saatlerce güneş altında kaldığı için ebediyete göçtüğünü söyler.
SİNEMA EMEK ÇİLERİNİN HAKLARINI KORUDU
Ayhan Işık, özellikle 1963'te aktör dostu Suphi Kaner'in Prodüktör Cemiyeti'nin bildirisiyle bilinçli ve organize bir şekilde işsiz bırakılıp intihara sürüklenmesinin ardından sinemadaki başarısı kadar, Yeşilçam çalışanlarının koruyucusu, hamisi olarak da tanınır. Türk sinemasının Batı ülkelerindeki çağdaş sinemacılık düzeyine çıkabilmesi için, set işçilerinin ve Yeşilçam çalışanların haklarını koruyan bir 'Sinema Kanunu' çıkarmaya, sendika kurmaya çalıştı.
İZMİR FUARI'NDA ASSOLİST
Ayhan Işık, 1970'li yıllarda mali yönden olumsuz etkilendiği için İzmir Enternasyonal Fuarı'nda assolistliğe soyunur. Gazeteci Tayfur Göçmenoğlu, yakın dostu olan Işık'ın şan dersi alan tek sinema sanatçısı-assolist olduğunu belirtir. Işık, Manolya Bahçesi'nde program yaparken, yine ünlü aktör İzzet Günay'ın da Lunapark Gazinosu'nda çalıştığını söyler. Uzun uğraşlardan sonra nihayet Ayhan Işık'ın Karataş'ta doğup çocukluğunun geçtiği ev müze haline getirildi.
FANATİK KARŞIYAKALI ALP KIRSAN!
1979 Karşıyaka doğumlu olan Alp Kırşan, manken, dizi ve sinema oyuncusu. Lise eğitimini İzmir'de tamamlayan Alp Kırşan, üniversite eğitimini Manisa-Celal Bayar Üniversitesi Spor ve Sanat Akademisi bölümünde bitirdi. 2000 yılındaki Best Model of Turkey yarışmasında birinci ve Best Model of the World yarışmasında üçüncü olan Alp Kırşan, ilk kez bir TV'de sabah programında Özlem Yıldız'ın partneri olarak kamera karşısına geçti. 2011'de yayınlanan 'Yok Böyle Dans' yarışmasına da katılan Alp Kırşan, 2012 senesinde Survivor Ünlüler - Gönüllüler'de yarıştı, birinci olamadı.
Düzgün ve esprili konuşma yeteneğinin yanı sıra çalışkanlığı ile de birçok programın sunuculuğunu yapmaya başladı. 2014 yılında KSK'li eski voleybolcu-manken Zeynep Dörtkardeşler ile evlenen koyu Karşıyaka taraftarı Alp Kırşan'ın bir oğlu var. Kırşan, ekranlardan arta kalan zamanda en çok balık tutmayı seviyor ve yaz-kış kendini denizlere atıyor.
EŞİ, BAŞARILI VOLEYBOLCU
1989 İzmir doğumlu olan Alp Kırşan'ın eşi Zeynep Kırşan, Kız Meslek Lisesi grafik tasarım mezunu. Karşıyaka Spor Kulübü'nde 7 yıl voleybol oynadıktan sonra mankenlik yapmaya başlayan Zeynep Kırşan, 2005 yılında Best Model of Turkey yarışmasına katıldı ve 'En iyi fizikli' seçildi. Daha sonra İzmir'den İstanbul'a taşınan Zeynep Kırşan mankenlik yaptı. Bir çok dizide rol alan Zeynep Kırşan, 2014 senesinde Alp Kırşan ile evlendi.
Zeynep Kırşan'ın rol aldığı diziler: Umutsuz Ev Kadınları, Dinle Sevgili (Hande), Maskeli Balo, Akasya Durağı, Kader, Doktorlar.