Kripto para kavramı hayatımıza 2009 yılında 'Bitcoin'le girdi. O zamanlar yeni yeni duymaya başladığımız bu kavram Türk insanı için pek bir şey ifade etmiyordu. Ancak etrafımızda birden bire kripto para borsaları aracılığıyla kısa yoldan para kazandığını söyleyen insanlar belirmeye başladı. "O kazanıyorsa ben de kazanırım" diyen yüzlerce, binlerce insan belki de tüm birikimini kripto para borsalarına yatırmaya başladı.
KİMSE ŞÜPHELENMEDİ
Sistem yatırımcısını bile şaşırtacak derecede çok kazandırıyordu. Ama hiç kimse bundan şüphelenmedi. Kimse, "Ya bu kadar kolay para kazanmak hiç mümkün olur mu" demedi. Hatta hiç kimse "Bu kadarı bana yeter" deyip parasını sistemden geri çekmedi. Çünkü daha çok kazanma hırsı her şeyin önüne geçmişti. Titan Saadet Zinciri, Çiftlikbank'ın Tosuncuk'u derken kimse benzer dolandırıcılıklara kurban giden diğerlerini hatırlamadı bile. İşte bu yüzden geçtiğimiz salı günü, Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer, hesabında yatırımcısından çaldığı 2 milyar dolarla, elini kolunu sallaya sallaya terk edebildi ülkeyi. Bundan 20 yıl önce biri size, kimler tarafından ortaya çıkarıldığı bilinmeyen, herhangi bir fiziksel karşılığı bile olmayan, sanal bir para birimi yüzünden bazı insanlar çok zengin olurken bazı insanların ise öleceğini söylese inanır mıydınız? Belki de çoğunuz "Yok canım" derdiniz, "Olmayan bir para için insan ölür mü hiç?" Ama öldü.
PARA SANAL AMA CİNAYET GERÇEK
14 Eylül 2017 günü Antalya'da otomobilin içinde cesedi bulunan 22 yaşındaki Şükrü Mert Ersoy'un ölümü, kayıtlara "Türkiye'nin ilk Bitcoin cinayeti" olarak geçti. Çünkü Şükrü Mert Ersoy'un Bitcoin hesabında 50 bin dolar vardı. Ve arkadaşı Moray Akça bu paradan haberdardı. 5 ay boyunca bu parayı nasıl ele geçirebileceğini düşündü.
Fırat Burun, Sergen Yasak, Seydo Salacak ve Mehmet Yeşilkaya ile işbirliği yaparak bu parayı kendi hesabına geçirmek için bir plan yaptı. Plana göre ıssız bir yere çağırdıkları Şükrü Mert Ersoy'un gözünü korkutup sanal parayı kendi hesabına aktarmasını sağlayacaktı. Önce dövdükleri gencin daha sonra boğazını sıktılar. Şükrü Mert'in bayıldığını sanmışlardı. O sırada cep telefonunu ve bilgisayarını açmaya çalıştılar. Ancak ikisi de şifreliydi. Şifreyi söyletmek için tekrar yöneldikleri gencin çoktan öldüğünü de o an anladılar. Sonuçta ne mi oldu? 5 kişi sanal para uğruna gerçek birer katil oldu. Moray Akça, Mehmet Yeşilkaya, Fırat Burun ve Sergen Yasak'a ayrı ayrı müebbet, Seydo Salacak'a ise toplam 16 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Ancak kayıtlara "Türkiye'nin ilk Bitcoin cinayeti" olarak geçen bu olay son olmayacaktı.
HASTALIK MI CİNAYET Mİ?
BİR diğer olayın adresi de yine Antalya oldu. 44 yaşındaki İran vatandaşı Kamran Heıdari Garmderah, uzun süredir Antalya'da yaşıyordu. Sanal para danışmanlığı yapan Garmderah'dan haber alamayan arkadaşı, 21 Nisan günü Konyaaltı ilçeside kaldığı aparta gitti. Çevredekilerin, Garmderah'ın bir süredir evden çıkmadığını söylemesi üzerine kapıyı zorla açan arkadaşı Garmderah'ın cansız bedenini buldu. Durumun site güvenliğine bildirilmesi üzerine eve polis ve sağlık ekipleri geldi. Garmderah bir süre önce kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi görmüştü ancak polis ölümü şüpheli buldu. İranlı'nın bilgisayarına incelenmek üzere el konuldu.
EVİNİ SATTI KRİPTOYA YATIRDI
TÜRKİYE, iki gün önce de kripto para intiharıyla sarsıldı. İstanbul'un Kağıthane ilçesinde yaşayan 50 yaşındaki Caner Ünal, emlakçılık işiyle uğraşıyordu. Perşembe sabahı işyerine geldi ve bilgisayarını açtı. Parasını yatırdığı kripto borsasını takibe başlayan Ünal zararının çok büyük olduğunu görünce şoke oldu. Çekmecesinde duran ruhsatsız tabancasını alan Ünal, başına ateş ederek yaşamına son verdi. Bir süre önce evini satan Ünal'ın tüm birikimini kripto para borsasına yatırdığı ortaya çıktı.
ÖNCE AİLESİNİ SONRA KENDİSİNİ...
TAKVİMLER 15 Mart 2021 tarihini gösteriyordu. Antalya'da bir otelde fotoğrafçılık yapan 40 yaşındaki Mustafa Gider'den haber alamayan iki arkadaşı, ailesiyle birlikte yaşadığı villaya gitti. Kapıyı çalmalarına rağmen yanıt alamayan iki arkadaş villanın balkon kapısının açık olduğunu fark edip içeri bakmak istedi. Kapıyı araladıklarında iki kişinin yatak üzerinde hareketsiz yattığını görünce sağlık ekiplerine haber verdiler.
Eve gelen polisin karşılaştığı manzara korkunçtu. Muzaffer Gider (73), eşi Işık Gülsen Gider (65) ile çocukları Mustafa ve Gamze Gider (45) silahla vurulmuştu. Yapılan incelemede olayın 3 cinayet ve intihar olayı olduğu anlaşılmıştı. Mustafa Gider, anne ve babası ile ablasını pompalı tüfekle başlarından vurup öldürdükten sonra intihar etmişti. Babasını birinci katta öldürdükten sonra cesedini sürükleyerek zemin kata taşımıştı. Annesi ile ablasını zemin katta vurup öldüren Gider, pompalı tüfeğin tetiğini ayak parmağıyla ateşleyerek, yaşamına son vermişti.
'FAKİRLER OYNAMASIN'
NEDEN mi? Çünkü Mustafa Gider çalışarak biriktirdiği tüm parasını Bitcoin yüzünden kaybetmişti. Girdiği bunalım sonucu önce ailesini katletmiş, sonra da kendi canına kıymıştı. Yaşananları, ailenin cenazesini almaya gelen hala Nimet Güler şöyle anlatmıştı: "Yeğenim otelde fotoğrafçılık yapıyordu. Çalıştığı süre içinde 250 bin lirası vardı. Bitcoin yüzünden önce 250 bin TL'sini, daha sonra 65 bin TL ve arabasını, en son ise arkadaşından aldığı 35 bin TL'yi kaybedince bunalıma girdi. Sorunlar yaşamaya başladı. Arkadaşı alacağı olan 35 bin TL'yi istemiş. Parayı geri veremeyince bunalıma girmiş ve sonu böyle oldu. Yeğenimi Bitcoin yaktı. Artık bunu fakirler oynamasın. Bitcoin zenginlerin, parası olanların oynaması gereken bir şey" diye konuştu.
HACER ÖNOĞLU ÜLGER