Vurun abalıya ‘doktora değil’
O pandemi döneminde günlerce evine gitmeden fedakarca çalışan, koridorlarda uyuyakalan doktor ve hemşireleri ne çabuk unuttuk! Konuk Yazar Harun Aygün'ün yazdı.
- Yaşam
- Haber Merkezi
- Giriş Tarihi: 24 Ekim 2024
İstanbul'da yaşanan çocuk katilamları gerçekten insanın kanını donduran, son dönemlerde yaşanmış vahşi cinayetlerin en kötüsü. Evet yapılanlar insanlık dışı, vahşice işlenmiş cinayettir. Fakat bu yapılanların faturasını doktorlara çıkarmayın, eleştiri yaparken biraz daha konuyu enine boyuna araştırmak gerekmez mi? Yeni doğan cinayet haberi işlenirken bazı haber kaynakları ve özelikle de sosyal medyada olayı tamamen doktorlara yüklemek çok yanlış, bir o kadar da insafsızlık. Yaklaşık 40 yıldır sağlık sektörünü takip eden biri olarak sağlıkta nelerin, nasıl yaşandığını, özellikle doktor ve hemşirelerin nasıl fedakarca hizmet ettiklerini biliyorum. Daha kısa bir zaman öncesi hepimizin şahit olduğu o pandemi döneminde günlerce evine gitmeden fedakarca çalışan, koridorlarda uyuyakalan doktor ve hemşireleri ne çabuk unuttuk!
VİCDANA AÇILAN KAPI
Doktorları acımasızca eleştiren zaman zaman da şiddet uygulayanlar siz hiç yoğun bakım servislerinde bulundunuz mu?
Birkaç serserinin ve paragöz katillerin işlediği bu cinayetleri doktorlara yüklemek doğru değil. Eleştirilerden etkilenen ve duygularını kaleme alan Doktor Cem Karas bakın neler söylüyor: "Doktorluk, insan hayatına dokunmanın, onun en savunmasız anlarında yanında olmanın ve ona yeniden umut verebilmenin en büyük sorumluluğudur.
Bu meslek, yalnızca bir beyaz önlük giymek ya da bir diploma sahibi olmakla değil, insanın içindeki şefkat, merhamet ve vicdanla şekillenir.
Bir doktorun ruhundaki iyilik ve sorumluluk bilinci, onun ellerindeki tedavi gücüne yön verir. Çünkü doktorluk, bir meslekten öte, insanlığın vicdanına açılan bir kapıdır.
YALNIZ DEĞİLSİNİZ
Hastalarımızla olan her karşılaşma, sadece bir tedavi süreci değildir; o anlarda onların korkularını, endişelerini, çaresizliklerini paylaşırız. Bir çocuğun korku dolu gözlerine bakarken, ona güven verecek o sıcak tebessümü sunmak; yaşlı bir hastanın elini tutarken ona 'Yalnız değilsiniz, biz buradayız' diyebilmek, doktor olmanın en derin anlamıdır. Çünkü biz sadece bedenleri iyileştirmeyiz, ruhlara da dokunuruz. Bizim için her hasta, bir emanet, bir yaşam hikâyesidir. Onların sağlığı, bizim sorumluluğumuzdur ve bu sorumluluk vicdanımızın rehberliğinde şekillenir. Son zamanlarda, ne yazık ki, doktorlara karşı duyulan güven bu sorumsuz ve vicdansız kişilerce zedelendi. Bu sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması ölüme terk edilen masum canları geri getirebilir mi? Kahrolmuş anne, babaların ruhlarını iyileştirebilir mi? Bu kişiler maalesef ki bir meslek grubunu zan altında bırakabilir ama şu bilinmeli ki, gerçek doktorlar bu mesleği yürekten yapanlardır.
Biz, günün her saati hastalarımız için hazırız; gece gündüz demeden onları iyileştirmek, hayata döndürmek için çalışırız.
İNSAN, HAYAT, UMUT
O ameliyathanelerde saatlerce süren operasyonlar sırasında tek bir an bile vicdanımızı susturmayız. Çünkü biliriz ki, karşımızda bir insan var, bir hayat var, bir umut var. Çocuklara, yaşlılara, en savunmasız olanlara karşı duyduğumuz sorumluluk belki de en derin duygularımızdan biri. Bir çocuğun acısına son verdiğimizde, gözlerindeki o rahatlamayı görmek, onun dünyasını yeniden aydınlatmak, doktorluğun belki de en duygusal anıdır. Ya da yaşlı bir hastanın, yılların yorgunluğu ile yanımıza gelip yeniden sağlığına kavuşması...
O anlarda hissettiğimiz şey yalnızca mesleki tatmin değildir; bu, vicdanın derinlerinden gelen bir mutluluktur. Çünkü insan hayatına dokunmanın verdiği huzur, hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Biz doktorlar, her hastaya yaklaştığımızda kendi ailemizden birine nasıl davranırdık diye düşünürüz. Çünkü hekimlik, aynı zamanda merhametle yapılan bir iştir. Herhangi bir ameliyat sırasında bir annenin ya da babanın sağlığı bizim ellerimize emanet edildiğinde, o sorumluluğun ağırlığını her hücremizde hissederiz.
DOKTORLUĞUN KALBİ
İşte bu, doktorluğun kalbidir; insan olmanın, insana hizmet etmenin yüceliğidir. Unutulmamalıdır ki, doktorluk, insanın insanla buluştuğu en kutsal mesleklerden biridir. Yanlış yapan birkaç kişi, bu kutsal mesleği lekeleyemez. Her gün milyonlarca doktor, hastalarına en iyi hizmeti sunabilmek için canla başla çalışıyor. Bizler, bilimin ışığında, vicdanın kılavuzluğunda ve insanlığın en saf değerleriyle bu mesleği icra ediyoruz.
Her hasta, her insan bizim için değerlidir. Çünkü insan hayatı, dokunulacak en büyük hazinedir. Bizim mesleğimizin temelinde iyilik vardır. Vicdan, en büyük rehberimizdir. Doktor olmak, sadece bir kariyer seçimi değildir; bu, hayat boyu süren bir adanmışlıktır. Ve bu adanmışlık, insanların sağlıklarına kavuşmasına, onların daha iyi bir hayat sürmesine hizmet eder. İşini iyi yapan her doktor, insanlığa bir armağandır ve bizler, bu sorumluluğu taşımanın onurunu yaşıyoruz. Sonuç olarak, doktorluk sadece bir tedavi mesleği değil, insan hayatını koruyan, ona şefkatle dokunan bir görevdir. Sağlık, bu dünyadaki en büyük değerdir ve bizler, bu değeri korumanın bilinciyle her gün yeniden göreve başlıyoruz.
Ve her birimiz biliriz ki, vicdanla yapılan her iş, sonsuza dek insanlığa hizmet eder..." Eline, yüreğine sağlık Cem hocam.
- 20 bin öğretmen ataması sonuçları açıklandı
- MEB'e bağlı okullardaki kütüphanelerde otomasyon sistemi kullanılacak
- Soğuk havaların iç ısıtan savaşçısı kış çayı nasıl yapılır? Kış çayının faydaları nelerdir?
- Meteoroloji'den uyarı üstüne uyarı! Kar, sağanak, fırtına... İşte 23 Kasım Cumartesi bölge bölge hava durumu