Duy Beni’nin Bekir’i Bora Elkoca: İdealim hiçbir zaman televizyon olmadı
Duy Beni'de Bekir karakterine hayat veren oyuncu Taha Bora Elkoca, YouTube kanalı Bi' Başka'da İrem Erbaş'ın konuğu oldu. Elkoca, içinde yer aldığı zorbalık sahnesine gelen tepkilerden tiyatro geçmişine, özel hayatından sette yaşanan cümbüşe kadar birçok farklı konuda samimi açıklamalarda bulundu. Oyuncu, "genç isimler ekranlarda yeni bir devir açana kadar televizyonda hep aynı yüzleri gördüğün için kızdığın oluyor muydu?" sorusuna şu yanıtı verdi: Televizyona çıkıp oynamak benim idealim olsaydı olurdu. Ama benim böyle ideallerim olmadı hiç. Öfkem yoktu ama tercih etmiyordum. Çok izlemiyordum.
- Yaşam
- Giriş Tarihi: 03 Ekim 2022 16:34
- Güncelleme Tarihi: 03 Ekim 2022 16:35
Bora Elkoca, sevilen YouTube kanalı Bi' Başka'da, çok eleştirilen ve içinde yer aldığı zorbalık sahnesinden de bahsetti. Gelen tepkilerden sonra şaşırdığını ifade eden oyuncu "Millet eylem yapmış, ellerine pankart alarak. Herkes üstümüzde bir şey yok sanmış. Ama açıdan kaynaklı öyle algılanmış. Yoksa Rabia'da atlet, bende şort vardı. Ayrıca sahneyi de dramatize etmedik. Arkaya ağıt falan da koymadık" dedi.
Nasılsın Bora? Nasıl gidiyor hayat? Duy Beni aldı başını gitti. Birden sıçramak, üne kavuşmak ne hissettiriyor?
Hayat iyi gidiyor. Yoğun ve yorucu ama keyifli. Duy Beni'nin patlamasına gelince, normali buymuş gibi geliyor. Sakin olmak gerekiyor diye kendimi telkin ettim. Ne hissedeceğimi kaçırdım. Bir karşılığı yok aslında bende.
Tökezlediğin olmadı yani?
Hayır. Yokmuş gibi davranıyorum dediğim gibi.
Bekir de sen de çok deli dolusunuz benim gördüğüm kadarıyla. Karakter geldiğinde nasıl hissettin?
Bekir, kendine has bir çocuk. Durumlara bakışı, tavrı, fikri farklı. Kafası farklı çalışıyor. Onu oynamak keyifli gerçekten. Belki ilişkisiyle, abisiyle ilgili farklı gelişmeler olabilir ilerleyen bölümlerde. Ben de eğlenceli biriyim dediğin gibi. Ama bazen de hiç enerjik değilimdir :) Tek olduğum zamanlar daha gergin ve anksiyete sahibi bir tip olabiliyorum.
Seni hiç depresif düşünemiyorum :)
Oturup dizime çöküp ağlamıyorum da kendi kendime oturup duvara bakarak düşündüğüm zamanlar da oluyor :)
ZORBALIK SAHNESİNİ DRAMATİZE ETMEDİK
O çok konuşulan zorbalık sahnesine de değinmeden geçmek istemem. Çok tepki aldı. Bu tepkileri nasıl değerlendiriyorsun?
Dizinin daha 2. bölümüydü. Hayatımda ilk defa bu kadar çok insanın izlediği ve konuştuğu bir projede yer aldım. Böyle bir tepkiyle karşılaşınca şaşırdım. Millet eylem yapmış ellerine pankart alarak. Pankartta benim ve Rabia'nın (Soytürk) fotoğrafları var. Herkes üstümüzde bir şey yok sanmış. Ama açıdan kaynaklı öyle algılanmış. Yoksa Rabia'da atlet bende şort vardı. Gerçek hayatta da bence bu seviyede zorbalıklar yaşanıyordur. Oradaki çocuklar da 17-18 yaşında insan. Bu yaşlarda gençler her şeyi yapabilme potansiyeline sahip bana kalırsa. Ayrıca sahneyi de dramatize etmedik. Arkaya ağıt falan da koymadık. Dramatize ederek de oynamadık. Yönetmenimizle konuştuğumuzda da 'Evet, insanlar bunu birbirine yapıyor ve görünce rahatsız oluyorlar' dedik.
Sena Gençtürk nasıl bir partner?
Sena çok tatlı biri. Sette çok samimi olduğumuz arkadaşlarıma oyunla alakalı bir şey söylemekten imtina edebilirim. Arkadaşım olmasına rağmen. Ama Sena'ya bir şeyler söylediğimde çok olumlu dönüyor. Oyuna açık. Birlikte sürekli "Şurayı şöyle mi yapsak?" diye konuşup iletişebiliyoruz. Kendini oynadığı şeyin önüne koymuyor. Bu yüzden onunla oynamayı, iletişime geçebilmeyi çok seviyorum.
Her kanalda farklı bir gençlik işi, yepyeni yüzler var. Sizin jenerasyon bir eşik atladı, devrim yaptı diyebilir miyiz?
Tabii ki diyebiliriz. Arkadaşlarım oynuyor diğer gençlik dizilerinde de. Arada YouTube'tan bakıyorum sahnelere.
Geleceğin Kıvançları, Berenleri aramızdan çıkacak diyebilir misin mesela?
Nasıl demeyelim. Tabii ki deriz. Başka kim çıkacak?
İDEALİM HİÇBİR ZAMAN TELEVİZYON OLMADI
Genç yüzler ekranlarda yeni bir devir açana kadar hep aynı yüzleri gördüğün için kızdığın oluyor muydu?
Televizyona çıkıp oynamak benim idealim olsaydı olurdu. Ama benim böyle ideallerim olmadı hiç. Öfkem yoktu ama tercih etmiyordum. Çok izlemiyordum. En pasif eylem olan izlememeyi tercih etmişim fark etmeden.
Senin idealin ne peki?
Kendi yazdığım, oynadığım, inandığım insanlarla bir arada olduğum bir film çekmek istiyorum. Kendi oyun alanımızı kurmak istiyorum. Birilerine ulaşmak için de biri olman gerekiyor. Öbür türlü herkes bir şey yapıyor zaten. Ama her şeyi kendim yaparak kimseye sırt dayamadan ilerlemek ve hedefime ulaşmak istiyorum.
Sizin set ortamı nasıl? Hep bir cümbüş havası var. Fazla enerjiden bitap düşen oluyor mu? Yoksa herkes hep yüksek mi? :)
Genelde o cümbüş havası var. Bahçede müzik açıyoruz, dans ediyoruz, eğleniyoruz. Ve gerçekten çok iyi arkadaş olduk.
En çok kiminle vakit geçirmekten keyif alıyorsun?
Rabia Soytürk, Gökçe Güneş Doğrusöz, Meltem Akçöl, Sümeyye Aydoğan.
'OYUNCULUK DIŞINDA NE YAPIYORSUN?' SORUSU BENİ İRRİTE EDİYOR
Oyuncu olma fikri ne zaman oluştu sende? Nasıl başladın?
Başı çok sallapati. Sonrasında sıkı sıkıya bağlandığım bir sürece evrildi. Bizim zamanımızda SBS vardı, 321 aldım. Nereye gidilir diye düşündüm. Sonra aileme gidip 'ben tiyatro yapmak istiyorum' dedim. Rahmetli dedem aydın bir gazeteciydi. İlk iş dedemi kandırırım diye düşündüm. Gittim söyledim. Ardından güzel sanatlar lisesine gittim. Makara gırgır bir şekilde geçti. Oradaki arkadaşlarım da hala hayatımdadır. 3. sınıfta konservatuara geçelim buradan dedik. Sonra çalışa çalışa farklı bir yere doğru gittim. Bir tiyatroda çalışmaya başladım. Sahnesini sildim, kahve getirdim götürdüm. Her akşam oyun izledim. Kendinin kim olduğunu aradığın yıllarda böyle bir süreçten geçince başka bir seçeneğin kalmıyor. Bu kadar içine girince hayattaki en keyif aldığım şeye dönüştü.
Onsuz yapamayacağını algılıyorsun. Biriyle tanışınca "Ee, oyunculuk dışında ne yapıyorsun?" sorusu beni irrite ediyor. Ne yapayım? diyorum. Okuyorum, izliyorum. Ama hepsi birbiriyle bağlantılı zaten. Lise ve üniversite yıllarım bu işi isteyerek, yaparak, yapamayarak, beceremeyerek geçti. Çok duygusal aslında. Bana eli değen tüm hocalarımla, arkadaşlarımla birlikteyim gibi hissediyorum. Dilimiz aynı çünkü. Yaşarken bu detayları algılayamıyorsun. Şu an anlatırken daha iyi fark ettim bazı şeyleri. Bazen neden yaptığımı bulamıyordum ama yine de bir his yaptırıyordu bana bu mesleği.
BİR İŞLE ANLAŞINCA PİYANGO ÇIKMIŞ GİBİ DAVRANMIYORUM
Tiyatro kökenli olduğun için daha farklı olduğunu düşünüyor musun?
Daha çok ne yaptığımı ve istediğimi biliyorum diyebilirim. Bir işle anlaşınca piyango çıkmış gibi davranmıyorum. Çünkü bu benim mesleğim.
Şöyle bir rol gelse hayatımın rolü olurdu dediğin bir karakter var mı kafanda?
Yok. Ama Behzat Ç, Galip Derviş gibi yapımlar benim ilgimi çekiyor. Bu tarz işlerde yer almak isterdim, isterim.
Nasıl bir arkadaşsın, sevgilisin?
Sadık, dürüst, iyi bir arkadaşım. Sevgililiğe de çok yüksek başlıyorum. Sonrasında git gide stabilleşiyor her şey. Ben ona da tamamım ama öyle başlamadığı için ve devam etmediği için o monotonluğu karşı taraf istemeyebiliyor. Şu an hayatımda biri yok.
TİMUÇİN ESEN İLE OYNAMAK İSTERDİM
Mutlaka birlikte rol almak, karşılıklı oynamak istediğin bir isim var mı?
Timuçin Esen.
Bugüne dek çalışmaktan en keyif aldığın oyuncu kim?
Aras Aydın. Çok seviyorum onu. Kaçış'ta çok yardımcı oldu bana. Engin Akyürek abi de çok yardımcı oldu.