Acemi Cadı ve Hayat Bilgisi gibi dizilerde canlandırdığı karakterlerle gönüllere taht kuran genç oyuncu Kaan Yılmaz, Bi Başka'dan Öznur Doğan'a samimi açıklamalarda bulundu.
Adı sık sık Boluğur'la anılan Kaan Yılmaz, Boluğur'un eski sevgilisi Burak Dayı'ya benzetilmesiye ilgili de yorum yaptı.
Acemi Cadı yıllarından bahseden Yılmaz, Toygar karakterinin birçok sahnesinin doğaçlama ilerlediğini ve o sahneleri çekerken çok eğlendiklerini anlatarak, Toygar'ın aslında gençler için iyi bir örnek olmadığını itiraf etti.
Sektördeki güzellik algısını da eleştiren oyuncu, ''Estetik yüzünden insanlar aynı tornadan çıkmış gibi'' sözleriyle güzelliğin tek tipe indirilmiş olduğunu dile getirdi.
İşte keyifli sohbetten kesitler:
Edebiyattan oyunculuğa geçiş sürecinden bahseder misin? Her şey nasıl başladı?
Ben çok konuşan bir çocuk değildim. Üsküdarlılar Derneği Adile Naşit Deneme Sahnesi'nde rahmetli hocam Mete Akkaya, bize eğitim veriyordu. Annemler, ben 6 yaşındayken, ablam ve beni tiyatroya gönderdiler. Benim konuşmamı, sosyalleşmemi istiyorlardı. Orada eğitim aldım, defalarca sahneye çıktık. Musahipzade Celal Sahnesi benim evim gibidir.
Üniversite sınavı arefesinde tiyatrodan uzaklaştım. 18 yaşımdayken, sevgili İnci Özkıran, beni Tümay Özokur'la tanıştırdı. Üniversiteyi okurken, Hayat Bilgisi'yle profesyonel oyunculuk yapmaya başladım. Orada televizyonda oynamakla, sahnede yer almak arasında epey bir disiplin ve çalışma farkı olduğunu gördüm. Bir süre işim oyunculuk oldu, hayatımı öyle kazanıyordum. Öyle başladı süreç… Bir karar vermişliğim de yok aslında. İşimi seviyorum ama ''Ben bunu yapacağım'' demedim, hayat nereye götürüyorsa oradayız…
Bugüne kadar canlandırdığın karakterler arasında ''Benim için yeri çok ayrıdır?'' dediğin bir karakter oldu mu?
Süzme'nin yeri ayrıdır. Bana işi öğreten o roldü, o setti. Sevgili Perran Abla ve Tarık Papuçcuoğlu'dan öğrendim her şeyi. Onların yeri bende ayrıdır.
Onun dışında Acemi Cadı benim en eğlendiğim setim olabilir. İlerledikçe senaryo bizi serbest bırakmaya başladı, doğaçlama hareket etmeye başladık, bu nedenle çok eğlendim.
Acemi Cadı maceran nasıl başladı?
Dizinin 13. bölümünde dahil oldum. Toygar, çok sınırları belirlenmiş bir karakter değildi. Bu hem zorlayıcı bir şey hem de serbestlik kazandırıyor insana. ''Ben bunu ne yapabilirim?'' diyorsun.
Mesela elde tesbih… Bu çok hoş bir şey değil. Bu gençlere ve çocuklara hitap eden bir diziydi. 'Bunu atalım' dedik. 'Bu karakter biraz daha karikatür gidebilir, çok müsait' dedik. Öyle öyle kendini buldu.
Toygar'ı canlandırırken en keyif aldığın sahnen hangisiydi?
Bir mektup yazıp ''Ben bu mektubun içine kalbimi koydum'' deyip kalp efekti yapmışım. Ona çok güldüm. Ayşegül'ün büyüsü yüzünden makyaj yaptığımız sahne de baya sosyal medyada dönüyor. ''Racona uygun sürün allığı'' falan… (gülüyor)
Merve Boluğur'un sevgilisi sanılman hakkında ne düşünüyorsun?
Magazin benim hep uzak olduğum bir şey özünde. Karşı değilim ama çok magazinsel bir malzememin olmadığını düşünüyorum, olmasını da istemiyorum.
O fotoğraftaki arkadaşla benim saç yapım benzediği için herkes öyle sandı. Bana ''Keşke Merve'yle sen aynı projede yer alsanız'' gibi şeyler de söyleniyor. Bu yönde bir çalışmamız yok ama belki ileride olabilir.
Merve fotoğrafı attığında, ben mutluluklar diledim. Twitter'dan biraz sataşmış olabilirim. ''Arkadaşlar ben sanmanız çok ilginç. Ben maskesiz dolaşmıyorum'' yazdım.(gülüyor)
Gönül İşleri'nde Sinem Kobal'la da çalıştın. O nasıl bir ekip arkadaşıdır?
Sinem'le çalışma arkadaşı olarak ne bir oyun alamama problemi yaşadım, ne bir aksaklık yaşadım. Gayet profesyonel şekilde çalışıyor.
Ayrıca çok temiz kalpli ve iyi bir insandır.
Oyunculuk maceranda aldığın en saçma yorum neydi?
Merve'nin sevgilisi sanılmamla alakalı yaşanan kargaşada biri bana ''İyi reklam yaptın ha!'' demişti, beni tanımadan böyle bir şey yazması çok hoşuma gitmedi.
Sevenlerin tarafından Johhny Depp'e benzetiliyorsun. Bu konu hakkında neler söylemek istersin?
Belli bir yaşa kadar birine benzetilmek çok hoşuma gitmiyordu. Ama şimdi bakınca ben de beğeniyorum.
Sakallarım bundan başka uzamıyor, onun da öyle olması benzerliği arttırıyor.(gülüyor)
Setteki Kaan Yılmaz'ı 3 kelimeyle tanıtır mısın?
Sıkıcı, disiplinli, suskun.
Güzellik, bu sektörde bir yerlere gelmek için önemli bir faktör mü?
Ben güzellik algısının, popüler kültürün baskısıyla bir yere sıkıştırılmasından çok şikayetçiyim. Güzellik kadar göreceli bir şeyi tek tipe indirmek yanlış.
Kimse kırılmasın bana ama insanlar, estetik ameliyat furyası yüzünden aynı tornadan çıkmış gibi geziyor. Ben o görüntüyü sevmiyorum. İnsanın önce kendisini sevmesi lazım, ''ben güzelim'' dediğinde güzelsindir. İlla ki o güzelliği gören vardır. Bütün sanat eserleri de aynı şekilde değerlendirilir. Beğeniye sunulur, birinin beğendiğini diğeri beğenmeyebilir. Ama biz çok popüler şeylere yönelip fikrimizi beyan etme özgürlüğümüzü kaybediyoruz.
Biz televizyonda güzel evler, güzel insanlar, güzel arabalar gösteriyoruz ama bu bir satış yöntemi. Ortada sunulan ve sunulanı alan var. Seyircinin bu noktada çok büyük bir gücü var, televizyonda beğenmediğiniz işler olduğunda izlemeyi bırakabilirsiniz. Seyirci her şeyi kabul etmeyip tepkisini ortaya koyarsa, her şeyi değiştirebilir. Oradaki manken gibi görüntüden şikayetçiysen, daha doğal olanı talep edebilirsin. İzleyici gerçekten bunu değiştirmek istiyorsa bir adım atmalı…