Ankara'nın Kahramankazan ilçesinde ikamet eden Türkan Güder, 15 Temmuz gecesi ailesiyle birlikte hain darbecileri önlemek için gittiği Ankara Akıncı Hava Üssü'nde, darbeci askerlerle mücadele ederken elinden, belinden ve ayağından yaralandı. Eşi Ümit Güder, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine Akıncı Hava Üssü'nde gittiğinde başından vurularak şehit oldu, oğlu Mertcan ise ayağından yaralandı. Türkan Güder, bugün olsa yine çıkacağını, vatan için canını vermeye hazır olduğunu belirtti.
ÇOK ACILAR YAŞADIK
Hain darbe girişiminden haberdar olunca ilk olarak eşinin çıktığını, ardından oğlunun çıktığını ve oğlundan ve eşinden haber alamayınca kendisinin çıktığını ifade eden Güder, "Saat 1'de hava üssünde buluştuk. Hava üssü, biz gittiğimizde çok kalabalıktı. Saat 3,5 4'e kadar bekledik. Bize niye geldiğimizi sordular. Biz de 'Buradan giden uçaklar Ankara'yı bombalıyor, haber geliyor diye onun için geldik' dedik. Bize, 'Yok Suriye sınırına gidiyor' diye söylediler. Suriye sınırına gitmediğini biliyorduk. Elimizdeki telefonlara mesaj geliyordu sürekli. 3,5-4 sıraları siyah motorlu birisi geldi. O geldikten sonra asker değişimi oldu. Bize ateş edenler asker değildi. Ayakları kot pantolonlu, spor ayakkabılı, üstünde sadece kamuflaj, elleri yüzleri kapalı, ellerinde büyük silahlarla asker değişiminden sonra onlar çıktı ortaya" dedi. Güder, 15 Temmuz şehidi Ümit Güder'in vurulduktan 5 gün sonra şehit olduğunu hatırlatarak, "Bizi çapraz ateşe tuttular. Eşim arkadaydı ben oğlumla birlikte öndeydim. Ben 3 kurşun yedim, oğlum yine ona keza. Eşim 1 kurşun kafasına tek gelmişti, beşinci gün şehit oldu. Çok acı yaşadık, çok şeyler gördük. Şükürler olsun rabbime. Devletimiz yanımızda, ayaktayız. Bayrak için, vatan için. Ben şu anda gaziyim, şehit eşiyim, gururluyum, mutluyum. Her zaman için acımı içime gömdüm. Bu vatan için, bu bayrak için, seve seve canımı vermeye de hazırım" diye konuştu.
CENAZEYE KATILAMADIM
15 Temmuz Gazisi Türkan Güder, darbeci askerlere karşı koyduktan sonra yaralanınca eşi ve oğluyla beraber 3 farklı hastanede ayrı ayrı tedavi gördüklerini belirterek,"3'ümüz farklı hastaneye düştük. Oğlum yoğun bakımdaydı. Ben hep gelenlere oğlumun yoğun bakımda olduğunu, haberi vermemeleri gerektiğini söylüyordum. 5'inci günü bana haber geldi. Ben eşimin cenazesine bile katılamadım, oğlum ona keza. Oğlum, iki ay kaldığı yoğun bakımdan çıktıktan sonra doktor eşliğinde söyledik. Oğlum bizimle küstü, konuşmadı bile 'Babamın öldüğünü haber vermediniz' diye. 6 ay tedavi gördük. Acımız büyük ama vatan her şeyin üstünde" dedi.