Müge Anlı, sunuculuğunu üstlendiği programda telefon ile bağlanan bir kadını Zazaca konuşmasından ötürü canlı yayından alması tepkilere neden olmuştu. Sosyal medya platformunda konuya yönelik eleştiriler yapıldı. Programın sunucusu Müge Anlı özür dilemeyeceğini vurguladı. Yaşanan gelişmelerden sonra Müge Anlı ile Tatlı Sert Programı'ndan açıklama geldi.
Müge Anlı ile Tatlı Sert Programı'ndan 'Zazaca' açıklaması! İşte o anlar...
Müge Anlı ile Tatlı Sert programının açıklaması şu şekilde:
21 Ekim Pazartesi günü atv ekranlarında canlı olarak yayınlanan "MÜGE ANLI ile TATLI SERT" isimli programda, gerçek annesini aramakta olan Tümer İldemir isimli şahıs konuk olarak yer almıştır. Programın ilerleyen dakikalarında bu şahsı büyüten kadının kız kardeşi yayına telefon ile bağlanmış, önce Türkçe konuştuktan sonra birden Türkçe olmayan bir dilde konuşmaya başlamıştır. İzleyicinin o an ne dediği ya da hangi dilde konuştuğu stüdyoda kimse tarafından anlaşılmamıştır. İzleyicinin yayında Zaza'ca konuştuğu daha sonra öğrenilmiştir. O anda stüdyoda izleyicinin söylediklerinin anlaşılmaması ve RTUK kurallarına göre programda kullanılan her türlü ifade ve beyandan yapımcı, yayıncı ve sunucunun sorumlu tutulacağı esasına dayanarak ses reji tarafından yayından alınmış Müge Anlı'nın bu durumdan haberi daha sonra rejinin bilgilendirmesi ile olmuştur. Bu olayı müteakip Müge Anlı programın o gün esas kişisi olan Tümer İldemir'e dönerek teyzesinin konuşmalarını tam olarak anlayıp anlamadığını sormuş yayında da görüleceği üzere şahıstan olumsuz cevap almıştır. Bunun üzerine "anlamadığımız bir şeyi yayına vermenin anlamı yok biz daha sonra konuşalım diyerek" konuyu bağlamıştır.
Müge Anlı'dan 'Zazaca' açıklaması!
Ancak yayın sırasında görüşmelerin sessize alınması kamuoyuna "sansür" olarak aksettirilmiş ve Müge Anlı'nın Zazacaya "bilinmeyen bir dil" diyerek hakaret ettiği algısı oluşturulmuştur. Her iki iddia da asılsız ve mesnetsiz olup kamuoyu yanlış bilgilendirilmiştir.
Müge Anlı: Zazalara karşı bir şey söylemem bir kenara, söyleyen olursa da söyletmem
"ZAZALARA KARŞI BİR ŞEY SÖYLEMEM BİR KENARA, SÖYLEYEN OLURSA DA SÖYLETMEM"
28 Ekim Pazartesi günü Müge Anlı programda bu konuya geniş yer ayırmıştır. Benzer bir durum kendisinin bir yakınının başına gelse "Teyzem Arnavut, yayında birden Arnavut'ça konuşmaya başlasa yine reji tarafından yayından sesi alınırdı " diyerek ifade etmiştir. Zazaca'ya hakaret ettiği gerekçesi ile kendisinden programda özür dilenmesi istendiğinden bahsederek "ben yanlış bir şey demedim ki özür dileyim, Zazalara karşı bir şey söylemem bir kenara, söyleyen olursa da söyletmem" demiştir.
Atv tüm din, dil, ırk ve etnik kökenlere saygılı ve eşit mesafeli olmayı kurulduğu günden beri ilke edinmiş bir yayıncı kuruluş sorumluluğunda olayı değerlendirmiştir. Yayından sesin alınmasının sebebi canlı olarak yayınlanan programda izleyicinin birden bire kimseyi haberdar etmeden ya da tercüman talebinde bulunmadan, daha sonra Zaza'ca olduğu öğrenilen Türkçe dışında konuşulan bir dilde, konuşmaya başlamış olması ancak programda konusunda uzman bir çevirmenin olmaması ve RTUK kurallarına göre programda konuşulan her konudan yapımcı, yayıncı ve sunucunun sorumlu tutulacağı esasıdır.
Müge Anlı'dan 'Zazaca' açıklaması
İşte programda yaşananların deşifresi:
Müge Anlı (M): Telefon hattımızda mı? Türkan'cığım Günaydın,
Türkan Hanım (T): Günaydın.
Hayatım sen söylesene bunun annesi kim? Niye buralara getirdiniz bunu.
T: Annesini ben tanımıyorum Sivereklidir.
Müge Anlı: Tanımıyorsun Sivereklidir.
T: Evet
M: Siverek'in neresindensin.
T: Siverek'in ilçesinden
M: Hangi ilçesinden?
T: Vallahi ne biliyim hangi ilçesinden. 20 30 sene saten bilmiyorum
M: O zaman bu çocuk çöpte bulunmadı yani.
T: Anlaşılmayan sesler…
M: Ben hiçbir şey anlamadım siz anladınız mı? Hayatı televizyonun sessini kapatır mısın? Çünkü çok yankı yapıyor. Sen bir kapat televizyonu
T: Tamam
M: tamam
T: Anlaşılmayan ifadeler… Polis geliyor. Anlaşılmayan ifadeler…
M: Ses bir dakika. Ses geliyor. Birazcık daha nolur ahizeden azını uzaklaştırır mısın? Anlaşa bilmek için.
T: Anlaşılmayan ifadeler. Ben baktım ki bir ses geliyor yağmur yağıyordu, baktım ki(anlaşılmayan ifadeler. )beze sarılmış çöpün yanına bırakılmış.
M: Tamam. Kim bırakmış acaba?
T: vallahi biz bilmiyoruz. Polis getirdi hastaneye. Adam(eşini kastediyor) geldi ablama sordu olmuyor dedi. Dedi Türkan, Atiye'ye (Türkan Hanım'ın kardeşi) sordum getireyim mi? Bn dedim nerdedir öyle dedin. Dedi hastanede. Ben eve gittim geldim ki …Anlaşılmayan ifadeler.
Mehmet Şevki Sözen: Biraz yavaş konuşabilir misiniz? Türkan Hanım, anlamakta biraz zorlanıyoruz. Biraz daha tane tane daha az heyecanlı konuşursanız biz daha rahat anlayabiliriz.
T: Tamam: Gittik ki çocuğu polise verdirmiş.
M: Çocuğu polise götürmüş. Bak şimdi Türkan Hanımcım bak. Bunları böyle anlatmışsınız ama sonradan da Tümer'e demişsin ki 4 tanede ablan var demişsin.
T: Kime demişim 4 ablan var.
M: Tümer'e demişsin. Tümer'e.
T: Tümer'e vallahi 1 tane de ablası vardır. 1 tane küçük ablası vardır.
Mehmet Şevki Sözen: E anneyi biliyor o zaman…
Rahmi Özkan: Türkan Abla bu yavruyu sen mi buldun orada çöp kutusunda.
T: Anlaşılmayan ifadeler. Polis geldi hastaneye getirdik. Sonra götürdük karakola. Karakolda şeye götürdü… Götürdü Diyarbakır'a biz gittik yuvadan aldık.
Rahmi Özkan: Tamam yuvadan aldınız da bulunduğu yer neresiydi nerede buldunuz.
T: Hastanenin arkası.
M: Hastanenin arkası.
T: Evet
Rahmi Özkan: Tamam hastaneye bırakabilirler ama Siverek'te kalkıpta çöp kutusuna Ocak ayında eksi on derece kar buz…
M: Yağmurlu bir gün saten.
T: Yavaş yavaş yağmur yağıyordu.
Rahmi Özkan: E yağmur yağıyor. Bir anne doğurduğu çocuğunu kalkıp o mevsimde yağmurun karın yağdığı yerde çöp kutusunun yanına bırakmaz. Hastane kapısına bırakır. Cami kapısına bırakır.
M: Tamam anladık. Peki ben şunu anlamadım. Yani şimdi o çocuğu orada bulunduda belki sizde onu söyleyeceksiniz sonra nasıl size verildi tekrar o çocuk. Yani onunda orada bir sırası var.
T: Yuvadan aldık yuvadan.
M: Tamam ama Diyarbakır'da da bebek sırası var ya hani. Şimdi hemengidincede…
T: Evet var. Ablam ağladı.1 hafta bekledi. Kıyamadılar ablama verdiler. Araştırıp sonra verdiler.
M: Araştırıp verdiler diyor.
M: Küçük ablası kimin çocuğu? Tümer'in küçük ablası?
T: O babasındadır.
M: He o öbür babasından diyor yani. O kendi aileleri içerisinde senin bir tane banın ilk evliliğinden yetiştiren babanın ilk evliliğinden kızı mı var?
Tümer: Hiç ondan bilgim yok. Ama ablam olduğunu duydum sadece.
M: Senin babanın adı ney? Seni yetiştiren babanın?
Tümer: Azize İldemir
M: Aziz
T: Evet onun ilk eşi bir eşi diye ben biliyorum.
M: Senin şuanda babanın adı ney?
T: Aziz İldemir.
M: Aziz. Aziz'in mi başka kızı var diyorsunuz.
T: Yooo Aziz'in kızı yoktur. Yoktur. Bunun annesi varya.
M: Annesi. Senin annenin adı ney.
T: Asiye M: Asiye. Asiye'nin mi var. Asiye'nin mi?
T: Yo yo Asiye'nin değin bunun annesinin.
M: Tamam şimdi bunun annesi Asiye'yle Aziz'ya
T: Asiye'nin çocuğu yok.
M: Bunun ablası nereden var.
T: Onun ablası öz annenin yanındadır.
M: Tamam oz aman kim öz annesi işte.
T: Tanımıyorum. O zaman kocam yaşıyordu tanıyormuş. Kocam tanıyordu öz annesini.
M: Kocan tanıyor öz annesini.
T: Yok valla tanımıyor.
Tümer: Yaşlandığı için artık tanımıyor şuanda
M: Normalde tanıyordu yani.
T: Normalde tanıyordu. Bir kere gördü tanıdı. Anlaşılmayan ifade.
M: Tamam ama madem çöpte bulundu nasıl siz gittniz onun anneliğiyle babalığıyla konuştunuz.
T: Biz konuşmadık. Biz konuşmadık.
M: Kocan nasıl buldu yani.
T: Çocuğu gördük aldık.
M: Ne diyor
Tümer: Polisler beni çöp konteynerinde bulan polismiş polis devlet hastanesine getirince enişteme demişler bu çocuğu çöpte bulduk al senin olsun gibi oda…
M: Türkan Hanımcım bu öyle bir şey değil ya kim önce bulursa çocuk onun olmuyor. Öyle olmaz. Anlattığınız gibi. Tamam nasıl bulunmuş olursa olsun Üzerinden 33 yıl geçmiş artık zamanaşımı filan problemde yok yani hukuki açıdan. Bunun annesinin adı filan varmı?
T: Yok valla yoktur.
M: Peki küçük ablasını nereden bildinizya
T: Hastaneye anensiyle gelmiş bu onun çocuğudur.Zazaca. Konuşmalar… Ses kesiliyor.
Tümer: Zazaca konuşabilir mi?
Müge Anlı: Anlamadığımız bir şeyi yayına vermemizin bir anlamı yok.
Tümer:. Eniştenle konuş diyor.
Müge Anlı: Tamam dur bir eniştenle konuşalım Türkancım. Sende bir hatırla da annesi kimmiş bulalım. Ya bunları neden kendi evinizde çözmüyorsunuz be kardeşim. Bende şimdi çocuk buraya gelip anlattığında diyorum belki psikolojik olarak öyle düşünmek istemiş olabilir çöpün kenarına bırakmış belki böyle diyecek ailesi o yüzden konuşuyorum çocuk doğru söylüyor.
Yayının son 15 dakikasında Dernek Başkanının Kanalın önüne geldiği gün yapılan açıklama
Müge Anlı: Tümer'le ilgili geçen gün teyzesi bağlandı ve dedi ki ben Zaza'ca konuşayım mı dedi. Bizde dedik ki konuşma çünkü anlamıyoruz. Zaten anlaşamadık hanımefendiyle. Zaza Dernekleri Başkanı birkaç kişiyle birlikte kanala gitmiş sizi protesto ediyoruz diye. Şimdi beyefendi heralde gerçekten boş vaktiniz var yani buyurum gelmişsiniz kanalımıza çayımızı için. Bakın beyefendi RTÜK bizlere aslında benze çokta doğru olmayan bir şey yüklüyor. Kendilerince doğru da ben size bir sunucu olarak söyleyeyim. Burada söylenen her şeye ben müdahale etmek zorundayım. Mesela ben sigara içtim diyor. Ben sigara sağlığa zararlıdır demek zorundayım. Yani demezsem RTÜK diyor ki sen buna neden müdahale etmedin. Ayrıca burada herkesin söylediği sözün bir milli değere vatanın bölünmez bütünlüğüne namusuna şerefine kötü ifadesi var mı varsa ben yine müdahale etmek zorundayım. Doğru yani RTÜK bunu isterken doğru kötü olan tarafı bazen bende duymuyorum. Anlamıyorum yaşadık onu hakikaten duymuyoruz. Herkes bir arada konuşuyor. Bunun için yukarıda bir sistemimiz var bir Avukat Hanım kızımız var. Burada suç teşkil eden şeyler olursa yayına vermemek üzere bipçidiyorum ya hani basıyor ve yayını kesiyor. Bu yüzden yayının bir kısmını izleyemiyorsunuz. Neden RTÜK'ten ceza almayalım diye. Bilmediğimiz bir dilde eğer yanında da tercümanı yoksa ne diyeceğini anlamamak bir kenara ATV yada ben bunun sorumluluğunu nasıl alabilir. Yani kesilmedi de saten konuştu. Hatta Tümer'e de sordum anlamıyorum dedi. İyi o zaman sonra konuşalım dedik.
Sosyal medyadan gelen, yayını izlememelerine rağmen hakarete varan ağır eleştirilere karşı Müge Hanım açıklamada bulundu.
Müge Anlı: "Kuaförüm de Zaza olduğunun söylenmesini istiyor. Ayrıca, kaçınız İspanyolca biliyorsunuz mesela, ben bilmiyorum. Ben bir kanal çalışanıyım, benimle alakası olmayan şeyler var, kuralları RTÜK belirliyor. Bu kanal, anlamadığı, dilini bilmediği her şeyi yayından alıyor. Bu Zazaca olabilir, İspanyolca olabilir, Japonca olabilir. Ben Zazaca diye bir dilin olduğunu da gayet iyi biliyorum. Eğer hanımefendi buraya gelecek olsaydı bir tercüman getirirdik. Benim yengem de Arnavut, yarın bir gün onu da getirsek ve Arnavutça konuşsa onun dedikleri de kesilecek burada, benimle ilgisi yok. Neden böyle bir ayrım yapıyorsunuz? Zazalar da ülkemizin en değerli parçalarından biri. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, hepimiz birinci sınıf vatandaşız. Üzülüyorum çünkü konuştuğum insanların çoğu yayını izlememiş bile, beni evlerinin bir kızı olarak görenler var, ben o insanların yanlış anlamasını istemiyorum. Burası BM değil, her dilden bir tercüman yok burada. Biz Türkçe yayın yapıyoruz. Almanca bilmeme rağmen Almanca tercüman tutuyoruz ki eleştiri almayalım diye, empati denilen bir şey var, bu insanlara yardım etmekten başka hiçbir gayemiz yok bizim. Ben özür dilemem çünkü ben bir şey söylemedim, Zazalara karşı bir şey söylemem bir kenara, söyleyen olursa da söyletmem. İnsanları galeyana getirmek yerine empati kurulsun. Benimle ilgili aklından en ufak kötü bir şey geçiren Zaza teyzem, amcam varsa onlar için yapıyorum bu açıklamayı, başımın üstünde yerleri var. Yarın bir gün televizyonculuk tarihi yazılırsa bu milletin beraber nelerin üstesinden geldiği de yazılacak." dedi.
Rahmi Bey: "Doğup büyüdüğüm Siverek'e sesleniyorum. Ben de Zaza kökenliyim ve bununla da iftihar ediyorum. Bu programda dil, din, renk, cinsiyet ayrımının asla yapılmıyor, bu programda kendi kökenine dil uzatılmış olsa zaten kendisinin arkasında durmam duramam! 12 sene burada hukukçu kimliğiyle oturamam!" dedi.
Müge Anlı: "Atv'nin bir çalışanıyım, çok da gurur duyuyorum. Allah devamını getirsin, 12 senedir buradayız. Benim bir sözleşmem var, sorumluluklarım var." dedi.