Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Dişhekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Toker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya genelinde görülme sıklığı çok yaygın olan diş eti hastalığının başlıca etkeninin yetersiz ağız hijyen bakımına bağlı diş yüzeyinde gelişen bakteri plağı olduğunu ifade etti.
Diş eti hastalığında (periodontitis) diş yüzeyine tutunan bakterilerin diş etlerinde kanama, şişlik gibi enflamasyon bulgularıyla birlikte, ilerleyen dönemlerde diş çevresindeki kemiğin ileri düzeyde kaybedilmesiyle dişlerde sallanma ve diş kayıplarına neden olduğuna işaret eden Toker, şöyle devam etti:
"Diş çevresi yumuşak ve sert dokulardaki yıkım miktarı ise hastadan hastaya, bireysel değişkenlikler gösterebilmektedir. Bu değişkenliğe genetik ve çevresel faktörler (sigara gibi) katkıda bulunmaktadır. Diş eti hastalığının bazı türlerinde ise diş çevresi dokularda daha şiddetli yıkımlarla erken yaşta çoklu diş kayıplarıyla hastalarda estetik ve fonksiyon kayıpları oluşmaktadır. Diş eti hastalığından korunmada en etkili yol ise bireyin diş yüzeyinden bakteri plağını düzenli bir şekilde uzaklaştırması ve periodontitis gelişmişse hastalığı duraklatmak ve dokuların iyileşmesine olanak sağlamak için diş hekimi tarafından yapılması gereken profesyonel diş eti tedavisidir. Günümüzde, diş eti hastalığının diyabet, ateroskleroz, KOAH, obezite gibi birçok sistemik kronik hastalığı olumsuz yönde etkilediğiyle ilgili bilimsel kanıtlar da ağız sağlığının önemini bir kez daha vurgulamaktadır."
"HAMİLELİK ÖNCESİ AĞIZ SAĞLIĞINI KONTROL ETTİRİN"
Prof. Dr. Hülya Toker, erken doğumun gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde doğum sonrası konjenital nörolojik bozuklukların ve perinatal ölümlerinin başlıca sebeplerinden birisinini oluşturduğuna işaret ederek, "Erken doğum oranlarını azaltmak hala önemli bir sağlık problemi olarak yer almaktadır." dedi.
Erken doğum için muhtemel risk faktörleri arasında sigara, alkol, ilaç bağımlılığı, düşük sosyoekonomik durum ve annenin yaşının sayılabileceğini dile getiren Toker, şunları kaydetti:
"Diş eti hastalığına neden olan bakteriyel enfeksiyonun da direkt veya indirekt yollarla erken doğuma ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerin doğmasına öncülük edebileceği birçok araştırıcı tarafından gösterilmiştir. Ayrıca hamilelik döneminde özellikle ikinci trimesterde yapılan diş eti tedavileriyle, anne adayının diş fırçalama, diş ipi veya arayüz fırçası kullanımı gibi ağız hijyen uygulamalarını düzenli şekilde yapmasının da hamilelik sonuçlarına olumlu etki gösterebileceğiyle ilgili bilimsel kanıtlar bulunmaktadır. Fakat özellikle kadınların hamilelik öncesi ağız sağlığının kontrolü için diş hekimine başvurmaları ve gerekli diş, diş eti tedavilerinin yaptırılması hamileliğin olumsuz sonuçlarını azaltmada çok daha önemlidir. Bu yüzden toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi büyük önem arz etmektedir."