Kilo vermek isteyenlerin kahvaltıyı kesinlikle atlamaması gerektiğini söyleyen Dr. Sinan Akkurt, kahvaltının metabolizmayı hızlandırıcı etkisine dikkat çekti. Dr. Akkurt, "Metabolizma hızı sabit değil elastiktir; uygun beslenme, hidrasyon, egzersiz ve takviyelerle yükselebilir ve doğal olarak incelmenize yardımcı olabilir" diyerek metabolizma hızlandırmaya yönelik önerilerini şöyle sıraladı: Kahvaltıyı atlamayın. Protein ağırlıklı beslenin. Günde üç-dört fincan yeşil çay için. Un ve şekere 'Güle güle' deyin. Düşük glisemik indeksli karbonhidratlar tüketin!
UYGUN MİKTARDA KALORİ
Yaz ayları yaklaşırken kilo vermek isteyenler için metabolizmayı hızlandırmaya yönelik beş önerisini paylaşan Dr. Sinan Akkurt, "Anahtar etkenler uygun miktarda kalori alımı, sağlıklı ev yapımı menüler ve egzersiz arasında iyi bir denge kurmaktır" şeklinde konuştu. Akkurt, kilo alımının sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam şeklinin yanı sıra hormonal dengesizlikler, virüs, mantar, kist gibi pek çok etkene bağlı olarak ortaya çıkabildiğini hatırlatarak bu gibi durumlarda diyetin yanı sıra tedavi desteği alınması gerektiğinin de altını çizdi. Dr. Sinan Akkurt, doğal ve basit yöntemlerle daha hızlı bir metabolizmaya sahip olmak için en etkili yolları sıraladı...
1- KAHVALTIYI SAKIN ATLAMAYIN
Metabolik hızınızı bir külah gibi hayal edin. Külahın en geniş kısmı sabahları, kademeli olarak azalmak üzere en dar kısmı da akşamları temsil etsin. Güne sağlam bir kahvaltıyla başlayın; başka bir deyişle kahvaltıyı kesinlikle es geçmeyin. Gün ilerledikçe kademeli olarak aldığınız kaloriyi azaltmaya çalışın. Ne yazık ki günümüzde bunun tam tersi yaklaşım yaygın. Kahvaltıyı iş yoğunluğu ya da kalori tasarrufu gibi nedenlerle atlayanlar var. Oysa araştırmalar bu yaklaşımın kilo alımına neden olacağını tekrar tekrar göstermiştir. Protein dolu bir kahvaltı; haşlanmış yumurta, yoğurt, peynir, yulaf ezmesi güne başlamak için güzel bir başlangıç olacaktır.
2- DAHA FAZLA PROTEİN ALMALISINIZ
Glukagon hormonu, yumurta akı, peynir, yağsız et, tavuk ve balık gibi diyette tüketilen proteinlere cevap olarak salınır. Glukagon yağ hücrelerini kana yağ salması, böylece yağ kullanımını arttırması için uyarır. Başka bir deyişle, daha fazla protein tükettiğinizde daha fazla yağ yakılır ve daha fazla kilo verilir.
3- RAFİNE TAHILLARA 'GÜLE GÜLE' DEYİN
Ekmekler, makarnalar, kurabiyeler ve kekler gibi rafine tahıllar insülin hormonunun aşırı salgılanmasına neden olur. İnsülin, glukagonun tam tersi bir etkiye sahiptir. Rafine beyaz şeker ve/veya beyaz un gibi yanlış türde karbonhidratlar tüketildiğinde, vücudumuz şekerle baş etmek için aşırı insülin salgılar. Kısacası, 'Aşırı insülin = aşırı yağ' demektir.
4- DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKSLİ KARBONHİDRATLAR TÜKETİN
Meyveler, sebzeler, kepekli tahıllar (Siyez buğdayı, karakılçık ekmeği) ve kurubaklagiller glisemik indeksi düşük besinlerdir. Kan şekerini bir anda yükseltmez ve insülin direncine neden olmazlar. Araştırmalar, tam tahılların fazla kilo alımı, tip 2 diyabet, kolon kanseri ve kabızlığın önlenmesinde yararlı olduğunu çok açık bir şekilde göstermektedir
5- GÜNDE 3-4 FİNCAN YEŞİL ÇAY İÇİN
Sabah kahvaltıdan önce bir fincan yeşil çay içmek güne uyanık başlamanıza yardımcı olacaktır. Yeşil çay, kanser ve kalp hastalığı gibi hastalıklarla savaşmaya yardımcı olmanın yanı sıra kilo vermeye de yardımcı olur ve sağlık açısından birçok yararı vardır. Çalışmalar, yeşil çaydaki antioksidanlar olan kateşinlerin yağ yakımını arttırmaya da destek olduğunu gösteriyor. Araştırmalar ayrıca yeşil çayın, nişastaların emilmesine izin veren enzimleri inhibe kateca ederek kan şekerlerini azaltabileceğini ve bağırsaktan yağ emilimini azaltabileceğini ortaya koyuyor. Bunun için günde üç-dört fincan, mümkünse taze yapraklardan demlenmiş yeşil çay içmelisiniz.
MERT ALPDÜNDAR