BAŞLARKEN...
Düzensiz beslenme, masa başında çalışma, hareketsiz yaşam, biraz da stres... Bu etkenler çağın en büyük sorunu obeziteye yol açarken, obeziteye yakalanan kişiler zorlu bir yaşam mücadelesiyle karşı karşıya kalıyor. Normal kilosunun en az 2 kat üzerine çıkan ağır yaşamlar, zayıflamak için çeşitli diyetler uyguluyor. Ancak diyet çözüm olmayınca son çare olarak obezite cerrahisini deniyorlar. Uzmanlar obezite cerrahisinin son çare olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtirken Yeni Asır, her biri en az 50 kilo veren ağır yaşamların hayatlarını mercek altına aldı. Bir zamanlar her biri "ağır yaşam" süren 8 farklı insan, neden ve nasıl zayıfladıklarını Yeni Asır'a anlattı.
AĞIR YAŞAMLAR NASIL ZAYIFLADI - TANSU EDİP GÖKBUDAK
Seçkin Ayar. Eşi Selcan Ayar ile mutlu bir evliliği var. Ancak çocukluktan beri aldığı kilolar hayatını gün geçtikçe içinden çıkılmaz bir girdaba attı. Ayar, önce her gün yürüdüğü mesafeleri yürüyemez hale geldi, sonra ise evinden bile dışarı çıkmak istemez oldu. İstediği bedendeki kıyafetleri giyemiyordu.
Sadece "büyük" beden kıyafetler giymek zorunda kalıyordu.
Fakat Ayar'ın hayatı kendisi gibi kilolarıyla başı dertte olan eşi Selcan Ayar'ın evlat sahibi olma hayaliyle değişti. Anne olabilmek için bütün zayıflama yöntemlerini araştıran Ayar "son çare" olarak obezite cerrahisini denemeye karar verdi. Ancak genç kadın tek başına bu işe girişmekten korkuyordu. Bu nedenle eşi Seçkin Ayar'ı da "Evrak hazırlamaya gidiyorum. Sen de gel bir kontrol ettir kendini" diyerek kandırdı. Eşiyle birlikte hastaneye giden Seçkin Ayar böylece kendini ameliyat masasında buldu.
"BAŞTA İSTEMEMİŞTİM"
Bu durumu "Eşim beni kandırdı" olarak anlatan Seçkin Ayar, "İlk başta ben istemedim. Bana 'Gel kontrollerini yaptırırsın' dedi. Ben de birden kendimi ameliyat olurken buldum. 158 kiloydum ameliyata girmeden önce. Şimdi 90 kiloya düştüm. 13 ayda yaklaşık 70 kilo verdim. İyi ki eşim beni kandırmış" diyor. Selcan Ayar da eşi gibi hayatı boyunca kilo sorunlarıyla boğuştuğunu, bu doğrultuda denemediği yol kalmadığını söyleyerek, "Artık son çare olarak ameliyata karar verdim. Herkes bana 'ölürsün' dedi. Ancak ben yılmadım. Şu anda 135 kilodan 83'e düştüm. Artık istediğim kıyafetleri giyebiliyorum" dedi.
"BİZ YAPTIK SİZ YAPMAYIN!"
Şimdi mutlu bir şekilde istedikleri kıyafetleri aldıklarını ve doğru ölçüler dahilinde istedikleri yiyeceği yiyebildiklerini söyleyen Ayar çifti, "Hayallerimize adım adım ilerliyoruz. Biz son çare olarak ameliyat olduk. İnsanların en başta düzgün beslenmesi gerekir. Beslenme düzgün olursa hayat daha güzel hale geliyor. Çünkü tansiyon, şeker, kalp gibi hastalıkları aşırı kilo tetikliyor. Fakat şöyle bir durum var: Biz defalarca zayıflamaya çalıştık, ancak kilo veremedik. Ancak öncelik diyetle zayıflamaya verilmeli. Bunun için de insanlar dengeli ve sağlıklı beslenmeli. Biz bunu yapmadık" diye konuştu.
"AYI BEDEN YOK MU?"
Eser Sarıgöz. 35 yaşında genç bir iş insanı. Evlendikten sonra kilo almaya başladı. Kendi tabiriyle; eşi ona iyi bakıyordu! Hayatında her şey güzel gidiyordu. Mutlu bir evliliği, çocuğu ve iyi bir işi vardı. Bursa'da yaşıyordu. Fakat bir anda hayatı tepetaklak oldu. İşlettiği firma iflas etti. O da yaşadığı stresten uzaklaşmak için İzmir'e yerleşti. Yalnız bir şey vardı: stres. Stresle başa çıkabilmek için kendini sürekli yemeğe verdi. Tabak tabak değil, neredeyse tencere tencere yemek yiyordu. Buna dur demek gerekiyordu ama hızla kilo almaya devam ediyordu. Kendisiyle barışık bir insan olduğunu belirten Sarıgöz bu durumu şöyle özetliyor: "Bir mağazaya girdiğimde çalışanlara direkt 'Ayı beden yok mu?' diye soruyordum."
"DÖNÜŞTE BENİ ALIN"
Bir süre sonra nefes alamadığını, dilediği gibi gezemediğini kaydeden Sarıgöz, artık kendisi için tehlike çanlarının çalmaya başladığını söyledi. Sarıgöz, "Nefes alamıyordum, yürüyemiyordum, gezemiyordum. Eşim, çocuğum ve ben çarşıya gittiğimizde ben oturuyordum, onlar geziyordu. Beni dönüşte alıyorlardı. Ameliyattan sonra 5 ayda 53 kilo verdim. Artık çok rahatladım. Ama burada sadece ameliyat değil, ameliyat sonrası dönemde kurallara uymak da önemli. Doktorların verdiği listeye harfiyen uyulmalı" diye konuştu.
"BABA SANA ŞİŞKO DİYORLAR"
157 kiloya ulaşan vücut ağırlığına rağmen ameliyat olmayı aklının ucundan dahi geçirmediğini söyleyen Sarıgöz, "Sonra bir yerde dur demenin zamanı geldiğini düşündüm. Çocuğum da beni etkiledi. Onun yanında gezerken benimle alay ediyorlardı. Çocuğumun bana 'Baba bak sana şişko diyorlar' demesi zoruma gidiyordu" diyor.
YARIN: BİRİ OĞLU İÇİN, DİĞERİ EŞİNİN ŞAKASIYLA ZAYIFLADI