Tayyareci Vecihi Hürkuş'un 24 Haziran 1923'te İzmir'de yapımına başladığı ve yaklaşık bir yılda tamamladığı eğitim ve keşif uçağı Vecihi K-6, ilgili resmi mercilerce uçuş izni verilmediği için uçuşunu rötarlı gerçekleştirdi.
Engellemelere ve zorluklara rağmen inisiyatif alan Hürkuş, Vecihi K-6 ile ilk uçuşunu 28 Ocak 1925'te saat 15.00'te o dönemki adı Seydiköy olan Gaziemir'de gerçekleştirdi.
Kurtuluş Savaşı'nda ele geçirilen Yunan savaş uçaklarından kalan malzemelerin de kullanıldığı Türkiye'nin ilk yerli uçağıyla saatte 200 kilometre hızla 15 dakika test uçuşu gerçekleştiren Hürkuş'u, meydanda arkadaşları ve vatandaşlardan oluşan coşkulu bir kalabalık karşıladı. Uçuş başarısını kurban keserek kutlayan vatandaşlar, Vecihi Hürkuş ile o günün hatırası olarak uçağın önünde fotoğraf çektirdi.
Vecihi K-6 ile uçmanın gururunu yaşayarak evine giden Hürkuş'a söz konusu test uçuşunun izinsiz gerçekleşmesi sebebiyle bir maaşının yarısının kesilmesi ve 10 gün ev hapsi cezası verildi.

VECİHİ HÜRKUŞ'UN KALEMİNDEN İLK YERLİ UÇAĞIN HİKAYESİ
Vecihi Hürkuş, 28 Ocak 1925'te İzmir'de gerçekleştirdiği uçuşun hikayesini, o yıllarda yayımlanan Resimli Ay Dergisi'ne anlatmış.
Hürkuş, derginin 1925 yılı Nisan sayısında Vecihi K-6 ile ilgili kaleme aldığı, çevirisi Nurseli Gürer tarafından yapılan, "İlk Türk Tayyaresini Nasıl Yaptım ve Nasıl Taltif Edildim" başlıklı iki sayfalık yazısında, memleketin tayyareci yetiştirmekte kısır olmadığını, mevcut malzemelerle emsallere göre daha üstün uçak imal ettiklerini belirtiyor.
Üretimine zor da olsa izin verilen uçağın test uçuşuna onay verilmemesini sitem dolu sözlerle eleştiren Hürkuş, kendisini, "Ölüme mahkum hasta çocuğu yanında ağlayan bir baba" vaziyetinde tanımlıyor.
Bir ayı aşkın süreye rağmen test uçuşu için karar verilememesine tepki gösterdiğini belirten Hürkuş, yazıda şu ifadelere yer vermiş:
"Izdırabımdan çıldıracak bir hale gelmiştim. Müfettişlik kraldan ziyade kral taraftarlığı ediyor, benim hayatımı benden ziyade düşünüyordu. Ben tayyaremden emindim. Muvaffakiyetle uçacağımdan zerre kadar şüphem yoktu. Bunu Heyet-i Fenniye'ye fenni delillerle de ispat etmiştim. O halde neden bu eserimin tecrübe edilmesine müsaade etmiyorlardı? Artık tehammülüm kalmamıştı. Bir gün gizlice tayyaremi meydana çıkardım. Motoruna gaz doldurdum. Üzerine atladım ve makineleri tahrik ederek havalandım. Yükseldikçe ruhum açılıyor, muvaffakiyetimden ciğerlerim şişiyordu. Eminim ki ilk tayyareyle uçan mucitler bile bu kadar derin bir zevk duymamışlardır."
Söz konusu uçuşla Vecihi K-6'nın kabiliyetlerini herkese gösterme imkanı bulduğunu anlatan Hürkuş'un bu başarısı Türk sivil havacılık tarihinin dönüm noktaları arasında gösteriliyor.

