ABD'de milyonlarca kişi yeni başkanı belirlemek için 3 Kasım'da sandık başına gitti. Korona virüs salgınının gölgesinde gerçekleşen seçimlerde 100 milyona yakın kişi posta yoluyla oy kullanırken, seçimlerde katılım rekoru kırıldı. Cumhuriyetçi aday Donald Trump ile bir hayli çekişmeli süren başkanlık yarışında zafer Demokratların adayı Joe Biden'ın oldu. 2009 ile 2017 yılları arasında Barack Obama'nın Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Biden aynı zamanda ABD tarihinde seçilen en yaşlı başkan oldu.
SANSÜR DAMGA VURDU
ABD seçimlerine damga vuran en önemli aktörlerden biri de medyanın özellikle de sosyal paylaşım sitesi Twitter'ın Trump'a uyguladığı sansür oldu. Seçimde oy sayımı devam ederken Trump'ın kazandığına ilişkin paylaşımı Twitter tarafından silindi. Bu ilk açıklama seçim sürecine vereceği zarar nedeniyle engellenmiş gibi görülse de posta yoluyla kullanılan oylarla ilgili Trump'ın yaptığı birçok açıklama yine aynı sansüre maruz kaldı.
MEDYADAKİ MÜTTEFİKLER
Trump, bu konuyla ilgili son açıklamasında, "Hepimiz neden Joe Biden'ın hatalı şekilde kazanan gibi davrandığını ve medyadaki müttefiklerinin ona yardım ettiğini biliyoruz. Gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyorlar. Basit gerçek şu ki bu seçim bitmekten çok uzak..." dedi. Trump, daha sonraki tweetlerinde de, "Bu seçimleri, hukuki yollarla kullanılan 71 milyon oyla ben kazandım" ifadesini kullandı. Ayrıca, "Amerikan halkı hak ettiği dürüst oy sayımına ve talep ettiği demokrasiye kavuşana kadar durmayacağım" açıklamasında bulundu. Yani oy sayım sürecinin başından bu yana sonuçları kabul etmediğini ve mahkemeye götürme iddiasının da devam ettiğini vurgulamış oldu. Seçim sistemi oldukça karmaşık olan ABD'de Biden ve Trump arasında hem seçim öncesinde hem de seçim sırasında çok ciddi çekişme yaşandı.
ÜSLUP ÇOK TARTIŞILDI
Özellikle propaganda döneminde ikili arasındaki televizyonda milyonların gözü önünde yapılan tartışmalarda iki tarafın da seçtiği dil ve kullandığı üslup seçmen üzerindeki gerilimi artırdı. Bunu oy sayımı devam ederken sokağa dökülen seçmenlerin özellikle de Trump taraftarlarının tutumundan da görmek mümkün. Trump'ı yenilgiye götüren süreçte elbette dünyayı sarsan korona virüs salgınının etkisi de yadsınamaz. Salgının ilk günlerinden itibaren bunun bir Çin kurgusu olduğunu iddia eden, tedavi konusunda da ortaya attığı mantık dışı önerilerle tepki çeken Trump'ın seçime çok kısa bir süre kala virüse yakalanması da ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husus. Bu süreçte Trump'ın o güne kadar küçümsediği salgınla mücadele konusunda vatandaşa yönelik ilaç ve aşı vaadinde bulunmasının da seçmen üzerinde olumsuz etki yarattığı aşikar. Zaten sağlık sisteminin yarattığı sıkıntılar zirvedeyken salgın sürecinin politik açıdan da kötü yönetilmesi Trump'ın seçimi kaybetmesinde önemli etkenlerden biri oldu.
SALGINLA MÜCADELE İÇİN EKİP KURACAK
TRUMP döneminin en önemli yanlışlarından biri olarak gösterilen salgınla mücadele politikası ABD'nin yeni döneminde Biden ve yardımcısı Kamala Harris'e yol gösterici olacak. Nitekim Biden, seçim sonrası ilk adımlarından biri olarak korona virüs salgını ile mücadele için uzmanlardan oluşan özel bir ekip kuracağını açıklayarak bu konuda daha ciddi çalışmalar yapacağının işaretini verdi.
ORTADOĞU POLİTİKALARI GÖZDEN GEÇİRİLECEK
ŞİMDİ Biden'ın zaferini ilan etmesinin ardından Trump döneminin ulusal ve uluslararası politikalarının ne yönde evrileceği merak konusu. Özellikle İsrail ile attığı ortak adımlar ve Netanyahu'ya verdiği destekle Filistinlilerin tepkisini çeken Trump'ın ardından Filistin konusunda aynı zeminde hareket edilip edilmeyeceği önümüzdeki dönemde ortaya çıkacak. Ancak Biden'ın özellikle Suriye'de terör örgütü YPG/PKK'ya silah ve mali desteği sürdüreceğini tahmin etmek hiç de zor değil.
TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM BAŞLIYOR
BİDEN ile birlikte Türkiye-ABD ilişkilerinde de yeni bir dönem başlıyor. Bugüne kadar başta terörle mücadele olmak üzere S 400'ler ve F-35 krizi gibi birçok alanda ihtilafları bulunan iki ülkenin yeni dönemde de benzer başlıklarda müzakereleri sürecek.
ZÜMRÜT YILMAZ