Dizide en zorlandığı sahnenin 6. Bölümdeki küvet sahnesi olduğunu anlatan oyuncu, ''Zorlandığım sahneler, bana daha fazla keyif veriyor'' dedi.
Neriman'ın aksine çok mutlu bir çocukluk geçirdiğini anlatan Katmer, birbirini seven bir anne-babayla büyüdüğünü ve her konuda desteklendiği için çok şanslı olduğunu belirtti.
Kocaeli Üniversitesi'nde Oyunculuk okuduğu süreçte kendisine daha çok 'cici kız' rollerinin yakıştırıldığını anlatan oyuncu, ''Bu algıyı yenmek için, hep cici kız imajından uzak roller çalıştım'' dedi.
İşte keyifli sohbetten kesitler:
Oyunculuk ateşinin içine ilk düştüğü anlatır mısın?
Çocukken çok meraklıydım. Örneğin, hem hırsızların hem polislerin hayat motivasyonunu merak ederdim, günlerinin nasıl geçtiği hakkında kafa yorardım. Büyüyünce yapmak istediğim meslek de her gün değişiyordu.
Bir gün okula bir tiyatro oyunu geldi. Onu izlerken oyuncuların orada birden fazla karakter canlandırdığını öğrendim. Hemen oyunculara sorular yönelttim, onları soru yağmuruna tuttum. Sağolsunlar, bütün sorularımı cevapladılar. Konuşma bitince yapmak istediğim mesleğe karar vermiştim: Oyuncu olacaktım…
Seni milyonlara tanıtan Masumlar Apartmanı'na seçilme sürecinden bahseder misin?
İstanbul'da yeni bir eve taşınmıştım. Kız kardeşimle ev işlerine ara verip dinlenmek için oturduk, televizyonu açtık. Poyraz Karayel'in tekrarı vardı. Diziyi izlerken kardeşime dedim ki ''Keşke böyle bir dizide oynayabilsem, yönetmeni Çağrı Hoca, çok başarılı bir yönetmen bence…'' Kardeşim de dedi ki, ''İlk işin inşallah Çağrı Hoca ile olur'', ''Yok artık o kadar da değil'' dedim ve iki gün sonra menajerim Melike Aydın'dan mail aldım. Dizinin yönetmeninin Çağrı Hoca olduğunu görünce gözlerime inanamadım!
Dizide en zorlandığın sahne hangisiydi?
En zorlandığım sahne 6. bölümdeki küvet sahnesiydi. Safiye'nin Neriman'a yaptıklarından ziyade, bir yerden sonra onun kafasının gittiği fark etmek çok korkutucuydu. Çünkü biliyorsunuz, o ablanız ve bir yere kadar size zarar verebilir. Safiye'nin kendisinden geçip geçmişteki travmalarını anlatmaya başladığı yerde, Neriman olarak o korkuyu ve çaresizliği hissettim.
Neriman'ın en olumsuz ve olumlu özelliği nedir senin gözünde?
Neriman, içinde bulunduğu koşulları bahane etmeden çalışmaya devam ediyor. Onu hep ders çalışırken görüyoruz. Eğitim onun için önemli çünkü kendi hayatını kurması gerektiğini biliyor ve bu farkındalık o yaş için çok kıymetli bir şey. Yaşıtları da bence onu örnek almalı…
Olumsuz olarak ise kendi değerinin farkında değil. İnsanların ona yaklaşım biçiminden, gösterdikleri ya da göstermedikleri sevgi üzerinden kendi değerini biçmeye çalışıyor. Bunu ise örnek alabileceği özgüvenli bir kadın figürünün olmayışına yoruyorum.
Oyunculuk serüveninde başına gelen en ilginç olay neydi?
Bir salı akşamı diziye yetişmeye çalışıyordum. Taksiye bindim. Taksiciye bir şey söylemek için eğildiğimde gördüm ki telefonunu takmış, Masumlar Apartmanı'nı izliyor. Boşluğuma denk gelince, mutlu olduğumu belirten bir ''yaaaaaa'' çıktı ağzımdan. Taksici dönüp ''Siz de mi izliyorsunuz?'' dedi. ''Yok ben oynuyorum'' dedim. (gülüyor) Taksici, ''Ben o kadar diziye odaklanmışım ki, hiç bakmadım kimin bindiğine'' dedi.
Genç oyunculardan beğenerek takip ettiğin bir isim var mı?
Ahsen Eroğlu'nu çok beğeniyorum. Oyun enerjisi çok yüksek bence. Ecem Uzun'u ve Boran Kuzum'u izlemeyi de çok seviyorum. Çok başarılılar bence.
Bugüne dek aldığın en yıkıcı eleştiri neydi?
Üniversitenin ilk senesinde, bir hocam bana ''Sen çok cici bir kızsın, bu yüzden hep cici kız rolleri yapman lazım, bunlar sana gelmez'' gibi bir yorumda bulunmuştu, o sözler benim için çok yıkıcıydı çünkü oyunculuk öyle bir şey değil diye düşünüyorum. Evet, Gizem olarak sizin gözünüzde cici bir kız olabilirim ama oyuncuyum aynı zamanda, yani olmaya çalışıyordum. Bu nedenle duyduğum şeye kırılmıştım.
Neyse ki sonra hırslandım ve okulda hep tam tersi roller çalıştım. Kendimi küstürmedim hiç…
Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Neriman'ın aksine çok mutlu bir çocukluk geçirdim. Çok sevgi dolu bir ailede büyüdüm. Hep desteklediler beni ve kız kardeşimi. Köye giderdik, çay toplardık falan… Keyifli bir çocukluk geçirdim.
Ne için ''İyi ki bitti'' dedin?
Okul bitince İstanbul'a geldim. Hiç kimseyi tanımıyorum, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Bir yandan da hayatta kalmam lazım. Evet, ailem destekçiydi ama ben ''Arkamda durun, her şeyi yapın, ben de takılayım'' kafasında biri değildim. O yüzden bir sürü mesleğim olmayan işte çalıştım. O dönemden de çok şey öğrendim evet ama kendi mesleğimi yapamadığım için ''İyi ki bitti o dönem'' diyorum.
Mutsuzken nasıl motive olursun?
Sevdiğim birine sarılırım.
İzleyenlerin bilmediği bir özelliğin var mı?
Fanatik Fenerbahçeliyim. Özellikle 2013'ten 2018 sezonuna kadar çok sıkı takipçiydim. Transferleri de takip ediyordum, dedemle beraber bütün maçlarını izliyordum. Topuk Yaylası'na antreman izlemeye falan gidiyordum.
Nasıl biriyle arkadaş olmazsın?
Başarısızlıklarda insanlar birbirinin yanında çok kolay durabiliyor ama bir arkadaşınız başarılı olduğunda onu alkışlamak, yanında durmak zor geliyor insanlara. O başarısızlıkta çok verici olup başarı başladığında giden insanlar beni çok irite ediyor. Orada bir hasetlik gördüğümde çok huzursuz oluyorum ve öyle insanları da hayatımdan uzak tutmaya gayret ediyorum.
Seni sevenlere neler söylemek istersin?
İnsan, hayal ettiği işin peşinden gidip gerçekten çalıştığında başarabiliyormuş bunu gördüm. Bence hepimiz hayallerimizden peşinden gitmeliyiz, vazgeçmemeliyiz. O zaman karşılığı mutlaka oluyor hayatta.