Prof. Dr. Ateş Kara, İngiltere'de Oxford Üniversitesi Jenner Enstitüsü ile Oxford Aşı Grubu iş birliğinde geliştirilen ve üretim lisansı İngiliz-İsveç ilaç şirketi AstraZeneca tarafından satın alınan 'AZD1222' adlı aşının durdurulmasını değerlendirdi. Prof. Dr. Kara, aşı çalışmalarına bir molekülün belirlenmesi ile başlandığını sonrasında ise hayvan çalışmalarına geçildiğini belirtti. Daha sonra faz-1 çalışmasında çok az kişi ile ilk etapta güvenli mi değil mi, diye bakıldığını kaydeden Prof. Dr. Kara, "Ciddi anlamda istenmeyen etki olunca orada fark ediliyor. Faz-2'de biraz daha sayı fazla ve yine güvenli mi değil mi şeklindeki ve doz ayarlama çalışmaları yapılıyor. Faz-3'te ise çok daha fazla kişide yapılan ve aynı zamanda etkili mi, güvenli mi diye bakılan kısım. Faz-3 çalışması kısmında 4 aşı çok ön planda. Bunların 2 tanesi 60 bin kişi ile faz-3 çalışmalarını yapıyor" diye konuştu.
'HASTANEYE YATMASINA NEDEN OLABİLECEK KADAR CİDDİ'
'AZD1222' adlı aşının uygulamaları sırasında bir kişide gelişen istenmeyen bir etki olduğunu belirten Prof. Dr. Kara, "Bu etki biraz da ağır bir etki. Ortaya çıkan bir klinik tablo var. Bu kişinin hayatını tehdit edebilecek ya da hastaneye yatmasına neden olabilecek kadar ciddi. Böyle bir durum olunca 'acaba bu aşıdan mıdır yoksa tamamen şans eseri de alabilir mi' böyle bir durum ortaya çıktığında çalışma orada durdurulur. Sonra dönülüp bakılabilir, 'acaba bu aşıdan olabilir mi' diye. Bu değerlendirilirken geriye dönük elde edilen veriler incelenir. Belki eş zamanlı olarak gelişti, belki de tamamen aşı ile ilgili. Bunun kararı ortaya çıkana kadar diğer gönüllüleri veya aşı uygulanacak kişileri riske atmamak için ilk etapta bunun tüm verileri geriye dönülerek incelenecek, değerlendirilecek ondan sonra da aşı çalışmasına 'devam' denilecek" dedi.
'BU ARAŞTIRICILAR İÇİN UYARIDIR'
Prof. Dr. Kara, Oxford Üniversitesi'nde devam eden koronavirüs aşı çalışmasının görülen istenmeyen etki nedeniyle durdurulmasının Türkiye'de yapılacak aşı çalışmalarına etki edip etmeyeceğine ilişkin şunları söyledi:
"İlk etapta olumsuz bir şey olarak değerlendirmemek lazım. O aşı çalışması Türkiye'de yapılmıyor. Bizde planlanan aşı çalışması diğer aşı ile ilgiliydi. Bu her halükarda araştırıcılar için bir uyarıdır. 'Bizde de böyle bir yan etki olabilir mi' diye aşıyı uygulayacak kişiler, aşı uygulanacak kişilere bilgi verilecek. Her gün o aşı yapılacak kişilere 'parmak ucunuzda karıncalanma', 'his değişikliği' var mı diye sorulacak. Bu şekilde değişiklikler oluyor. Olay çok ciddi ve aşı ile ilişkili olma ihtimali yüksek, o zaman Türkiye'deki için de 'biraz duralım, oradaki veriler netleşsin ona göre devam edelim' denilecek. Bu belki gerçekten aşı ile ilişkili; ama bazen şöyle olur; aşı olan kişi evine giderken trafik kazası geçirdi. Bu birinci uyarıdır. Ama ikinci bir kişi geçiriyorsa bu şöyle değerlendirilir; 'acaba benim yaptığım aşı öyle bir şeye neden oluyor ki kişi o an trafikte dalgın mı kalıyor', 'uyuklamasına neden oluyor da onun için mi trafik kazası geçiriyor?'. Bu hiç beklemediğiniz bir şeydir. Ama 'böyle bir etki olabilir mi' diye dönüp araştırılır, o zaman denir ki 'bu aşı böyle bir şeye neden oluyor'. O zaman şuna karar vermek lazım; acaba aşının faydası ne, riski ne? Şöyle bir değerlendirmeye gidilir, denilir ki 'aşı olduktan 24 saat sonra siz araç kullanmayacaksınız, trafiğe çıkmayacaksınız'. Baktık ki iş uzun ve ciddi o zaman da denir ki 'bu aşı trafiğe çıkması gerekenlere yapılmayacak'."
Prof. Dr. Kara, böyle bir etki çıktığında Türkiye'deki çalışmalara da bakılacağını, "Aşı uygulandıktan sonra 24-48 saat içinde böyle bir trafik kazasına maruz kalan ya da merdivende takılıp düşen var mı? Bunlar araştırılır. Yoksa 'biz aşı uygulamaya devam edelim' denilir. Ama herkese şu söylenir; araştırmacılara da aşı uygulayan gönüllülere de 'ayağınız takılsa bile, kırmızı ışıkta geçseniz bile bize haber verin'. Bu sefer daha hassas bir takip sonucu başlar. Şu anda bu aşı çalışması tüm dünyada durmuş vaziyette" diye konuştu.
'ZAMANA İHTİYACIMIZ VAR'
Prof. Dr. Ateş Kara, Türkiye'deki koronavirüse karşı başlatılan aşı çalışmalarına ilişkin, "Çok daha yol var, Türkiye'deki aşı çalışmaları şu anda klinik döneme geçme aşamasına gelmiş vaziyette. Bu klinik döneme geçişte çok az kişide aşı uygulanacak, güvenli olduğu gösterilecek. Sonra faz-2 daha çok sayıdaki kişi 30 ile 200 arasında bir rakam olabilir bu. Faz-3 ise binler ile ifade edilen rakamlar. Biraz daha zamana ihtiyacımız var. Diğer ülkeler ile karşılaştırdığımızda 'oldukça gerideyiz' diye düşünmemek lazım. Aşıda attığımız her adım bir sonraki salgın için de bir sonraki aşı için de bir avantaj. En önde giden bir aşıydı Oxford'un aşısı; ama böyle bir durumda anında durduruldu. Bu iş çok ciddi ise belki de bu aşı tamamen rafa kalkar, yeni ve farklı aşı çalışmasını Oxford başlatmak zorunda kalır. Almanya'da Türk araştırıcılar tarafından geliştirilen aşı biraz daha öne çıkmaya başlıyor" dedi.
DHA
Bilim Kurulu üyesi uyardı: “Kurallara uyulmaz ise salgın ciddi boyutlara ulaşır”